Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'dan, Çok Önemli Kredi Açıklaması

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'dan, Çok Önemli Kredi Açıklaması

"Ciddi bir kredi büyümesi olursa, daha sonra ciddi bir yavaşlama olur."

MERKEZ BANKASI BAŞKANI BAŞÇI: TÜRKİYE İÇİN SÜRDÜRÜLEBİLİR KREDİ BÜYÜMESİ YÜZDE 15
 
Gülseli KENARLI/ DAVOS

TÜRKİYE Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, aşırı hızlı kredi büyümesi konusunda, "Türkiye için sürdürülebilir kredi büyümesi, bugünlerde, bu yıllarda yüzde 15 diyoruz. Kıyamet mi kopar? Kopmaz tabi ki ama ciddi bir büyüme olursa daha sonra ciddi bir yavaşlama olur" dedi. 
 
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Rising Visin Of 2023 - The New Financial Center Istanbul konulu panele katılarak, CNBC-e Genel Yayın Yönetmeni Servet Yıldırım'ın sorularını yanıtladı. İstanbul'u finans merkezi olma konusunun da neden önemsediklerini anlatan Başçı, İstanbul'un zaten bir finans merkezi olduğunu belirterek, bunun uluslararası alanda olması gerektiğini belirtti. Başçı önümüzdeki dönemde riskler ve fırsatların neler olduğu konusunda bir değerlendirmede bulundu. 
 
'Hızlı bir büyüme görürseniz bazı önlemler alır mısınız? Bakış açınız nedir buna?' sorusuna Başçı şöyle yanıt verdi: "Bütün akademik çalışmalar, aşırı hızlı kredi büyümesinin mutlaka baş ağrıttığına işaret ediyor. Onun ölçümü kolay. Çok karışık değil. Gayri Safi Hasıla büyüyor, krediler bundan birazcık daha fazla büyüyebilir. Ama belli bir hızı geçerse, aşırı hıza giderse, o zaman sektörün kredileri değerlendirme yeteneği yetişmiyor bu hıza. O zamanda 1-2 yıl içerisinde bir sorunla mutlaka karşılaşılıyor. O yüzden bu çok önemli ve değerli bir öncü gösterge. Konut fiyatlarını tahmin etmek daha zor. Orada bir balon var mı tahmin etmek, biraz da karmaşık. Biz o konuda çok bir şey söylememeyi tercih ediyoruz. Mümkün olduğu kadar bunu söylememeye çalışıyoruz. Ama krediler tarafına baktığınızda onu ölçmek de kolay, hangi hızda olduğunu bilmekte kolay. Ama biz ısrarla Türkiye için sürdürülebilir kredi büyümesi, bugünlerde, bu yıllarda yüzde 15 diyoruz. Kıyamet mi kopar? Kopmaz tabi ki ama ciddi bir büyüme olursa daha sonra ciddi bir yavaşlama olur. Türkiye'de yılda yüzde 15-15 oranında büyüsün, istikrarlı olalım. Genel ekonomik istikrara herhangi bir zararı olmasın." 
 
TÜRK LİRASI TAHVİL PİYASASI'NI ÖNEMSİYORUZ 
 
İstanbul'un finans merkezi olması konusunda açıklamalarda bulunan Başçı, "İstanbul'da bazı alanlarda ileri gitmiş durumdayız. Özellikle bankacılık alanında. Bu alanda dünyada da imrenilerek bakılan bir notadayız" dedi. 
 
