SANDIK GELİYOR!..


Seçime bir hafta kaldı. Kararını veren rahatladı, veremeyenin kafasında iki soru var:
Sandığa gitmeli mi?
İmam hatip, türban, içki ve benzeri araçlarla, sanki gerçek idealleri “din” imiş gibi bir algı yaratmayı başaran çıkar ortaklığı; Türk Ulusundan değil, yabancı destekçilerinden aldığı güce dayanarak ülkeyi yönetiyor. 
Binlerce yılda oluşturduğumuz değer yargılarını yerle bir eden,
Kendisi gibi düşünmeyenlere şiddet uygulayan,
Kurmaca kasetlerle ülkedeki dirlik ve düzeni dinamitleyen,
Devlet olanaklarını kamu yararına değil, kendi çıkarları doğrultusunda kullanan,
Ayakkabı kutularıyla belgelenmiş yolsuzluk kamburlarını sırtlarında taşıyan,
Ülkemin kaynaklarını yabancılara peşkeş çeken,
Uçuk kaçık masallarla insanları korkutarak gerçek gündemi gizleyen,
Ülkemin bölünmez bütünlüğünü kapalı kapılar arkasında pazarlık konusu yapan,
Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmuş bir takımerki egemenliğini perçinlesin diyorsanız sandığa gitmeye gerek yok. 
Her şey apaçık ortada;  ya iki dakika sonra başımıza neler gelebileceğini asla kestiremeyeceğimiz karanlıklara gömüleceğiz; ya da Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet, aydınlanma, insanlaşma yolundaki  yürüyüşüne devam edecek. 
Peki; oyumu kime vereceğim?
Kime oy vereceğinizi ben söyleyemem. Söyleyenlere de itibar etmeyin.
Seçim sandığının başında sizden sonra gelecek kuşakları, çocuklarınızı düşünün. Duygularınızla değil, aklınızla karar verin.
Vermek için değil, almak için siyaset yapanlara ders verin.
Türkiye’nin düşmanlarını sevindirmeyin. 

Önceki ve Sonraki Yazılar