Rusya ile yeni gerilim

Rusya ile yeni gerilim

Rusya’nın resmi haber ajansı olan Sputnik’in Türkçe sitesinde yer alan yorumda...

Rusya’nın resmi haber ajansı olan Sputnik’in Türkçe sitesinde yer alan yorumda,  İstanbul’da Rusya Başkonsolosluğu önünde, "Rusya ve Suriye yönetiminin İdlib'te kimyasal silah kullandığı” iddiasıyla İslamcı grupların düzenlediği protesto gösterisine dikkat çekerek, iki ilişkilerinde sorun yaşanabileceği uyarısı yapıldı. 

Yazıda,  "Türk yetkililerin, Rusya karşıtı geniş çaplı bu cihatçı protestoya, Kasım 2015'te başlayan uçak krizinin etkileri henüz geçmemiş ve dört ay önce gerçekleştirilen Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov'a yönelik suikast henüz tam olarak aydınlatılamamışken izin vermiş olması; Ankara-Moskova arasında olası yeni bir gerginliğin yaşanma ihtimalini güçlendiriyor” denildi.

Sputnik Türkiye sitesinde, "Rusya karşıtı cihatçı provokasyonun amacı ne?” başlıklı yazıda, "Sabah Namazı Devrimi ve Özgür-Der Üniversite Gençliği isimli grupların, İstanbul'da bulunan Rusya Başkonsolosluğu önünde, Rusya ve Suriye yönetiminin İdlib'te kimyasal silah kullandığı yönündeki asılsız iddialara dayanarak protesto eylemi düzenlemesi; Türkiye'nin Suriye politikası ve Rusya'yla ilişkileriyle ilgili çeşitli soruları gündeme getirdi” görüşüne yer verildi. Yazının tamamı için TIKLAYIN

Bir diğer yazıda ise, "Ankara ve Moskova arasında oldukça dostane görünen ilişkiler son zamanlarda gözle görülür biçimde soğudu. Türkiye, Rus buğdayını vergisiz ithalat listesinden çıkarırken, Rusya Başbakan Yardımcısı Arkadiy Dvorkoviç, Türk ürünlerine kısıtlama getirileceğini açıkladı. Mevcut ekonomik anlaşmazlıklar, yeni bir çatışmaya dönüşebilir mi?" denildi. 
Mevcut durumun dramatize edilmemesi gerektiğini belirten Rusya Dış ve Savunma Politikaları Konseyi Başkanı, siyaset uzmanı Fyodor Lukyanov, ticari tartışmaların olağan olduğunu ve dost ülkeler arasında bile yaşandığını kaydederek, bu konuda şu değerlendirmede bulundu:

"Her şeye rağmen Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkiler normalleşti. Tarafların silahlı çatışma eşiğine geldiği Kasım 2015'le kıyaslandığında, buğday vergileri savaşı hiçbir şey. Temelinde ekonomik çıkarların yattığı bir tartışma. Önce Avrupa Birliği ülkelerine, sonra Türkiye'ye ilan edilen ambargo bizim tarım üreticilerimizi canlandırdı. Halihazırda, korumacılık politikasının siyasi sebeplerle açıklanabilir biçimine talep var. Şu anda giderek yükselen açık korumacılık dönemi. Resmi olarak bu ülkeler DTÖ üyeleri, bu yüzden sadece böyle rahat olduğu için pazarlarını kapatamazlar. Ama siyasi nedenler göstererek ülke iyi piyasa üstünlüğünü elde etmiş oluyor".

'CİDDİ BİR GÜVENSİZLİK MEVCUT'

Rusya ve Türkiye'nin, ilişkileri onarmasına rağmen 'dost veya müttefik' olmadığını kaydeden uzman, Ankara ve Moskova arasında ciddi bir güvensizliğin mevcut olduğunu belirterek şunu söyledi: "Geçen yaz yaşanan normalleşmenin çok özel bir temel olan negatif güvene dayandığını unutmamak gerekir. Her iki taraf, kriz döneminde, birbirine ne kadar büyük zarar verebileceğini anladı. Çeşitli yönlerdeki çatışmanın ne Moskova, ne de Ankara'ya iyi hiçbir şey kazandırmayacağı algısı var. Taraflar, sorunları çözmenin daha iyi olacağını anladı".