Rasyonel olarak bakıldığında sektörün büyüklüğünün gayri safi hasılanın büyüklüğüne ulaştığını belirten Başçı sözlerini şöyle sürdürdü: "Krediler gayri safi hasılaya oranla yüzde 55'i geçti. Büyüme potansiyeli var. Büyüyor da sektör. Fakat banka dışı alanlarda bir takım gelişmelere çok yer var. Oralarda bazı ensturmanları, bazı piyasaları daha yeni başlatıyoruz. 'Borsa İstanbul' çok önemli bir adım. Orada biz özellikle Türk Lirası Tahvil Piyasası'nı önemsiyoruz. Burada bir tahvil piyasasının olması her bakımdan Türkiye'nin dayanıklılığını artıracak, vade yapılarının uzamasına imkan sağlayacak. Özellikle büyük şirketleri ve daha sonrada orta büyüklükteki şirketlere teminatsız borçlanma imkanları açacak. Bunun olabilmesi için çok ciddi bir altyapı gerekiyor. Bir tür kredi derecelendirme kuruluşunun da Türkiye'de şirket bazında olması gerekiyor. Skorlama sisteminin olması gerekiyor. Bunun için kredi geçmişlerinin çok büyük önemi var. Bu kredi geçmişleri ile ilgli gerçekten önemli adımlar atılacak. Bankalar birliği altında bir kredi bürosu çalışacak, risk merkezi çalışacak. Bu önemli bir altyapı. Bunlarının hepsinin olmasıyla birlikte de dünyadaki düşük faiz ortamı bir araya geldiğinde, biz Türk Lirası tahvil Piyasası'nın daha da canlanacağını düşünüyoruz. Önceliği bankalarımız adım atarak gösterdiler. Fakat şimdi büyük firmalarda yavaş yavaş buraya giriyor. Bunun dışında Türkiye'de neredeyse hiç olmayan girişim sermayesi, venture capital dediğimiz hadise var. Bunlar Türkiye'de çok fazla örneği olmayan konular. Neden bunlar bir türlü hayat bulmaıyor Türkiye'de? diye sorduğumuzda Bir engel tespit ettik. Başka engellerde belki olabilir. O da iki defa vergilendirme. Burdan elde edilen kazançlar iki defa vergiye tabi idi." 
 
BİRDEN FAZLA LOKASYONDA BULUNMAMIZ GEREKİYOR 
 
İstanbul'un bir finans merkezi olması noktasında merkez bankası yada merkez bankasının olması arasında ki farklar konusunda ise Erdem Başçı şunları kaydetti: "Merkez Bankası zaten İstanbul'da. Bizim planımız Karaköy'de yer alan binayı müze haline getirmek. Bizim İstanbul'un hem Avrupa, hem Anadolu yakasında birden fazla lokasyonda bulunmamız gerekiyor. Emisyon fonksiyonumuz, para dağıtımı fonksiyonumuz nedeniyle. Yeni uluslararası eğitim merkezi açıyoruz ve bunu İstanbul'da konuşlandırıyoruz. Bu birim büyük ihtimalle önümüzdeki ay faaliyete geçecek. Burada çok ileri düzeyde merkez bankası araştırmacılığı yapacağız. Bu konuda en iyi hocaları getirerek, ortak projeler üretmeye teşvik edeceğiz. Bu projeden önce birçok talep geliyordu. Biz onları Ankara'da idare merkezinde karşılıyorduk. Şimdi İstanbul'da olduğu için bu talebin daha da artacağını düşünüyoruz. İstikrar komitesini oluşturan bütün ekonomik birimlere kredi vermemiz gerekir. Çünkü gerçekten çok önemli çalışmalar yapılıyor. Yapısal anlamda önemli adımlar atılıyor. Orada SPK var, BDDK var, TMSF var, Hazine Müsteşarlığı var. Hazine Müsteşarlığı Türkiye'de sigortacılık sektörünü yönetim ve denetime tabi tutuyor. Dolayısıyla beş kurum yuvarlak masa etrafında biraraya gelip daha ziyade Türkiye'nin dayanıklılığını artıracak yapısal reformlar düşünüyor." 
 
DÜNYA BUNU PEK YAPMADI 
 
'Finans merkezi ve getirdiği yeni ürünler, Merkez Bankası açısında, para politikası araçlarının bazılarını etkileyecek yeni durumlar oluşturacak mı?' şeklindeki soruya Başçı şu açıklamalrda bulundu: "Finansal İnovasyon diye bir tabir var. Bu verimliliği arttıyor, üretkenliği artırıyor, birde asimetrik bilgi problemlerini azaltıyor. Borç verenle, borç alan arasındaki bilgi asimetrisinin azaltıyor. Bunları yapmak bugün teknolojik olarak mümkün hale geldi. Eğer bunlar yapılıyorsa bu faydalı bir toplumsal inovasyondur. Aynı zamanda finansal istikrarıda destekler. Finans sektöründe yeni bir ürün var, yenilik var. Bu nasıl bir yönde ilerliyor? Daha riskli olmaya mı itiyor, yoksa daha riskleri azaltıcı bir yönde mi çalışıyor? Bu testi bir yapması gerekiyor. Dünya bunu pek yapmadı. O yüzden bazı finansal inovasyonlar, toplam riski artırıcı yönde çalıştı. Şu anda İstanbul daha yeni başladığı için bir işe bizim bunu yapma imkanımız var."