Soykan Özçelik

Soykan Özçelik

SOSYAL MEDYAYI DOĞRU KULLANMAK

Sosyal Medya Hesaplarını Kişisel/Kurumsal Olarak Kullanırken Nelere dikkat etmeli?

Sosyal Medyayı Doğru Kullanmak

Son zamanlarda hatta uzun zamandır dikkatimi çeken ancak fırsatını bulupta değinemediğim bir konuya dikkat çekmek istiyorum.

Malum artık yaşlısı-genci-öğrencisi-işçisi-işsizi-işletme sahibi... herkes sosyal medyayı kullanıyor.

Bunların başında Facebook ardından Twitter sonrasında Google+,Linkedin,Foursquare,Pinterest gibi sosyal ağlar geliyor.

Sosyal medya kullanımında dünya ikincisi bir toplumda yaşarken, sosyal medya kültürü bakımından kat edeceğimiz çok mesafe var.

Ancak kişisel yada kurumsal olarak açılan Facebook-Twiter gibi hesaplarda yapılan paylaşımların
hesabın özelliğine uygun olmadığını görüyorum. Kişisel olarak paylaşılabilecek konuların resmi hesaplarda paylaşılması gayri ciddi karşılanır(karşılanıyor) bu konuya kişisel hesabı üzerinden sayfa açan yada kişisel hesap açar gibi resmi hesap açanların dikkat etmesi gerekiyor.

Şimdi tavsiyelerime göz atalım;

Sosyal medyada bireysel hesap açarken dikkat edilmesi gereken bazı şeyler var. Önce unutmamak gerekir ki, Google bütün bilgilerinizi hafızasına alıyor ve bir daha silmemek üzere kaydediyor ve insanlar sizi arama motorlarında ararken arama sonuçlarında bu sosyal hesaplarınızla karşılaşıyorlar. O yüzden olabildiğince kendinizle alakalı doğru bilgiler vermeye gayret edin. Yine kendinizi arama motorlarında insanlar aradığında nasıl görmelerini istiyorsanız, o şekilde ifade etmeniz konusunda hassas davranmanızı tavsiye ediyoruz. İşinizi, isminizi, nerede yaşadığınızı, bu gibi temel bilgileri verebilirsiniz; fakat, yine de tavsiyemiz çok fazla derine inmemeniz. Dininizi, ev adresinizi, cep telefonunuzu, siyasi görüşünüzü yazmayabilirsiniz ve yazmamakla hiçbir şey kaybetmezsiniz. Böylelikle hem başınız ağrımamış olur, hem de insanlar sizinle ilgili doğru bilgilere arama motorları vasıtası ile ulaşmış olurlar.

Sosyal medyada, bireysel hesaplarda fotoğraf kullanırken dikkat etmeniz ve hassas davranmanız gereken birkaç nokta var. Bu tamamen, aslında kendinizi sosyal medyada nasıl ifade etmek, nasıl görmek ve göstermek istediğinizle alakalı. Çok kurumsal bir şirkette çalışıyorsanız ve şirketin kurum kültürü sizin özel fotoğraflarınızı çok da fazla taşıyamayacak kadar katı çerçeveler içerisindeyse, çok da fazla cömert davranmamanız gerekiyor özel hesaplarınızdaki fotoğraf paylaşımında. Fakat ben bunlarla ilgilenmiyor ve çok da umursamıyorum diyorsanız tabi ki dilediğinizce fotoğraf paylaşabilirsiniz.

Bireysel hesapların güvenliği de çok önemli bir konu. Çünkü burada özel mesajlaşmalarınızdan tutun belki de kimsenin görmesini istemeyeceğiniz gizli albümlerinize kadar pek çok özel bilgileriniz var. Ve bu bilgiler ya da şifreniz başkasının eline geçerse, hele ki bu işi yapan bir profesyonelseniz ve sizin account – hesabınıza bağlı olan müşteri sayfalarınız varsa, o zaman bir faciaya sebep olabilirsiniz. Artık aktivasyon – doğrulama kodları var; bunları e-posta hesaplarınıza yönlendirin ve telefon numaranızı sosyal ağlara doğru bir şekilde verin ki, şifrenizi kaybettiğinizde veya hesaplarınız ele geçirildiğinde, bir an önce kendi sahip olduğunuz özel bilgilerle şifre – hesabınızı geri alabilesiniz. Ayrıca mümkün olduğunca 12345, doğum tarihi, tuttuğunuz takım, eşinizin çocuğunuzun ismi gibi kolay tahmin edilebilir şifreler oluşturmamaya çalışın ve naçizane tavsiyemiz şifrelerinizi 2 – 3 ayda bir güncelleyin.

