Savaş Çıkarmak isteyenin Allah belasını Versin

Savaş Çıkarmak isteyenin Allah belasını Versin

DEMİRTAŞ: SAVAŞ ÇIKARMAK İSTEYENİN ALLAH BELASINI VERSİN
 
Serkan BİNGÖL/ KARLIOVA

BİNGÖL'ün Karlıova İlçesi'nde husumetli ailelerin barış yemeğine katılan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Mardin'de gerçekleşen ve 3'ü çocuk 2'si kadın 5 kişinin öldüğü kan davası saldırısı lanetleyerek, "O rezilliği yapanlar buraya baksınlar, kahramanlık, cesaret, yiğitlik budur, yiğitlik barışa yürümektir" dedi. Demirtaş, "Kim ki barış için çaba sarfediyorsa, taş taş üstüne koyup emek sarfediyorsa Allah ondan bin kere razı olsun. Kim ki ailelerimiz arasında, halk arasında, toplumlar arasında ya da devletler arasında savaş çıkarmaya, kan gözyaşı çıkarmaya çalışıyorsa Allan onun bin defa da belasını versin" dedi.
 
Karlıova'nın Çatak ve Bağlıisa köylüleri arasında yıllardır arazi anlaşmasızlığı nedeniyle oluşan husumet, bugün verilen barış yemeği ile sona erdirildi. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Muş Milletvekili Sırrı Sakık ve yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı barış yemeğinde ilk konuşmayı BDP Grup Başkan Vekili ve Bingöl Mliletvekili İdris Baluken yaptı. Asimile edilmeye çalışılan bir halkın büyük bir özgüvenle bu asimilasyonu, inkarı, imhayı bir kenara bırakarak özgürlüğe yürüdüğünü söyleyen Baluken, "Yüz yıllık bir kölelik sayfasını kapatıp yüz yıllık bir özgürlük sayfasını açmamız için her şeyden önce ulusal birliğe ve kendi iç barışımıza ihtiyacımız var" dedi.
 
'MARDİN'DE REZİLLİĞİ YAPANLAR BURAYA BAKSINLAR'
 
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise son iki ayda sadece kan davalarında ve arazi anlaşmazlıklarında 34 insanı yitirdiklerini ve dün Mardin'de 2 annenin 3 çocuğuyla birlikte katledildiğini hatırlatarak, "Şimdi bu iki aydır yaşanan böylesi acılı olayların üzerine Karlıova'da böylesine köklü böylesine büyük ve onurlu bir barışı gerçekleştiriyor olmak bizim için büyük bir sevinçtir. Bugün bu parkta bu ailelerin yaptığı şey, cesaretin, kahramanlığın en büyüğüdür. Öyle gelip bir cezaevi önünde bir anayı üç dört çocuğuyla katletmenin kahramanlıkla alakası olur mu? O işi yapanlar buraya baksınlar. Bugün o rezilliği yapanlar buraya baksınlar, kahramanlık, cesaret, yiğitlik budur, yiğitlik barışa yürümektir" diye konuştu.
 
'SAVAŞ ÇIKARMAK İSTEYENİN ALLAH BELASINI VERSİN'
 
Demirtaş, kendilerinin yıllarca böyle parçalaya parçalaya perişan edildiğini, köy köy, aile aile, şehir şehir, mahalle mahalle herkesin birbirine düşman edildiğini söyledi. Demirtaş, şöyle konuştu:
 
"Şimdi bunların hepsini ortadan kaldırmamız lazım. Anlaşmazlık olmaz mı? Olur. Hayatın bir parçasıdır hayat varsa evin içindede mahallelerdede şehirdede anlaşmazlık olur. Anlaşmazlıkları konuşarak, diyalogla, barış içinde çözmek gerekir. Kürt sorunundaki barışı da bakın gerçekleştirirken, yıllardır 'Diyalogla, müzakereyle, konuşarak bu sorunu çözelim' diyoruz. Şimdi Kürt sorunundan dolayı 50 bin insan öldü. Kürt'üyle, Türk'üyle 50 bin kişi. Peki biz bu meseleyede kan davası gibi bakıp, 'Konuşmayalım' mı diyeceğiz? 'İlla intikam alacağız' mı diyecez? 50 bin kişi öldü. Bakın oturmuşuz konuşuyoruz değil mi? Ne olursa olsun ne kadar büyük acılar yaşanırsa yaşansın elini barışa uzatabilmek hayırlı bir iştir. Kim ki barış için çaba sarfediyorsa, taş taş üstüne koyup emek sarfediyorsa Allah ondan binkere razı olsun. Kim ki ailelerimiz arasında, halk arasında, toplumlar arasında yada devletler arasında savaş çıkarmaya, kan gözyaşı çıkarmaya çalışıyorsa Allan onun bin defada belasını versin."
 
