'Taleplerimiz karşılanmadan bir yere gitmiyoruz'

'Taleplerimiz karşılanmadan bir yere gitmiyoruz'

Taksim Dayanışması'nın çağrısıyla Taksim Meydanı'nda buluşan yüzbinler, taleplerinin karşılanması konusunda kararlı olduklarını bir kez daha haykırdı. Başbakan Erdoğan ve hükümete seslenen yüzbinler, "Biz halkız. Buradayız. Ve taleplerimizi almadan da hiç

Taksim direnişinin 13. gününde Taksim Dayanışması Platformu'nun çağrısıyla Taksim'e yüzbinlerce insan akın etti. Kitle taleplerini haykırdı, hükümetin istifasını istedi. Taleplerinde ısrarcı olduklarını dile getiren halk, hükümetin bu konuda adım atmasını istedi. 

Taksim Dayanışması tarafından düzenlenen miting, konserle başladı.

Öğlen saatlerinden itibaren mitinge katılan gruplar, Beşiktaş, Tünel ve Galatasaray Lisesi önünden Taksim Meydanı’na yürüdü.

Gezi Parkı protestoları günlerdir devam ederken, Gezi Parkı eylemlerini sürdüren vatndaşlar seslerini daha fazla duyura bilmek amacıyla Taksim Meydanı’na saat 16.00 sıralarında toplanmaya başladı.

Mitingde Hatay’daki gösteriler sırasında yaşamını yitiren Abdullah Cömert’in, bir sosyal paylaşım sitesinde yazdığı son mesaj okunurken, bu sırada, alandaki gruplar çeşitli sloganlar attı. Miting, meydana kurulan platforma çıkan Bandista müzik grubunun konseriyle devam ediyor.

Bandista'nın ardından polis saldırısında yaşamını yitiren Abdullah Cömert ve Mehmet Ayvalıtaş için saygı duruşu yapıldı.

Daha sonra mimar Mücella Yapıcı, Taksim Dayanışması adına açıklama yaptı. 

Yapıcı, Nazım Hikmet'in "Ben bir cevizağacıyım Gülhane Parkı"nda şiirini Gezi Parkı'na uyarlayarak konuşmasına başladı: "Ben bir ceviz ağacıyım Gezi Parkı'nda/ Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında."

Yapıcı, "Gezi Parkı'nda ağaçları kesip yerine Topçu Kışlası yapacağını söylediğinde, oradaki üç beş ağacın bir halkın öfkesini tetikleyeceğinin ne sen fakındaydın ne de polis" dedi.

Taksim Gezi Parkı'na saldırının 27 Mayıs'ta başladığını hatırlatan Yapıcı, "Saldırı sertleştikçe direniş ve dayanışma da büyüdü ve üç beş ağaç için verilen mücadelenin bu ülkede halkın en geniş kesimlerini kapsayan bir özgürlük, demokrasi, hak ve haysiyet mücadelesi haline geldiği görüldü. Ve o günden sonra, bugünden sonra artık herkes her şeyin farkında" diye konuştu.

"Evet, bu mücadele üç beş ağaç içindir ama aynı zamanda yaşamımıza, geleceğimize, onurumuza sahip çıkmak içindir. Çünkü ağacına sahip çıkamayanların yaşamlarına sahip çıkamayacağını hepimiz biliyoruz" diyen Mücella Yapıcı şöyle konuştu:
"Gezi Parkı’nda başlayıp bütün ülkeye ve dünyaya yayılan direnişin, dayanışmanın ve 13 gündür dinmeyen bu öfkenin, bu tepkinin, bu haykırışın mesajı nettir.

'MİLYONLAR ESKİSİ GİBİ YÖNETİLMEK İSTEMİYOR'

Buradaki ve ülkenin dört bir yanındaki milyonlar olarak artık eskisi gibi yönetilmek istemiyoruz. Gençler, kadınlar olarak sürekli yok sayılmaktan bıktık…
'Oyu ben aldım, her şeye ben karar verir, her şeye karışırım' diyen bir iktidar tarafından baskı görmek istemiyoruz.
Haklarımızı, doğamızı ve kentlerimizi gasp eden rantçı zihniyeti seyretmekle yetinmek istemiyoruz. Demokratik katılım kanallarını bütünüyle yok eden, her itirazı düşmanca bir refleksle yanıtlayan, kendisi gibi olmayanların inancına, kimliğine, yaşam tarzına, bilime, sanata saygı duymayan bir iktidar anlayışını reddediyoruz. Biz varız ve buradayız diyoruz."