Facebook başlı başına bir dünya. Artık çevrenizde bulunan tüm insanlarla bu platformda karşılaşmanız mümkün. Bu nedenle paylaştığınız bilgiler, insanlarla paylaşmak istediğiniz, kamuya açık olmasında sakınca görmediğiniz bilgiler olmalı.
Facebook gizlilik ayarlarınızı doğru yapılandırmanız gerekiyor. Facebook hesabınızı açtığınızda, paylaşımlarınız arkadaşlarınıza özel mi olsun, etiketlendiğiniz gönderileri herkes görebilsin mi gibi çok ince gizlilik ayarları var. Bizce bu ayarları dikkatle yapılandırmanız, konu hakkında daha fazla ileri okuma yaparak aydınlanmanız şart.
Dikkat edilmesi gereken başka bir noktayı örnekle açıklayalım. Facebook profilinizle çok ciddi ve naif bir duruş – intiba sergiliyor olabilirsiniz. Fakat bir akşam bir partide arkadaşlarınızla alkol alırken ve çok eğlenirken çekilmiş bir fotoğrafınız, başka bir arkadaşınızca Facebook’a yüklense dahi, siz o fotoğrafta etiketlendiğinizde ve hele ki o etiket herkese açıksa, arama motorları tarafından indexlenecek, arama sonuçlarında gösterilecektir ve sizi arayan insanlar tarafından görüntülenecektir. Böyle şeylere maruz kalmak istemiyorsanız, korumanız gereken bir imaj ve kurum kültürünüz varsa, bu noktada gizlilik ayarları çok önemli.

Twitter hızlı bir döngüye sahip bir dünya olması sebebiyle takipçi sayısını doğal ve etik yollardan artırmak oldukça güç. Uzun vadede neler yapılabilir, irdelemek gerek. Öncelikle insanlara sık sık twit atarak boğmamak gerek. Öncelik takip edenleri elde tutmak olmalı. Onun dışında yeni insanlarla da tanışabilmek, fan kazanmak için hashtag kullanabilirsiniz. Hashtagleri twitlerinize yazarak, o grup ve başlıklar içerisinde fikirlerinizi ifade edebilirsiniz. Eğer gerçekten insanları gülümsetebilir, algılarına hitap edebilir, ilgilerini uyandırabilecek bilgiler verebilirseniz, ya da kendinizi düzgün ve dürüstçe ifade edebilirseniz, zaten potansiyel takipçileriniz sizi bulacaktır ve onları sıkmadığınız sürece sizi takip etmekten vazgeçmeyeceklerdir. Paylaşımlarınızın özgün içerikler olmasına ve retweetlerinizin sosyal çizgi – kalitenizle örtüşmesine de mutlaka özen göstermelisiniz.

Pek çoğumuz aktif olarak kullandığımız gmail e-posta hesabına sahibiz. Fakat Google + profilimizi oluşturmuyor ya da aktif olarak kullanmıyoruz. Bireysel veya kurumsal anlamda bakıldığında, kişisel veya kurumsal Google + sayfasına sahip olmamak büyük bir eksiklik ve hata olarak tanımlayabiliriz. Google’da daha aktif indexlenmek, hakkımızdaki arama sonuçlarına pozitif katkıda bulunmak istiyorsak, Google Plus en az Facebook ve Twitter kadar değer taşımakta. Yakın bir gelecekte bunun önemini daha iyi kavrayacağınıza eminiz.

Sosyal medya artık günlük hayatın olmazsa olmazlarından biri haline gelmiştir. Bireyler veya marka cephesinden baktığımızda bu durum aynı. Artık çok sesli bir kalabalığın içerisindeyiz ve sesimizi en kısa, ucuz ve güvenilir yoldan, yani ilk ağızdan duyurabilmekteyiz. Bireysel kullanıma bakıldığında Türkiye’nin %80’inin sosyal platformları kullandığını görmekteyiz. Fakat iş biraz işletmeler tarafına geldiğinde değişiyor. Markalar bir gün mutlaka sosyal medyada olacaklar ve olmak zorunda kalacaklar. Sosyal medyada yer alamadıkları her bir gün, onlar için büyük bir kayıptır. Markanızın duruşunu, itibarını, konumunu, sosyal medya araçlarını doğru ve etkin bir şekilde kullanarak, potansiyel kitleye onların bakış açısı ve beklentileri ile örtüşen bir şekilde gösterebilir, farkındalık yaratabilirsiniz. Bu yolla mikro ölçekte bir işletmeyi çok daha profesyonel ve güvenilir gösterebilirsiniz. Fakat sosyal medya süreçlerini kötü yöneten büyük işletmeler, marka gücüne ve itibarlarına zarar verebilmektedirler. Durum böyle bir hal aldığında, insanlar ne markanıza, ne hizmetinize, ne de isminize güvenir. O yüzden sosyal medyayı gerek bireysel anlamda, gerekse marka bağlamında düzgün kullanabilmek çok önemli ve hassas bir konu.

Sonuçta siz siz olun en azından kurumsal sayfalarda çiçek böcek,ayy inanmıyorum gibi görseller vs.paylaşmayın...

@soykanozcelik | about.me/soykanozcelik

Önceki ve Sonraki Yazılar