NUMAN KURTULMUŞ'TAN SAVAŞ TEHDİDİ

NUMAN KURTULMUŞ'TAN SAVAŞ TEHDİDİ

Yıllar önce Erdoğan'ı yüzüne karşı ağır bir şekilde eleştirdiği ASKON toplantısında Eski Has Partili yeni AKP'li Bakan Numan Kurtulmuş Savaş imasında bulundu.

Başbakan Yardımcısı ve hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş, Anadolu Aslanları ve İşadamları Derneği (ASKON) Genel Merkezi'nde katıldığı toplantıda yaptığı konuşmada "Amerika ve Rusya başta olmak üzere vekalet savaşlarına katılan bütün güçleri uyarıyoruz. Eğer Suriye'deki soruna insani bir çözüm bulunamazsa, herkesi tatmin eden bir barış düzeni oluşturulamazsa artık vekalet savaşları sona erer ve bu ülkeler doğrudan doğruya savaşın tarafı haline gelir." diye konuştu

HİÇ BİR EKONOMİ BİRBİRİNE UZAK DEĞİL

Kurtulmuş, dünyadaki hiçbir ekonominin birbirinden uzak ve rekabet anlamında kapalı bir ekonominin söz konusu olmadığını belirterek, "Herhangi bir ekonomik bölgedeki değişiklik, mesela Çin, ABD, Avrupa, Ortadoğu ekonomisinde alınan bir karar, gelişmeler bütün dünya ekonomisini yakından etkilemektedir. Dünyada yeni bir ekonomik küresel düzen kurulana kadar dünya sisteminin bütün ülkeleri içine alacak şekilde bu krizlerle yaşayacağı dönemden geçtiği aşikardır. Bunu birinci grup krizler olarak ifade etmemiz lazım" diye konuştu.

“EĞER SURİYE'DEKİ SORUNA İNSANİ BİR ÇÖZÜM BULUNAMAZSA.."

Numan Kurtulmuş, "İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra oluşan dünya sistemi fiilen çökmüştür, ama bunun yerine siyasal sistem kurulamamıştır. Sadece güçlülerin hakim olduğu sistem öngörülmüş. Herhangi bir meseleyi çözmek için dünya sistemi BM'nin o güçler dengesi içerisinde hareket ediyor. Bu mekanizma nerede bir denge oluşturuyorsa orada da sonuç geçici olsa da çözülebiliyor. Şimdi sorun, dünya sistemi Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra tek kutuplu dünya sistemi kuramamış, mevcut BM teşkilatı ve dünyanın diğer uluslararası kurum ve kuruluşlarına denge oluşturma yeteneğini yitirmiştir.

UKRAYNA KRİZİ ÇÖZÜLEMEDİ

Avrupa'nın göbeğinde Ukrayna krizi çözülememiştir. Bunun çözülememesi Rusya tarafından oldu bitti ile geçiştirilmiştir ama şu unutulmasın ki zaten pamuk ipliğinde hayata tutunan dünya küresel siyasal sistemine çok büyük darbeler vurmuştur. Aynı şekilde Suriye krizinin 5 yıllık sürede çözülememesi önemli sorunlar ortaya çıkarmıştır. Bu sorun Suriye kaynaklı olmaktan uzak, küresel terör tehditleri haline dönmüştür. Bu çerçevede Suriye krizini çözemeyen küresel siyasal sistemden bahsediyoruz. Bu siyasal sistem bir sorun çözme yeteneği içerisinde değildi.

SON 3 YILDIR SÜREN VEKALET SAVAŞLARI

Bunun sonucunda Suriye'de iç savaş başladı, arkasından vekalet savaşları dediğimiz savaş son 3 yıldır sürdürüldü. Şimdi onun da sonuna gelindi. Ben çeşitli vesilelerle şu uyarıları yapmıştım, bazıları belki yanlış anladı; Amerika ve Rusya başta olmak üzere vekalet savaşlarına katılan bütün güçleri uyarıyoruz. Eğer Suriye'deki soruna insani bir çözüm bulunamazsa, herkesi tatmin eden bir barış düzeni oluşturulamazsa artık vekalet savaşları sona erer ve bu ülkeler doğrudan doğruya savaşın tarafı haline gelir.

UMARIZ Kİ GERÇEKTEN ATEŞ KES SAĞLANIR

Yüreğimiz yanarak, Suriye krizinden etkilenen bir ülke olarak ifade etmeye çalışmıştım. Bu zorluk ilgili taraflar tarafından da görülüyor. İnşallah cuma günü bir barış sürecinin başlangıcıyla ilgili mutabakat öngörülüyor. Umarız ki gerçekten bir ateşkes sağlanır, 6 aylık süre içerisinde Suriye'de barış görüşmeleriyle, sonra 18 aylık geçici hükümetin Suriye halkının istediği şekilde imkan sağlayan bir düzen olur."