'ARTIK YETER'

Genciyle kadınıyla, Türküyle Kürdüyle, Alevisiyle Sünnisi, Ermenisiyle, tüm kardeş halklarıyla; inançlısıyla ateistiyle, emekçisiyle aydınıyla, geyi, lezbiyeniyle, taraftar grupları ve öğrenci inisiyatifleriyle, plaza çalışanıyla, esnafı, işçisi ve işsiziyle bütün kesimleriyle halkın "artık yeter" dediğine dikkat çeken Yapıcı, "'Artık yeter' diyen halk; kardeşliğin ve dayanışmanın Türkiye ve dünya üzerindeki en önemli örneklerinden birini sergiliyor" dedi.

Yapıcı, "Faşist saldırılar ve tüm baskılara karşı sokaklara çıkan milyonlar, AKP iktidarına ve onun yönetme anlayışına, diline, söylemine 'dur' diyor" şeklinde konuştu.

Gezi Parkı'nın park olarak kalacağına dikkat çeken Yapıcı, "Başbakan'ın ağzından çıkan her cümle kanun olmayacak" dedi.

AKP'nin de artık her şeyin farkında olduğunu belirten Yapıcı, şöyle devam etti: "Bizim için 'üç beş çapulcu' deseler de milyonlar olduğumuzun farkında. Yüzde 50'ye karşı yüzde 50 dese de, yaşananların AKP'li olmayanlarla AKP'liler arasında olmadığının farkında. Bizi marjinaller, illegaller diye karalamaya çalışsa da haklılığımızdan şüphe duyulamayacağının farkında. Kamusal bir alan olarak parkına ve meydanına sahip çıkanların, daha özgür bir ülke talep edenlerin vandalizmle, yıkıcılıkla, çapulculukla suçlanması hiç kimse için inandırıcı değil. ABD emperyalizmi ile kol kola olan bir hükümetin 'faiz lobisine' kahramanlık taslaması ise komediden ibarettir. 'Muhatap yok' diye bizi yok saymaya çalışsa da, muhatabın meydanlarda olduğunun, milyonlar olduğunun herkes farkında."

"TALEPLERİMİZ HAKLIDIR. HUKUKİDİR. MEŞRUDUR VE ÇOK BASİTTİR"

Yapıcı, "Taleplerimiz haklıdır. Hukukidir. Meşrudur ve çok basittir" diyerek bir kez daha talepleri hatırlattı:
"Gezi Parkı, Park olarak kalmalıdır. Taksim Gezi Parkına Topçu Kışlası adı altında ya da başka herhangi bir yapılaşma olmayacağı ve projenin iptal edildiğine dair resmi bir açıklama yapılmalı, Atatürk Kültür Merkezinin yıkılmasına ilişkin girişimler durdurulmalıdır.

Taksim Gezi Parkı'ndaki yıkıma karşı direnişten başlayarak halkın en temel demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan, binlerce, insanın yaralanmasına, üç yurttaşımızın ölmesine neden olan sorumlular, başta İstanbul, Ankara, İzmir, Hatay, Adana Valileri ve Emniyet Müdürleri olmak üzere tüm sorumlular görevden alınmalı, gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanılması yasaklanmalıdır.

Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için, twit attığı için gözaltına alınan yurttaşlarımız derhal serbest bırakılmalı, haklarında hiçbir soruşturma açılmayacağına ilişkin açıklama yapılmalıdır.

1 Mayıs alanı olan Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Türkiye'deki tüm meydanlarımızda, kamusal alanlarımızda toplantı, gösteri, eylem yasaklarına ve fiili engellemelere son verilmeli; ifade özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalıdır."

Mimar Mücella Yapıcı, "Parkımızı iade edin" diyerek hükümete seslendi.

Yapıcı, "Her ne ad ile olursa olsun parkın 1 santimetrekaresinin dahi yapılaşmaya açacak projelerinizi unutun ve bu demokratik tepkinin mesajlarını alın…”Halkın coşkun akan selinin” durdurulamayacağının farkına varın" dedi.

Yapıcı son olarak şunları söyledi:
"Bu ülke, bu dünya ve bu evren bilmelidir ki; gençlerin enerjisi ve yaratıcı zekasından beslenen bu hareket, haklı taleplerinin yerine getirilmesi için ne gerekiyorsa onu yapacak meşruiyete, güce, yaratıcılığa, özgüvene ve hepsinden önemlisi güçlü bir dayanışmaya sahiptir.
Biz halkız. Buradayız. Ve taleplerimizi almadan da hiçbir yere gitmiyoruz."


Mitingde konuşmanın ardından Kardeş Türküler sahne aldı.