Şok Sözler, The Süreç " Yaz Oğlum Süreyya"

Şok Sözler, The Süreç " Yaz Oğlum Süreyya"

The Süreç

EMİNE ÜLKER TARHAN; YOKSULLUĞUN IRKININ OLMADIĞINI NE ZAMAN ANLAYACAKSINIZ ?

CHP Grup Başkan vekili Emimne Ülker tarhan'dan "The Süreç" Açıklaması geldi. Tarhan "terör örgütütüne teslim olmaktan, çok uluslu şirketlerin kiralık iktidarlarına maşa oluyorsunuz" diyerek, BDP'ye yüklendi.


THE SÜREÇ
 
Tarhan’ın, dün yaptığı çarpıcı yazılı açıklama şöyle: 
 
Bir teröristin mektuplarını hevesle oradan oraya taşıyıp duran mektup taşıyıcıların “yaz oğlum Süreyya” düzeyi ile düştükleri hal acınası olduğu kadar, kimin “bittiğinin” de fotoğrafıdır. Siyasi temsilden dem vuran bir yapının kendi varlık nedenini inkar ederek AKP’nin dümen suyunda, Kürtlerin tek temsilcisi olarak terör örgütünü göstermesi öncelikle Kürtlere en büyük haksızlıktır. 
 
Talimatla yürütülen “the süreç”e CHP’yi bulaştırmak istemeleri ise en büyük acizlik ve hadsizliktir. Kendilerine, akıl dağıtmadan önce akıl almalarını tavsiye ediyor, tavsiyeler listemi aşağıya ekliyorum. 
Savunulması mümkün olmayan yöntemlere ve liderlere bel bağlamaktan vazgeçin. Devlet teröründen şikayet edip, bir terör örgütüne teslim olmaktan, Balıkesir'de, Diyarbakır'da, Muğla’da yaşayan Kürtlerin tek temsilcisinin bir terör örgütü olduğunu söyleme komikliğinden vazgeçin.
 
“ ZENCİYDİK HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?”
 
Bu topraklardaki sayısız ırka ait binlerce genin birbirine karıştığını inkar etmekten,  birlikte yaşama yoluna kayalar döşemekten vazgeçin. Hem siz ne zaman yoksulluğun bir ırkı olmadığını anlayacaksınız? Doğuştan kendine biçilen rolü reddedip, ne din, ne de bir dilim sucuk ticareti yapmadan, kendinden başka güveneceği bir dal olmadan varolmaya çalışan biz, yoksul Anadolu’nun yoksul kızları, kaç kere zenciydik hiç düşündünüz mü, BDP’nin kadınları? 
 
Siz,  bu topraklara dışarıdan gelenlere had bildirmekten de ırksal asabiyetten de vazgeçip,  hiç salt insan odaklı siyaset yapmayı düşündünüz mü? Kendinizden olmayanların da, sizinle aynı zorlukları yaşadıklarını bir kez olsun düşündünüz mü? Elleri çalışmaktan şişenleri, düşündünüz mü?  Çocuk gelinlerden veya sağlık sistemindeki çarpıklıklardan ne zaman sözedeceksiniz? Kızıltepe’de, haddi hesabı olmayan tarlalarında çalıştırdığı yoksulların sırtından trilyonlar kazananları, büyük şehirlerde merdivenaltı atölyelerde gün yüzü görmeyenleri görmezden gelip, sadece ırk siyaseti yaparak gerçeklerden daha ne kadar kaçacaksınız? 
 
Kanla beslenmiş, gerektiğinde ise Türk kimliğinden, üç peygambere kadar her tür takiyeyi yapabilen bir örgüt ile emir komuta zincirini ne zaman kıracaksınız? Öcalan-Erdoğan ahenginin ezilenlere değil sadece kişisel ikbalini düşleyenlere yarayacağının farkında değil misiniz?
 
"OMURGALI SİYASETE DAVET EDİYORUM"
 
Artık, şapkayı önünüze koyup bunları düşünmelisiniz. İnanın temsil ettiğiniz insanlar daha nitelikli bir siyasi temsili hakediyor. Bu nedenle sizleri, topraklarımıza çöreklenmek isteyen çokuluslu şirketlerin kiralık iktidarlarının maşası olmaktan vazgeçerek, size umut bağlamış yurttaşlarımızın haklarını savunan tutarlı ve omurgalı bir siyasete davet ediyorum.