SEÇİM

 

Demokrasinin kurum ve kuralları nelerdir diye sorulmuş olsa, herhalde en başa “seçim” koşulunu koyarsınız. Ben de öyle düşünüyorum, seçim olmazsa demokrasi de olmaz. Çünkü bir toplumun kendi kendini yönetebilmesi ancak seçimle olanaklı hale gelebilir. Demek, illa ki seçim olacak. 

Olacak da nasıl olacak?

Demokrasimsilerde akıllı insanlar üretilen ve yaratılan kaynaklardan pay alabilmek için örgütlenirler ki bu örgütlere parti adı verilir.

Siyaset alanı, çıkar odakları arasındaki dengelere göre partilerce paylaşılır. Her ne kadar erke gelecek olan gruplar başından belli olsa da, görüntüye bir zeval gelmesin diye öteki gruplar da “muhalefet”, payesiyle ödüllendirilir. Bir gün kendilerinin de iktidar olabilecekleri alalaması, muhalefeti iktidara öykünme sendromuna sokar. Kimi toplumlarda bu sendrom yüzünden, erktekilere hizmet yarışında iktidardaki partiye nal toplatan muhalefet partileri de görülebilmektedir.

Her şeyin daha da demokratik olması için vatandaş, siyasal partilerden birisine yakın durur. Seçim günü ortaya konulan sandıkla mizansen tamamlanır. Oy kullanmaya Eskişehir marşıyla gidilir, mehter marşıyla geri dönülür. Sandıklar açıldığında heyecan doruktadır. Çok geçmeden kimin seçildiği açıklanır ki, ahalinin orgazm halinde sokağa dökülmesi ve kutlamaların başlaması için yurdum insanı zaten bu anı beklemektedir. 

Gerçi ahali kime, neden oy verdiğini bilmez ama tuttuğu taraf seçilmişse bayramdır. Ötekiler seçildiyse bu kez de evden cenaze çıkmış gibi bunalıma girilir. 

Seçim sürecinin bütün aşamalarında ahali olaya katılmaktadır ki zaten katılımcı demokrasi tanımlaması da bu güzellikle ilgilidir. 

Her ne kadar: 

Seçilme hakkının varsıllar içinde bir takıma özgülendiği, 

Adayların yukarıda bir yerlerde ahaliden habersiz belirlendiği, 

Seçmenin, kullanacağı oyla kendi çıkarları arasında ilişki kurabilmesinin koşullarının hazırlanmadığı,

Erkteki takımın suyun başından ayrılmamak için devletin bütün olanaklarını kullandığı… gibi dedikodular seslendiriliyor olsa da; münafık takımınca üretilen bu tür dedikoduların, seçimin demokratikliğine bir zararı dokunmaz. Sonuçta demokrasi kazanır yani. 

Sözün kısası, demokrasimsilerde seçim ritüelinin en etkili elemanı seçmendir. 

Bir yiyip bin şükredelim ki seçmen tıpış tıpış gidip oyunu kullanıyor. 

Kullanmamış olsa milli irade nasıl ortaya çıkacak?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar