Dede Ersel Aksu

Dede Ersel Aksu

MESELE DENETLEME DEĞİL YEĞEN, MESELE HAZIRLIĞINDA

 MESELE DENETLEME DEĞİL YEĞEN !

Son dönemde yaşanan TSK’daki intihar olaylarına, kazalar da eklenmeye başlayınca ciddi personel, silah ve mühimmat ile araç kayıpları yaşanmaya başladı. Bu konuda, en son Ankara Gölbaşı’nda düşen helikopter ile ilgili olarak HaberTürk Gazetesinden Umur TALU’nun köşe yazsısı çok önemli ip uçları vermekte;

Buna göre; tatbikat ve teftiş hazırlıkları için mesai süreleri emirle uzatılmış, bazı personele hafta sonları bile mesai görevi verilmiş. Çalışma saatleri yükseltilmiş..

TSK’nın fazla mesai sorunu, jandarma da ise kronikleşmiş bir sorun halinde olmadığını bilmeyen yok. Üstelik personel 21. yüzyıl Türkiye’sinde tek kuruş fazla mesai ücreti almadan “Angarya” gibi çalıştırılıyorsa bu işte bir sakatlık vardır.

AFYON PATLAMASINDAN DERS ALINMAMIŞ !

Medyaya yansıyan bilgilerden öğrendiğimize göre; denetlemeye yetişme hazırlığındayken , kanun, emir, yönetmelik ve yönergelerde yasak olmasına rağmen, gece karanlığında, cephaneliğe kamyon farında mühimmat taşıyan ve istifleyen 25 asker, patlama sonucu şehit olmuştu. Depodaki tüm mühimmat patlamış, mühimmatın bir kısmının ise 3 km. alana dağıldığı yine basına yansımıştı.

Hem can hem de mal kaybı!

Böylesine acı bir bilanço önümüzdeyken, yine tatbikat denetleme hazırlı için, Umur TALU’nun yazısında iddia ettiği şekli ile, uçuşa hazır olmayan bir helikopterin havalanması, hava muhalefeti nedeni ile Gölbaşına iniş yapması ve tekrar havalanmaya çalışırken düşmesi sonucu, dört personel şehit oluşu, milyon dolarlık Skorsky S70 Genel Maksat helikopterinin hurdaya ayrılması, bu konuda halen gerekli dersin alınmadığını tekrar göstermiştir.

Giden dört cana mı yanalım ? Yoksa fakir milletin ödediği vergilerle alınan, milyon dolarlık helikopterin hurdaya çıkmasına mı?

KOMUTANLAR DAHA NASIL BİR DERS BEKLİYOR?

Yani cephanelikte 25 askerin şehit olması, bir cephanelik mühimmatın elden çıkması, veya helikopter kazasında dört askerin şehit olması, helikopterin hurdaya ayrılması bile ders olmayacak mı?

Mesela bu tip olaylardan ders almak için en az, 100-150 veya 500 askerin ölmesi mi gerekecek?

Yazık değil mi bunca cana.. Aileler çocuksuz, çocuklar babasız kalıyor, neden?

Bir kişi birliğini iyi gösterecek, terfi alacak, başarılı olacak diye.

Bir terfi için değer mi buna? Bu nasıl bir vicdandır ?

Vicdan demişken bu tip durumlarda emir verenler, olay olunca suçu astlarının üstüne yıkma için elinden geleni de yapıyor. Adam gibi mertçe çıkıp ta “evet ben bu emri ben verdim” diyemiyor. Kendilerini koruma moduna girip, “Mahkeme de ölen asker ailelerinin duruşmaya girmemeleri” için avukatları istekte bile bulunabiliyor.
 
Bu istek, nasıl bir vicdanın, nasıl bir insanlığın göstergesidir?

Mantık kendini ele veriyor; Başarı benim, başarısızlık astımındır!

MESELE DENETLEME DEĞİL MESELE HAZIRLIĞINDA

Kimse TSK’ya bağlı birliklerin harbe hazır olup olmadıklarını, verilen görevleri icra edip edemeyeceğinin denetlenmemesini düşünemez. Ancak bu denetlemeler çok abartılıp;

Denetlemecilik bir meslek halini aldıysa,

Bunun için kuvvetlerde “Denetleme Başkanlıkları” oluşturulduysa,

Tugay/Bölge Komutanlığı seviyesinde denetleme heyetleri varsa,

Alaylar bölükleri, bölükler karakolları devamlı denetliyorsa,

Bir tümgeneral Denetleme başkanı, bir tuğgeneral denetleme başkan yardımcılığı yapıyorsa,

Denetlemelere hazırlıklar, aylarca sürüyorsa,

Fazla mesailer peş peşe geliyorsa,

Zaten iş yükü ağır olan personele, bir de ek görev veriliyorsa,

Yetmezmiş gibi personel bunun üzerine de birde denetleme hazırlığı yaparsa,

40-45 yaşındaki ast’dan nerdeyse 20 yaşındaki Mehmetçiğin spor performansı beklenirse, diye konular uzar gider..

PKK TERÖRÜ BİTTİ, DENETLEME TERÖRÜ MÜ BAŞLADI?

Denetleme artık bir terör halini aldı, buna dur diyecek makamlar bellidir.

Ya Pkk teröründe can vermişsin, ya da denetleme teröründe, Ya pkk Teröründe helikopterin düşmüş, ya da denetleme teröründe. Sonuçta olan yine aşağıdakilere oluyor.

İlgililer yine kör, yine sağır, yine dilsiz…

Hani çok kullanılan bir söz var, onu hatırlatalım kendilerine;

“Yükselmenin en alçakçası, başkalarının omuzlarına basarak yükselmektir.”


https://twitter.com/DedeErselAksu
https://www.facebook.com/dedeersel.aksu.1

Önceki ve Sonraki Yazılar