Lukyanov'un bu görüşüne katılan siyaset uzmanı Serkan Demirtaş, Rusya ve Türkiye'nin geçen yılki karşılaşmanın tekrarlanmasından korktuğunu ve yeni çatışmaya izin vermemeye çalışacağını söyleyerek bu konuda şu yorumda bulundu:

"Türkiye'nin turizm sektörü doğrudan Rus turistlere bağımlı, özellikle Avrupa Birliği'yle ilişkilerdeki gerilim dikkat alındığında Avrupalı turistler beklenmemeli. Ankara yeniden boş plajları görmekten korkuyor. Hükümet, böyle bir durumun bir daha tekrarlanmaması için elinden geleni yapacak."

Ankara ve Moskova arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi için her iki tarafın büyük çaba göstermesi gerektiğini söyleyen Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Genel Direktörü Andrey Kortunov, bu konuyla ilgili şu yorumda bulundu: 

"Daha önce yaptığımız gibi, ilişkilerimizdeki pürüzleri hasır altı etmemeliyiz. Bugüne kadar, sorun yokmuş gibi davranarak sadece işbirliğini konuştuk. Oysa bu sorunlar yine de ortaya çıktı ve ilişkiler bozuldu. Şu anda ortak çıkarlarla birlikte anlaşmazlıkları da konuşmak çok önemli. Türkiye'yle sorunsuz ilişkiler olacağına inanmıyorum. Büyük olasılıkla bu ilişkiler karmaşık ve çelişkili olacak. Kırgınlıklar da hayal kırıklıkları da olacak. Ama ilişkilerin yönünü pozitif yapabiliriz. Ne de olsa gerilimdeki doruk noktasını geride bırakmayı başardık. Zira Ankara'daki büyükelçimizin öldürülmesi, Rus hava saldırısında Türk askerlerin ölmesi gibi olaylar, 2015'in Kasım ayında yaşanana benzer bir krize yol açmadı. Belirli bir istikrardan bahsedebiliriz. Normalleşme için siyasi nedenler de, unutulmaması gereken ortak çıkarlar da var. Her iki ülkenin, başta Avrupa Birliği olmak üzere Batı ile sorunu var. Bu yüzden bazı ortak yaklaşımları geliştirmek, çabaları koordine etmek için nedenler var. Uluslararası terörle mücadeleye ortak ilgi var. Enerji alanında, turizm ve inşaat sektöründe ortak ilgi var. G20 ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği gibi uluslararası ve bölgesel örgütler içinde işbirliği yapıyoruz."

Diğer yandan, Ankara yeni Rus büyükelçinin atanmasını bekliyor. Geçen yılın aralık ayında öldürülen Andrey Karlov'un ne kadar büyük saygı gördüğü dikkat alınırsa onun yerine uygun bir ismi seçmek çok zor olacak.

Moskova'nın halen yeni büyükelçinin ismini belirlememesinin Ankara'yı üzdüğünü belirten Rusya Şarkiyat Enstitüsü Ortadoğu Araştırmaları Merkezi çalışanı İlşat Sayetov, "Türkiye'de bu, Moskova'nın yeniden dost olmak istememesi gibi değerlendiriliyor" dedi.

Diğer yandan Serkan Demirtaş, Rusya'nın Karlov cinayetinin sonuçlarını beklediği için yeni büyükelçi atamadığını düşünüyor. Demirtaş, "Soruşturmayı Türk ve Rus uzmanlar yürütüyor ama gayri resmi bilgiye göre, Türk makamların yaptığı çalışmaların sonuçları Moskova'yı tatmin etmiyor" dedi.
 

İlgili Haberler