Uludere 2 Yıldır Adalet Arıyor

Uludere 2 Yıldır Adalet Arıyor

Uludere-Roboski Katliamın’ın üzerinden 2 sene geçmesine rağmen bir ilerleme sağlanabilmiş değil. Bu süre zarfında, AKP katliamı aklamak için elinden geleni yaptı ve sorumlulardan bir kişi bile bulunup, soruşturulmadı.

28 Aralık 2011 gtarihinde, Şırnak’ın Uludere ilçesinde bulunan Roboski (Ortasu köyü ) yakınlarında, çoğunluğu çocuk olan 34 sivil yurttaşın, TSK'ya ait savaş uçakları tarafından bombalanarak öldürüldüğü katliamdan geçen bunca süreye rağmen ne AKP ne de diğer sorumlular hesap verdi.

Katledilenlerin aileleri sorumluların açığa çıkarılması ve yargılanması için mücadele ettiler. Buna karşın AKP katliamda herhangi bir sorumluluğu olmadığını iddia etmekle kalmadı, hakkını arayan ailelere hakaretler yağdırdı; onları gözaltına aldı, tehdit etti; onlara "kan parası" diyerek rüşvet teklif etti. Roboski'de düzenlenen saldırının sorumlularından olan Hava Kuvvetleri Komutanı Mehmet Erten'e, "başarılarından ötürü" madalya verildi.

‘Kürt oldukları için değil yanlışlıkla bombalandılar’
Meclis Araştırma Komisyonu'nun hazırladığı raporda ise ‘Kasıt değil, hata var gibi ifadeler kullanılmıştı. Zamanın TBMM Uludere Alt Komisyonu Başkanı AKP Ordu milletvekili İhsan Şener de "zincirleme hata" var demişti. Şener'in 34 insanın başına bomba yağdırılarak katledildiği bir katliam için "zincirleme hata" gibi önemsizleştiren bir ifade kullanması dikkat çekerken raporda yer alan ifadelerden biri de, "Kürt oldukları için değil yanlışlıkla bombalandılar" oldu.

Erdoğan: İyi niyetimizle, paranın üzerine tazminat koyduk
Erdoğan ise şu şekilde konuşmuştu:

“Herkes Uludere’yi devamlı böyle gündemde tutuyor. Uludere’de bir kervana rastlıyor predatörler ve gereğini yapıyor. Eşimi, kızımı, bakanımı hepsini oraya gönderdim. Acılarını paylaşıyorum ki gönderdim. Devletin ödemesi gereken bir para var sadece ama biz üstüne belli tazminat da koyduk. İyi niyet ortaya koyuyoruz. Varsa yoksa Uludere. Genelkurmay başkanı üzüntüsünü belirtti, sorumluluğunu yerine getirdi. Komisyon da çalışıyor, çalışma sonucunda netice neyse onun üzerine gideceğiz, milletin huzurunu kimse kaçırmasın.”

Aynı zamanda Erdoğan’ın katliamın birinci yılına yaklaşılırken “Roboski değil Uludere” diyerek Roboski diyen milletvekillerini uyarmıştı.

Erdoğan’a göre, medya üstüne düşeni yapıyor
Ana akım medya geçtiğimiz iki yıl içerisinde tek bir failin cezalandırılmadığı katliamdaki sorumluluğunu eksiltmek için elinden geleni yaptı. Roboski halkının “Kan parası istemiyoruz, suçluların cezasını çekmesini istiyoruz” dediği bilindiği halde, Şırnak Valisi’nin ziyareti, yapılan ödemeler, taziye giderleri, 12 milyon TL harcamanın yapıldığı şeklinde gerçeği yansıtmayan, yansıtsa dahi katliamdaki sorumluluğunu kan parası ile örtmeye girişen devleti aklamaya girişildiği görüldü.

