Umut Oran’dan Erdoğan’a: “Reyhanlı’nın yolu Washington’dan geçmiyor”
“Obama böyle bir saldırı olsa önce Ankara'ya değil, Boston'a gider”
 
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, AB Bakanı Egemen Bağış’ın sözlerini eleştirerek, “Dünyanın hangi demokrasisinde o ülkenin Başbakanı veya Başkanı Reyhanlı'da yaşanan olaya benzer bir olay yaşanınca Reyhanlı yerine uluslararası ziyarete gider? Obama Boston'da böyle bir saldırı olsa önce Ankara'ya değil, "Boston'a gider orada insanlarla birlikte olurdu". Tayyip Erdoğan'ın da önce Reyhanlı'ya sonra Washington'a gitmesini isterdik. Reyhanlı'nın yolu Washington'dan geçmiyor, halkının yaşadığı acıya uzak kalan, bu acıya ilgisiz kalan da demokratik lider olmuyor” dedi.
 
TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanvekili de olan CHP’li Oran, yazılı açıklama yaparak Başmüzakereci Bağış’ı eleştirdi.  Bağış’ın  “Sayın Kılıçdaroğlu bir kere de Esad zulmünü kınasın” açıklamasının gerçeği yansıtmadığını belirten Oran, “CHP 2011 yılından beri, Suriye’deki olayları dikkatle takip ederek hem yurt içinde hem de yurt dışında iç savaşın son bulması, akan kanın durması, Suriye’de insan haklarına dayalı demokratik bir rejimin tesis edilmesi için açıklamalarda bulunmuş, kalıcı barış için inisiyatif alarak, Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği’nin kararları doğrultusunda bir geçiş dönemi yaşanması için de uluslararası bütün yapılarda gereken girişimlerde bulunmuştur” dedi.
 
Bölgede demokrasi, insan hakları, adalet, eşitlik ve barış istediklerini vurgulayan Umut Oran, “Bu sebeple en başından beri Suriye’de aynı Irak’ta olduğu gibi daha fazla kan ve ölüm yaratacak, bölgemizde istikrarsızlığa neden olacak dış müdahalelere de karşı çıkarak, sürecin uluslararası toplumun hassasiyetleri çerçevesinde çözülmesini de talep ettik. CHP dün olduğu gibi bugün de baskı rejimlerine, faşizan uygulamalara, diktatörlere karşıdır” ifadesini kullandı.
 
Ezeli, ebedi başkanın baskılarına da baksın
 
CHP’li Oran’ın açıklaması şöyle:
“Sayın Bağış’ın da bu konuda hassasiyetini devam ettirmesi, ezeli, ebedi, ilelebet başkan olarak kabul ettiklerinin de halka yaptığı baskılara, şiddete ve faşizan müdahalelere karşı tutum alması beklenmelidir. Türkiye’deki faşizan, baskıcı uygulamalarla da hesaplaşmak, basın özgürlüğünü, düşünce ve ifade özgürlüğünü, adil yargılama hakkını, özgür siyaset rejimini, bağımsız yargıyı ve toplantı özgürlüğünü korumak gerekmektedir. Demokrasilerde topluma hizmet etmek, halka hesap vermek, halkın derdiyle dertlenmek de gerekir.