Herkesin barıştan yana olmadığını söyleyen Demirtaş, "Kimileri gerçekten de bizleri birbirimize düşürüp dışarıda oturup bu işin rantını yemek için uğraşıyor. Bizler bu akılla barışa doğru yürürsek ancak hep birlikte kazanırız. Yoksa on yıllarca, yüzyıllarca birbirimizi öldürelim, Kürt, Kürt'ü öldürsün, Kürt, Türk'ü öldürsün, Türk Kürt'ü öldürsün, Alevi, Sünni'yi, Sünni, Alev'iyi öldürsün. Kimin eline ne geçecek? Bakın bugün Suriye'de, Mısır'da yaşananlar, Irak'ta, Bağdat'ta yaşananlar bütün bunlardan herkesin ders çıkarması lazım. Bizim parti olarak bütün bu meslelerdeki tavrımız şudur, biz ezilenin kimliğine bakarak taraf tutamayız. O Şiidir bu Sünnidir o gayri Müslümdür bu Alevidir bu Kürttür bu Türktür deyip taraf tutamayız. Suriye halklarının hepsi eziliyor orda Şiisi de Sünnisi de zulüm altındadır" dedi.
 
Demirtaş, iktidar gibi birilerini tutup diğerlerini düşman ilan etmediklerini de belirterek, "Mısır'da biz orada Rabia meydanlarındakini tutup, öbür meydanlardakini protesto edemeyiz. Orada herkes ezilendir bizim için herkes mazlumdur. Binlerce yıllık kültüre sahip Halep'e bakın taş taş üstünde değil. Her bir mahallesi tarih kokan, her bir sokağı her bir evi medeniyet kokan Halep, Şam şuanda harebedir. Niye kimin uğruna kazanan kimdir? Halep'te orada birbirlerini öldürenler kazanıyorlar mı? Bir bakın işte kazananlar Amerika'dan, Avrupa'dan oturup isteyenlerdir. Bizim hükümetimizde maşallah bunları gelin Suriye'ye müdahale edelim diye gece gündüz çağrı yapıyor. Buradan barış çıkar mı? Başbakan'ın bu anlayışında barış çıkarmı? Biz başından beri bakın bu mesellede de akan kan dursun diyen en çok uğraşan partiyiz. Çünkü savaşın en ağır faturasını biz ödedik. Bu coğrafyada yaşayan Kürt topraklarında yaşayan halk bu savaşın en ağır faturasını ödedi. O yüzden bu barışı en çok biz istedik" diye konuştu.
 
'BARIŞ MAMASINA OTURDUĞUN İNSANA HAKARET EDERSEN ORADAN BARIŞ ÇIKMAZ'
 
'Çözüm süreci'nden de söz eden Demirtaş, bir barış masasına oturduklarını kaydederek, "Barışacağız, biri çıkmış diyor ki 'Cehennemin dibine kadar gitsinler', öbürü çıkmış diyor ki 'Anadilde eğitimi kabul etmem', biri çıkmış 'Terörist başı diyor'. Sen barış masasına oturduğun insana hakaret edersen oradan barış çıkmaz. Çünkü, barış, yürekli, cesaretli insanların işidir. Burdan Karlıova'dan, hem bütün halkımıza hem de hükümete sesleniyorum. Arazi anşlaşmazlıkları, kan davaları bu topraklarda kesinlikle bitecek, halkımızdan ricamızdır. Partimiz ve bizler, halkımızın emrindeyiz. Anlaşmazlıkları çözmek için bizlere ne iş görev düşüyorsa biz halkımızın emrindeyiz" dedi.
 
Konuşmaların ardından yıllardır aralarında husumet olan Çatak ve Bağlıisa köylüleri Kuran önünde birbiri ile tokalaşarak barıştı ve sonra barış sofrasında oturup yemek yedi.