“BELKİ NÜKLEER SİLAHLAR ARTACAKTIR"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, sürekli olarak Birleşmiş Milletler'in yapısının değiştirilmesi gerektiğini söylediklerini belirterek, "Dünya 5'ten büyüktür' derken hep bunu söylüyoruz. 5 ülke istediği gibi dünyayı şekillendirecek peki 195 ülke ne olacak? Bu ülkelerin hakları yok mu? Eşit insanlar olarak dünya sisteminden istifade etme imkanları yok mu? Maalesef bugün yok. Kimin gücü varsa onun istediğinin olduğu bir sistem herkesi daha fazla güç toplamaya sevk eder. Soğuk Savaş sona erdikten sonra balistik füze ve nükleer silahların azaltılması sürecini tam tersine çevirir. Küresel sistemin herkesin hakkaniyet içerisinde içinde bulunabileceği bir şekle dönüştürülemezse, küresel adalete dayalı bir siyasal sistem oluşturulamazsa dünyada daha fazla silahlanma olacak, belki nükleer silahlar artacaktır ve maalesef bu anlamda krizler, krizlerden beslenen güç elde etme isteği güçlerin artırılarak bu artırılan güçlerin rekabet ortamında çıkarak çatışma ortamına döneceği çok tablo ile karşı karşıya kalabiliriz" dedi.

“KİMSEDEN AVUCUMUZU AÇARAK PARA DİLENMİYORUZ"

Numan Kurtulmuş, göç konusunda da değerlendirmelerde bulunarak, “Türkiye yaklaşık 3 milyon Suriyeli ve Iraklı'yı kabul etmiş olan bir ülkedir. Türkiye 2011 yılının Nisan ayından itibaren Suriyeli kardeşlerimizin meselesiyle Bir dost olarak, akraba olarak, komşu olarak ve gerçekten onların acılarını paylaşan dostları olarak sahip çıkmıştır. Dünyanın seyrettiği dönmelerde de sahip çıkmıştır. Dünyada hala da çok somut bir şey olmuyor. Sadece Almanya dışında. Almanya da göçmen krizinin getirmiş olduğu yükü, öncelikli olarak kendisinin başına nasıl büyük sıkıntılar çıkaracağını gördüğü için, bu meseleyle biraz Almanya ilgileniyor. Onun dışında dünyada 'ah vah, yazık oldu' bir takım temenni cümlelerinin dışında göçmen meselesiyle ilgili hiçbir görüş gelmemektedir. Ama Türkiye Nisan 2011'den bu yana 8.5 milyar dolarlık bir harcamayı Suriyeli göçmenler için yapmış bir ülkedir. Herkes şunu bilsin ki; kimseden avucumuzu açarak para dilenmiyoruz. Böyle bir şeye ihtiyacımız da yok. Böyle bir şey aklımızdan da geçmez. Bu millet diğer ülkelerden daha zengin olduğu için değil, diğer ülkelerden gönlü daha zengin olduğu için daha hamiyetperver bir halka sahip olduğu için bu işin üstesinden gelmiştir.

BU MESEL TÜRKİYE'NİN ÜSTÜNDE BİR MESELE HALİNE GELMİŞTİR

Ama mesele artık Türkiye'nin de üstünde oldukça önemli bir meseledir. Bu sorunun çözülebilmesi sadece Türkiye'nin alacağı tedbirlerle kısıtlı olamaz. Tedbirlerin sayesinde bu sorun çözülemez. Suriye krizi var ve ondan dolayı yaklaşık 8 milyon Suriyeli mülteci durumundadır, 3 milyonu bizde. Dünyanın başka yerlerinde krizler var, o krizler dolayısıyla çok sayıda göçmen, Türkiye üzerinden de Avrupa'ya geçmeye çalışmaktadır.

ZENGİN ÜLKELERE GİDECEKLER

Eğer bu iç savaşlar olmasa, bu çatışmalar olmasa dahi dünyadaki bu küresel adaletsizlik devam ettiği sürece dünyada göçmen sorunu olmaya devam edecektir. Sınırlarına duvarlar örseler, hatta biraz abartarak söyleyeyim; gök kubbenin üstüne çelikten kubbe örtmeyi başarsalar, dünyadaki küresel adaletsizlik böyle devam etsin, bu mülteciler Ege'den, Akdeniz'den Avrupa kıtasına ya da zengin kuzey ülkelerine bir türlü gitmeye devam edecekler. Kapıdan kovsalar, pencereden girecekler. Pencereden kovsalar bacalarından girecekler. Çünkü böylesine gayri adil bir sistemi dünya taşıyamaz" dedi.

 

Kaynak:Haber Kaynağı