Polisin yaraladığı Dilan Dursun: Şikayetçiyim

Polisin yaraladığı Dilan Dursun: Şikayetçiyim

Polisin ağır yaraladığı Dilan Dursun, savcıya müdahale günüyle ilgili ifade verdi. Hafıza kaybı yaşadığını kaydeden genç kadın, sorumlulardan şikayetçi olduğunu söyledi.

Başkentteki Gezi eylemlerinde hayatını kaybeden Ethem Sarısülük’ün Kızılay’daki anma törenine yapılan polis müdahalesinde ağır yaralanan üniversite öğrencisi Dilan Dursun, yoğun bakımdan çıktıktan sonra savcılıkta verdiği ifadede, “Kızılay’daki müdahale sonrası Kurtuluş’a kaçtık. Burada kaldığım yurda dönmek isterken polis, arkadan kafama hedef gözetilmek suretiyle biber gazı kapsülü attı” dedi. Dursun, olay nedeniyle görme ve hafıza kaybı yaşadığını söyledi.

Tanık olarak ifade veren Mert Deniz Özkaya da Dilan’ın zırhlı Akrep’ten atılan gaz bombasıyla yere düştüğünü belirtirken “Araçtan inen polisler ne olduğuna baktı, vatandaşlar tepki gösterince de hakaret edip gittiler. 112’yi aradığımda görevliler güvenlik sebebiyle ambulans gönderemeyeceklerini bildirdi” ifadesini kullandı.

Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümü öğrencisi, 20 yaşındaki Dilan Dursun, önceki gün Ankara Adliyesi’ne gelerek soruşturmayı yürütün savcı Mustafa Demir’e müşteki sıfatıyla ifade verdi. 

Cumhuriyet Gazetesi'nden Alican Uludağ'a konuşanDursun, yaşadıklarını şöyle anlattı:

'HAFIZA KAYBI YAŞIYORUM' 

“16 Haziran günü Beştepe Kız Öğrenci Yurdu’ndan çıkarak Ethem Sarısülük’ün cenazesine katılmak için Kızılay’a geldim. Kızılay’dayken polis önce TOMA ile su sıktı, ardından ise biber gazıyla müdahale etti. Bunun üzerine Kurtuluş’a doğru koştum. Buraya gelene kadar müdahale yoğun şekilde devam etti. Kurtuluş civarındayken kaldığım öğrenci yurduna dönmek istedim.

Ancak birkaç adım sonra yürüdüğümde hatırladığım kadarıyla karşıma bir TOMA ve Akrep aracı çıktı. Yurda dönmek istediğim için bunların bulunduğu yerden geçemeyeceğimi anlamadım. Bu yüzden geri dönerek yurda nasıl gideceğimi birisine sormayı düşündüm.

Geri dönüp yürüdüğüm bu sırada kafamın arka kısmından bir darbe geldi, bayıldım. O andan sonrasını hatırlamıyorum. Çevrede herhangi bir müdahale olmaması, benim ise yürüyerek gitmem dikkate alındığında, kafama hedef gözetilmek suretiyle bu kapsülün atıldığını düşünüyorum. Bu eylemi gerçekleştirilenlerden şikâyetçiyim.”
Halen tedavi sürecinin devam ettiğini belirten Dilan Dursun, “Birkaç gün önce psikiyatrik tedavim ile kulak-burun-boğaz tedavim de yapıldı. Şu anda gözümde görme konusunda sıkıntı mevcuttur. Ayrıca burnum da kırık durumdadır. Yine kafamın arkasında, aldığım darbe sonucunda çökme bulunmaktadır. Ben olayı net olarak hatırlıyorum ancak kelime unutma konusunda hafıza kaybı yaşıyorum” bilgisini verdi.

TANIK: POLİS KAPBÜLLE VURDU

Öte yandan, Dilan’ın vurulmasına ilişkin bazı kişiler de tanık olarak ifade verdi.

Mert Deniz Özkaya ifadesinde, Kızılay’daki polis müdahalesi sonrası Kurtuluş’a kaçtığını belirterek “Bu sırada 3 adet Akrep isimli polis aracı yoğun gaz kapsülü atarak ve kişilerin üzerine hedef gözeterek vatandaşlara müdahale etmeye başladı. İsmini sonradan öğrendiğim Dilan Dursun’un bu sırada yere düştüğünü gördüm. Yere düştüğünde dikkatlice baktığımda, yanında halen yoğun gaz çıkaran bir kapsül olduğunu gördüm. Ben bir şeyin Dilan’a çarpma anını görmedim ancak koyu renkli ve Akrep isimli iki adet polis aracı vardı.

Bunlar vatandaşlara yakın mesafeden hedef gözeterek gaz tüfeği ile atış yapıyordu. Benim tahminim Akrep aracından atılan gaz kapsülü ile Dilan yaralandı. Zaten bu Akrep araçları dışında çevrede müdahale eden başka bir araç veya polis yoktu” diye konuştu.

'AMBULANS GÖNDERMEDİLER'

Dilan yaralandığında hemen yanına gittiğini anlatan Özkaya, Akrep’ten üç tane kamuflaj elbiseli 3 polisin çıktığını ifade etti. Bu kişilerin yüzünü görmediğini belirten Özkaya, şöyle konuştu:

“Bu kişiler 3 metre kadar yanımıza yaklaşarak ne olduğuna baktılar. Bu sırada ise diğer Akrep’ten hâlâ gaz bombası atılmaya devam ediyordu. Çevrede bulunan kişiler, 3 polise tepkide bulununca onlar da ‘Ne yapalım’ diyerek hakaret edici tarzda konuşarak tekrar araca binip oradan ayrıldılar.”

Tanık Özkaya, olaydan sonra 112’yi arayarak ambulans istediğini anlatırken de “2 defa adres konusunda görüşme yaptım. Ancak Dilan’ın durumu çok kötü olunca vatandaşlar onu sivil bir araçla hastaneye götürdü.

Bir süre sonra beni arayan sağlık görevlileri güvenlik sebebiyle ambulans gönderemeyeceklerini bildirdi” dedi.