ÖBÜR DÜNYA TEVATÜR MÜ?

 

El Nusra militanları İdlib’de iki kişiyi boğazlarını keserek infaz etmiş.

Bu tür olaylar, Suudi Arabistan, İran, Afganistan, Pakistan, Endonezya, Malezya gibi İslam şeriatının uygulandığı ülkelerde sıradan olaydır. İdamla birlikte el ve ayak kesilmesi ve kırbaç cezaları da uygulanmaktadır ki; İslam şeriatına uygun mudur, değil midir bilemiyoruz. Çünkü altmışa yakın İslam ülkesi içinde bu yaptırımları uygulayan ülke sayısı, 6-7 dolayında.

Gerçi durumdan vazife çıkarıp parklarda namus bekçiliğine soyunanlar çoğaldı ama biz daha oralara gelemedik, deve sidiğini inceleme aşamasındayız. Çocuklarımıza cihadı öğrettikten sonra sıra onlara da gelecek mi bilemiyoruz; müfredat tamam.

“Bu tür olaylar bizde olmaz”, diyebilirsiniz. Hatta tezinizi 200 yıla yaklaşan demokrasi deneyimimizden söz edip, “Bu ülkeden Atatürk geçti”, diye de güçlendirebilirsiniz. Ancak yine de birtakım sorular kafamıza takılacaktır:

*Toplumun dinselleştirilmesi, siyasal erki elde tutma amacıyla mı ilgili yoksa karşıdevrimin bizatihi kendisi mi?

*Yönetim şemsiyesi altında gelişen dinci fanatizm ya da durumdan vazife çıkaranlar denetimden çıkabilir, kaynaklardan pay arayışına girebilir mi?

*Mevcut yönetim, 2019’da yapılacak seçimleri kendisi için riskli görürse temel kuralların dışına çıkabilir mi?

*Kılıçdaroğlu, adalet yürüyüşüyle sağlanan brikimi halkın beklentileri doğrultusunda kullanabilecek mi?

*Batı dünyası ülkemizdeki gelişmelerle ne ölçüde ilgileniyor; küresel efendiler Türkiye’nin demokratik ya da faşist bir yönetim altında oluşuyla mı daha çok ilgilenirler yoksa taleplerinin hangi ölçüde karşılandığıyla mı?

*Referanslarının İslam olduğunu söyleyenler, yalan, dolan, hırsızlık, arsızlık gibi İslam’ın yasakladığı her şeyi yaptıklarına göre yoksa bu öbür dünya, sırat köprüsü filan tevatür mü, bizi mi kandırıyorlar?

Önceki ve Sonraki Yazılar