SABAH Resmen HÜRRİYET Grubunu Tehdit Etti

SABAH Resmen HÜRRİYET Grubunu Tehdit Etti

.

AKP BASININDAN AÇIK TEHDİT BAŞLADI

Sabah Gazetesi Hürriyet'in dünkü yazısına 'Kirli ittifak' başlığıyla verdiği cevapta "Evrensel standarlarda gazetecilik yapmak gerçekleri karartmakla olmaz. Karartmayı yapan bedelini öder" vurgusu yaptı. !7 Aralık Operasyonu ardından şiddetlenen savaş medya guruplarına sıçradı. Adı internete sızan telefon kayıtlarında, bazı müteahhitlerin ortak havuza % 10 atması karşılığı satıldığı iddia edilen yayın kuruluşlarından Sabah, açık açık Hürriyet Gazetesi'ni tehdide başladı. Yurt Gazetesi'nde yer verilen habere göre, Sabah bu gün yayınladığı bir yazı ile Hürriyet'e açık açık gözdağı verdi.


TEHDİT GİBİ AÇIKLAMA

Doğan Grubu'na geçmiş hatırlatılarak "Yoksa Doğan Medya Grubu'nun geride bıraktığı alacalı-akçeli ilişkileri mercek altına almak işten bile değil. Hileli satış, kağıt kaçakçılığı, borsa manipülasyonları, POAŞ'ta yaşanan usülsüzlükler... Hangisiyle uğraşalım?" denildi.


İşte o yazı:


'KİRLİ İTTİFAK'

Lafı hiç eğip bükmeye gerek yok. 17 Aralık sonrasında yaşanan gelişmeler tam bir turnusol oldu. Kimin gazetecilik yaparak halkın haber alma özgürlüğüne saygı gösterdiğini, kimin Türkiye'yi kuşatan paralel çeteye teslim olduğunu ortaya koydu.


"Bu savaşın ne tarafıyız ne de avukatıyız" diyen Hürriyet gazetesi ve Doğan Medya Grubu'nun 17 Aralık darbe girişiminden sonra yaptığı yayınlar ve attığı manşetler ortada. Objektif ve yansız yayıncılık "Ben yaptım oldu" mantığıyla yürümüyor.


"Tarafsız habercilik paralel çetenin hukuk dışı operasyonlarına sözcülük yapmak mı? "Haberden yana taraf olmak" yargı, emniyet, medya ve iş dünyasını ahtapot gibi saran çeteye ilişkin ortaya çıkan gerçekleri karartmak mı? yasa dışı yöntemlerle yapılan dinlemelerin tapelerini yayımlamak mı? Soruşturmayla ilgili gizli bilgilere yayın yasağı getiren mahkemenin kararına itiraz etmek mi? Tehditlere, şantajlara boyun eğmek mi?


Bu neyin korkusu? Bu neyin ittifakı?


Sabah, ülkeyi ve demokrasiyi tehdit eden bu paralel yapının ilişki ağını sonuna kadar deşifre etmeye devam edecek. Kendisine atılan iftiralara da aldırış etmeden..


Yoksa Doğan Medya Grubu'nun geride bıraktığı alacalı-akçeli ilişkileri mercek altına almak işten bile değil. Hileli satış, kağıt kaçakçılığı, borsa manipülasyonları, POAŞ'ta yaşanan usulsüzlükler... Hangisiyle uğraşalım?


"Evrensel standartlarda gazetecilik yapmak" gerçekleri karartmakla olmaz. Karartmayı yapan bedelini öder. Bu kirli ittifakın hesabını millete veremez. Okurlarına hiç veremez. Bizden hatırlatması..”


HÜRRİYET NE YAZMIŞTI?


Hürriyet'in dünkü sayısında “Okurlarımıza” başlığıyla çıkan yazı
Türkiye, özellikle 17 Aralık’tan itibaren derin bir kriz, kutuplaşma ve siyasi çatışma yaşıyor.
Bir yandan ‘yolsuzluk’, diğer yandan ‘paralel yapı çetesi’ iddiaları her gün gündeme geliyor.
Biz Hürriyet olarak bu savaşın ne tarafı ne de avukatıyız.
Bizim işimiz gazetecilik ve sadece haberden yana tarafız.
Mümkün olduğunca doğrulatabildiğimiz, güvenilir belgelerine ulaştığımız haberleri, kamuoyunun bilgi alma hakkına saygılı biçimde sunuyoruz.
Haberleri verirken, masumiyet karinesine, insanların kişilik haklarının zedelenmemesine azami özen gösteriyoruz. Tek amacımız kamuoyunun doğruları öğrenmesine yardımcı olmak.
Bizi illa bir tarafın yanına çekmek, sanal bir medya savaşı yaratarak kendi üzerlerindeki baskıyı dağıtmak ve dikkati başka yöne çevirmek yolunda belirli bir medya kesiminde görülen yayınlar, son zamanlarda artık iftira boyutlarına ulaştı.
Özellikle sahipliği hakkında ‘Havuz oluşturulup para toplandı’ şeklinde pek çok iddia ve şaibenin kamuoyuna döküldüğü bir gazete, Türkiye’nin en şeffaf, halka açık ve hesap verebilir medya grubu olan Doğan Medya Grubu’na, Onursal Başkanımız Aydın Doğan’a ve Hürriyet’e karşı kampanyanın tetikçiliğini yapıyor.
Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde sermayesinin kaynağı şeffaf olmayan yayıncılığa izin verilmez. Bizim bu gibi yayınları muhatap kabul etmemiz için önce çıkıp kamuoyuna sermayelerinin kaynağını açıklamaları gerekir.
Bizim vereceğimiz tek cevap şudur:
Biz evrensel standartlarda gazetecilik yapmaya gücümüz yettiğince devam edeceğiz. Siz de kendi işinize bakın ve başı dik, alnı açık şekilde şaibe perdesini ortadan kaldırın.