Taksim Gezi Parkı Direnişi Dünya Basınında

Taksim Gezi Parkı Direnişi Dünya Basınında

Polisin sert tutumu ve AKP iktidarının hukuksuz tasarrufları eleştiriliyor

TAKSİM GEZİ PARKI DİRENİŞİ DÜNYA BASININDA

Taksim Gezi Parkı direnişi dünyada büyük ilgi görmeye devam ediyor. Birçok ünlü basın kuruluşu Türkiye'de ki muhabirleri aracılığı ile Taksim gezi parkı direnişini takip ediyor. Gezi parkında yıkıma karşı nöbet tutanların inadı ve direnişi verilen haberlerde büyük destek görüyor. Polisin sert tutumu ve AKP iktidarının hukuksuz tasarrufları eleştiriliyor. çevreci bir çok kuruluşun da desteklediği Taksim Gezi Parkı Direnişi, ünlü İngiliz Yayın Kuruluşu BBC de yer buldu. BBC Rengin Arslan'ın gözlemlerine geniş yer ayırdı. İşte BBC'nin o gözlem yazısı.

TOPLANANLARIN SAYISI HİÇ AZ DEĞİL 

 
Gün boyunca sosyal medyadan paylaşılan kareler, yapılan çağrılar pek çok kişiyi Gezi Parkı’ndaki nöbete katılmaya teşvik etmiş görünüyor.
İşten gelenler, öğrenciler, aktivistler tam anlamıyla coşkulu bir kalabalık haline geliyor saatler ilerledikçe.
Gündüz ağaçların sökülmesine karşı eylem yapan, biber gazıyla yapılan müdahaleye maruz kalanlar da orada.
Müdahalenin ardından çevik kuvvet polisleri metronun Gezi Parkı çıkışına konuşlanmıştı.
Bir de TOMA getirilmişti.
Basın açıklamasının yapılacağı saate az kala, polis buradan da çekiliyor.
Eylemciler sloganlarda “yolcu ediyor” polisleri.
'Kuşlara tekmil vereceğiz'
Gündüz, ağaçların sökülmesi için çalışan kepçeyi durdurmak ve çevik kuvvetin çekilmesi için müzakere eden BDP’li İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder de burada.
Açıklama yapıyor: “Her birimiz bir ağacın nöbetini tutacağız, sabahları kuşlara tekmil vereceğiz.”

PARKTA EYLEM ÇADIRI


Eylemciler, yıkım ekiplerinin geri dönüşü olasılığına karşı parkta çadır kurdu.
Konuşmalar sonlanırken, sökülen ağaçların yerine dikilmek üzere fidanlar geliyor.
Alkışlarla karşılanıyor fidanlar.
Kepçenin çalıştığı alana götürülüyorlar.
Bir eylemcinin söylediğine göre dün kullanılan biber gazı toprağa sinmiş.
Fidanlar için kürekle çukur kazıldıkça, biber gazı kokusu geliyor topraktan.
Gece saatlerinde ise bütün günün gerginliğinden eser yok Gezi Parkı’nda.
Şarkılar çalınıyor, söyleniyor. Herkes dans ediyor.
Oyuncular Sendikası’na üye tiyatrocular, gazeteciler, LGBT bireyler eyleme destek için bir arada.
Konuşmalar yapılıyor bir ara.
Eline mikrofonu alan herkes, bir gece önce ağaçların söküldüğünü haber alarak parka gelen ve bu mücadeleyi yaratanları selamlayarak başlıyor konuşmasına.
Sloganlar atılıyor sık sık: “Gezi bizim, İstanbul bizim”.

SAYISI ARTAN AVM'LERE KARŞI BÜYÜK TEPKİ VAR

İstanbul’da son yıllarda sayısı gittikçe artan alışveriş merkezlerine karşı tepkili herkes.
Gezi Parkı’nın yerine de bir alışveriş merkezi yapılması söz konusu ama tepki sadece buradaki plan için değil.
Yeniden gelecekler mi?
Arada duyuru yapılıyor ve çadırların kurulduğu alanda gece nöbeti için uyulması gereken şeyleGezi Parkı’nda akşam basın açıklaması için toplananların sayısı hiç de az değil.
Gün boyunca sosyal medyadan paylaşılan kareler, yapılan çağrılar pek çok kişiyi Gezi Parkı’ndaki nöbete katılmaya teşvik etmiş görünüyor.
İşten gelenler, öğrenciler, aktivistler tam anlamıyla coşkulu bir kalabalık haline geliyor saatler ilerledikçe.
Gündüz ağaçların sökülmesine karşı eylem yapan, biber gazıyla yapılan müdahaleye maruz kalanlar da orada.
Müdahalenin ardından çevik kuvvet polisleri metronun Gezi Parkı çıkışına konuşlanmıştı.
Bir de TOMA getirilmişti.
Basın açıklamasının yapılacağı saate az kala, polis buradan da çekiliyor.
Eylemciler sloganlarda “yolcu ediyor” polisleri.
'Kuşlara tekmil vereceğiz'
Gündüz, ağaçların sökülmesi için çalışan kepçeyi durdurmak ve çevik kuvvetin çekilmesi için müzakere eden BDP’li İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder de burada.
Açıklama yapıyor: “Her birimiz bir ağacın nöbetini tutacağız, sabahları kuşlara tekmil vereceğiz.”


