MHP'den Hakan Şükür eleştirisi

MHP'den Hakan Şükür eleştirisi

Hakan Şükür sahne almış ve kendisine verilen 'etnik milliyetçilik fitnesini başlatma rolünü layıkıyla yerine getirmiştir.

MHP'den Hakan Şükür eleştirisi
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri İsmet Büyükataman'ın “Başbakan Erdoğan ve AKP'li milletvekillerinin gündeme ilişkin açıklamaları ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu.

ANKARA
25.02.2013 13:49
 
 Büyükataman, "Aynı oyunun ikinci perdesinde ise seçildiği günden beri futbol yorumculuğu dışında açıklama yapmasına alışkın olmadığımız AKP'li vekil Hakan Şükür sahne almış ve kendisine verilen 'etnik milliyetçilik fitnesini başlatma rolünü layıkıyla yerine getirmiştir. Ardından ise kaybettiği milliyetçi-muhafazakar oyları kazanma telaşına kapılan Başbakan Erdoğan sahne alarak kendi payına düşen rolü icra etmiştir" dedi.
 
Başbakan Erdoğan'ın taşeronluğunda yürütülen teröre ve terör örgütüne teslimiyet sürecinin tam bir bataklığı andırdığını ve AKP iktidarının da bu bataklığa boğazına kadar batmış durumda olduğunu belirten Büyükataman, "Daha önceden AKP'ye güvenen ve siyasi tercihini bu yönde kullanan aziz vatandaşlarımız ise durumun vehametinin farkına varmış, bu pisliğin üzerine sıçramaması ve ihanete ortak olmama düşüncesi ile yurt genelinde AKP gemisini terk ediş süreci başlatmıştır. Bu durum ise zaten ne yapacağını şaşırmış bir halde bulunan Başbakan Erdoğan'ın öfkesini daha da artırmakta ve yeni oy kapıları, yeni çıkış yolları arama uğraşı içerisine sokmaktadır. Bu kapsamda AKP'nin siyasi felsefesine yerleşen ve kültürü yok sayan etnik milliyetçilik anlayışı, laboratuvar, coğrafya ve kafatası temelli ırkçı yaklaşım son günlerde doruk noktasına ulaşarak sürekli yön ve şekil değiştiren terör örgütüne teslimiyet siyasetine yeni bir boyut kazandırmıştır. Bununla beraber, ciddi bir algı yönetimi ve psikolojik harekatın yürütüldüğü AKP iktidarı döneminde gerçekleştirilen hiçbir eylemin ve dile getirilen hiçbir söylemin tesadüfi olmadığının aziz milletimiz tarafından çok iyi bilinmesi ve idrak edilmesi gerektiğini de bir kez daha vurgulamak istiyorum" dedi. 
 
BDP'NİN KARADENİZ TURU
 
Büyükataman, "Bebek katilinin bölücü isteklerini bir an önce yerine getirebilme telaşına kapılan Başbakan Erdoğan, eline tutuşturulan yeni senaryodaki rolleri paylaştırarak coğrafi kutuplaştırma ve etnik ayrıştırma temalı bu oyunu bölücü mihrakların beğenisine sunmuştur. İhanet kumpanyası perde açmış; terörün kanlı elleri, terörist başının kirli emelleri ve bölücü mihrakların karanlık planları yeni bir isimle sahne almaya başlamıştır. Bu oyunun ilk perdesi olan BDP heyetinin Karadeniz turu girişimi geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilmiş ve tepki gösteren bölge halkı AKP iktidarı tarafından kışkırtıcı (provokatör) ilan edilmiştir. Bunun hemen ardından ise yandaş medya kuruluşları aracılığıyla, vatandaşlarımıza en başından beri amaçlanan “Gidemediğin yer senin değildirö fikri aşılanmaya çalışılmıştır. Onlara göre Türkiye'nin doğusunda rahat hareket edebilen BDP, kuzeyine girememiştir ve ait oldukları bölge ülkenin doğusudur. Böyle bir ayrımı kabul etmek ve buna razı gelmek bizler için mümkün değildir" dedi.
 
HAKAN ŞÜKÜR'ÜN AÇIKLAMALARI 
 
Milletvekili Hakan Şükür'ün açıklamalarına değinen Büyükataman, şunları söyledi: "Aynı oyunun ikinci perdesinde ise seçildiği günden beri futbol yorumculuğu dışında açıklama yapmasına alışkın olmadığımız AKP'li vekil Hakan Şükür sahne almış ve kendisine verilen 'etnik milliyetçilik fitnesini başlatma rolüönü layıkıyla yerine getirmiştir. Ardından ise kaybettiği milliyetçi-muhafazakar oyları kazanma telaşına kapılan Başbakan Erdoğan sahne alarak kendi payına düşen rolü icra etmiştir. Türklüğe olan kin ve düşmanlığı birinci dünya savaşındaki hasımlarımızı aratmayan Tayyip Erdoğan, Hakan Şükür seviyesinde gördüğünü itiraf ettiği Mehmet Akif'in meşhur 'Çanakkale Şehitlerine' isimli şiirinde 'kimi Hindu kimi yamyam kimi bilmem ne bela' diyerek işaret ettiği beladır, zihnen fikren o 'bela'nın nesebindendir. İkinci perdenin devamında sahneye çıkan Başbakan'ın akıl hocası Yasin Aktay ise Türk kimliğini Çerkesler de kabul etmiyor, sözleriyle Çerkes vatandaşlarımız üzerinden etnik kışkırtmalara devam etmiştir. Aynı zamanda akıl hocalığını yaptığı Başbakan Erdoğan'ın her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alan sözlerini ayaklar altına alarak Türkiye'de Kürt milliyetçiliği kavramının artık kabul edilmesi gerektiğini söylemiştir. Burada dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır: Başbakan Erdoğan neye dayanarak milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy ile Hakan Şükür'ü aynı kefeye koymuştur? Mehmet Akif herhangi bir yerde, aslında ben Türk değilim, demiştir de bizim mi haberimiz yoktur? Aynı açıklamasında, Hakan Şükür'ü utanmadan sıkılmadan Türklüğün dışında bir yere oturtmak istiyorlar, diyen Başbakan Erdoğan, MHP ile aynı millet tezini savunmaya mı karar vermiştir de bu sözleri sarf etmiştir? Çok değil, bir ay önce, Türk ayrı bir millettir, diyerek laboratuvar ve coğrafya ırkçılığı yapan Başbakan Erdoğan bu tezinden vaz mı geçmiştir? Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere ikinci perdenin ana fikri etnik ayrıştırmadır. Bu etnik söylemlerin altında yatan başlıca sebepler ise; Diğer etnik grupları bölücü taleplere teşvik ederek ülkede bir kargaşa ortamı oluşturmak, bu sayede bu etnik grupların gözünde bölücü başı ile yapılan pazarlıklara meşruiyet kazandırmak, yeni anayasa yapımı sürecinde bu etnik grupların desteğini de arkasına almak,Başbakan Erdoğan'a yeniden milliyetçi bir kimlik kazandırarak oy kayıplarını önlemek şeklinde sıralanabilir."