Anaakımda “Roboski halkına devletin yaptığı yardımlar” şeklinde utanç olarak nitelendirilebilecek haberlerin yer almasında Erdoğan’ın açıklamalarıyla paralelliğinin bulunduğu biliniyor. Erdoğan’ın yaklaşık 1 sene önce “Varsa yoksa Uludere, milletin huzurunu kaçırmayın” şeklinde yaptığı açıklamanın karşılığı medyada yer buluyor.

'Kasten yapıldığına yönelik delil yok'
Aylarca raporun yazılması beklenirken geçtiğimiz Mart ayında ise "Olayın kasten yapıldığına yönelik olarak herhangi bir delil elde edilemedi" denilerek AKP ve Genelkurmay'ın rolünü gizleyen rapor kabul edildi. Raporda kullanılan diğer ifadelerden birkaçı ise şöyle: "Kaçakçı grubun içinde teröristlerin olduğu bilgisi var. Valiye yürütülen operasyon hakkında bilgi verilmedi. Sonuç raporu valiliğe gönderilmedi. Yeni sınır kapısı açılmalı, kaçakçılık yasal zemine oturtulmalıdır."

Egemen Bağış ise bu skandal raporu en az rapor kadar skandal sözlerle değerlendirdi: "Orada hayatını kaybeden 34 kişiden çok daha önemli bir süreç yaşanıyor şu anda..."

‘Bu nasıl barış süreci anlayamadık’
Yine aynı Mart ayında Roboski Katliamı’nda kardeşi ve 11 yakınını kaybeden Veli Encü hakkında “kamu görevlisine basın yoluyla hakaret ettiği” gerekçesiyle iddianame hazırladı. Duruma tepki gösteren Veli Encü, “Ben anlamış değilim bizi bir kaç kere daha katledebilirsiniz. Bunun adına birileri barışmak diyorsa, bu kocaman yalandır” dedi. Encü devam ederek “Biz Roboski’de ‘kaçakçılığa’ mahkum edilmiş devletin ancak katlederken ve zulmederken hatırladığı yurttaşlarız. 28 Aralık 2011′de biri öz kardeşim 11 yakın akrabam toplam 34 yakınım, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin logosu olan bir uçaktan atılan bombalarla param parça edildi. Sonra ‘kaçakçı mı, terörist mi’ diyen medya parçaladı. Bu denli açık işlenmiş bir katliamın failleri hala bulunamadığı gibi her gün tehdit, idari para cezaları, baskı ve gözaltılara maruz kalıyoruz. En son yukarda da belirttiğim gibi başımıza gelen bu katliamın hesabını sormak için mücadelem ‘örgüt propagandası’ haline getirilip beni susturmaya çalışıyorlar. Duyanlar duymayanlara söylesin lütfen; dağların arasın da bir köy var! Sesimizi duyun artık.” demişti.

Kalkan: Roboski'de emri veren Erdoğan'dır
Geçtiğimiz Temmuz ayında ise Başbakanlık’tan yapılan bir açıklamaya göre her operasyonun Başbakan'ın bilgisi dahilinde yapılmadığını belirtilmişti ancak geçtiğimiz günlerde KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, Roboski katliamının failinin belli olduğunu söylerken, emri verenin Erdoğan olduğunu belirtti.

Zaman Gazetesi ise olaydan hemen sonra "Irak sınırında F-16'lar kaçakçıları vurdu: 35 ölü" başlığıyla haber yapmasına rağmen AKP ile Cemaat arasındaki gerilimin başlamasından sonra 24 Aralık 2013’te yaptığı haberde "Uludere katliamı 3. yılına giriyor" üstbaşlığıyla "Uludere, 726 gündür adalet bekliyor" dedi.

Bugün ise ‘barış süreci’ devam ederken hala tek bir sorumlu teşhir edilmedi ve yargılanmadı. Ana akım medya ise hala katliamı konuşmaktan çekinmekte. Bunca geçen zamana rağmen ne ölen yurttaşların yakınlarının acısı dinebildi ne de Roboski’ye yönelik saldırılar dindi.

kaynak: sol.org.tr

Kaynak:Haber Kaynağı