TOPRAKTAN BİBER GAZI KOKUSU GELİYOR
 
Eylemciler, yıkım ekiplerinin geri dönüşü olasılığına karşı parkta çadır kurdu.
Konuşmalar sonlanırken, sökülen ağaçların yerine dikilmek üzere fidanlar geliyor.
Alkışlarla karşılanıyor fidanlar.
Kepçenin çalıştığı alana götürülüyorlar.
Bir eylemcinin söylediğine göre dün kullanılan biber gazı toprağa sinmiş.
Fidanlar için kürekle çukur kazıldıkça, biber gazı kokusu geliyor topraktan.
Gece saatlerinde ise bütün günün gerginliğinden eser yok Gezi Parkı’nda.
Şarkılar çalınıyor, söyleniyor. Herkes dans ediyor.
Oyuncular Sendikası’na üye tiyatrocular, gazeteciler, LGBT bireyler eyleme destek için bir arada.
Konuşmalar yapılıyor bir ara.
Eline mikrofonu alan herkes, bir gece önce ağaçların söküldüğünü haber alarak parka gelen ve bu mücadeleyi yaratanları selamlayarak başlıyor konuşmasına.
Sloganlar atılıyor sık sık: “Gezi bizim, İstanbul bizim”.
İstanbul’da son yıllarda sayısı gittikçe artan alışveriş merkezlerine karşı tepkili herkes.
Gezi Parkı’nın yerine de bir alışveriş merkezi yapılması söz konusu ama tepki sadece buradaki plan için değil.
Yeniden gelecekler mi?
Arada duyuru yapılıyor ve çadırların kurulduğu alanda gece nöbeti için uyulması gereken şeyler anlatılıyor.
Herkese nöbete katılmak için çağrıda bulunuluyor. Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı’nın gelişi coşkuyla karşılanıyor.
 
ÇARŞI GURUBU DESTEĞE GELİYOR

Kalabalığın saatler geçtikçe azalması söz konusu değil. Gezi Parkı en hareketli günlerinden birini yaşıyor.
Öbek öbek gruplar şarkılar söylüyor, saatler ilerledikçe sohbet koyulaşıyor. Pankartın asılı olduğu direklerden birinin dibinde bir kız eline kitabını almış, okuyor.
Bu sırada karşımdaki iki ağaca tırmananlar görüyorum. Bir süre sonra bir pankart geriliyor iki ağacın arasına: Mahalleme, meydanıma, ağacıma, suyuma, toprağıma, evime, tohumuma dokunma.
Az ilerde ise parkın içine bir çukur kazılıyor. Bugün sökülen ağaçlardan biri ait olduğu yere, toprağa kavuşuyor.
Bugün de devam edecek nöbet. Pek çok kişinin aklında benzer bir soru dolanıyor: Ağaçları sökmek için yine gelecekler mi?r anlatılıyor.
Herkese nöbete katılmak için çağrıda bulunuluyor. Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı’nın gelişi coşkuyla karşılanıyor.
 
AĞAÇLARI SÖKMEK İÇİN YENİDEN GELECEKLER Mİ?

Kalabalığın saatler geçtikçe azalması söz konusu değil. Gezi Parkı en hareketli günlerinden birini yaşıyor.
Öbek öbek gruplar şarkılar söylüyor, saatler ilerledikçe sohbet koyulaşıyor. Pankartın asılı olduğu direklerden birinin dibinde bir kız eline kitabını almış, okuyor.
Bu sırada karşımdaki iki ağaca tırmananlar görüyorum. Bir süre sonra bir pankart geriliyor iki ağacın arasına: Mahalleme, meydanıma, ağacıma, suyuma, toprağıma, evime, tohumuma dokunma.
Az ilerde ise parkın içine bir çukur kazılıyor. Bugün sökülen ağaçlardan biri ait olduğu yere, toprağa kavuşuyor.
Bugün de devam edecek nöbet. Pek çok kişinin aklında benzer bir soru dolanıyor: Ağaçları sökmek için yine gelecekler mi?