MENDERES TÜREL KENDİSİNİ ' DEVLET ' SANIYOR

Türel’in 2004 yılında ilk kez Belediye Başkanı seçildiği günleri hatırlıyor musunuz?

Ne deniyordu o günlerde Türel için?

“Ya bakmayın AK Partiden aday olduğuna o, bizim çocuğumuz…”

“Türel, Antalya çocuğudur, bizdendir…”

Bu türden sözler hemen her partilinin ağzındaydı.

Ve Türel, bu sözleri haklı çıkarırcasına o günlerde daha sempatik, daha halkla beraber, daha az siyasetçi ve hemen her partiden insanla daha haşır neşirdi.

Ne olduysa 2009 da seçimi kaybettikten sonra oldu.

2011 yılında milletvekili seçilip “Reisin” rahle-i tedrisine girdikten sonra 2004 yılındaki Türel gitti, adeta “mini reis” geldi.

2014 Martında ikinci kez Belediye Başkanı olduktan sonra ki tavırları ve halkla ilişkileri daha mesafeli, daha çok siyasetçi, daha çok kendine göre otoriter bir havaya girdi.

Bakın, Göçmen Parkı olayından sonra söyledikleri çok ibret verici, diyor ki;

 

“Maksadını anlayamadığımız sebeplerle karşı çıkıp burada devlet düzenini bozarak, devletin iş ve işleyişini engellemeye yönelik, hizmetlerini, projelerini engellemeye yönelik girişimler yapmaya kalkarlarsa kusura bakmayacaklar, biz buna müsaade etmeyiz, gereğini yaparız.”

 

Vay vay vayyyy... bunlar çok kocaman laflar...

Sanki Başbakan, İç İşleri Bakanı ya da Antalya Valisi konuşuyor.

Kardeş, sen DEVLET değilsin.

Sen kentsel kamu hizmetini görmek, halkın yaşama kalitesini yükseltmek için seçilmiş bir “kamusal alan görevlisisin…”

Ve hele bir yeşil alanın korunmasını istemek gibi masum bir taleple o parka gelip pasif bir direniş gösteren mahalle halkını terörize ederek o insanları “devlet düzenini bozmak, devletin iş ve işleyişini engellemekle” suçlamak kadar saçma bir ifade olamaz.

Bu insanlar PKK’lı değil, FETÖ’cü değil.

Devletin iş ve işleyişini bozmak için ne yaptılar?

“Parkıma dokunma” dışında hangi talepleri var?

Ama ruhunuza korku salan “Gezi Parkı sendromu” oldukça her parka gelen mahalle sakinini terörize etmek gibi tavrınız olacaktır.

 

Kaldı ki Türel, aynı konuşmasında “Göçmen Parkındaki masum direnişi, polis marifetiyle sert bir şekilde dağıtılmasını haklı göstermek için bu direnişi, Gezi Parkı direnişine benzetmeye çalışarak kendini savunmaya çalışmış…”

Bu örnekleme bile hem Göçmen Parkındaki talebi, hem de Gezi Parkı olayını anlamadığını gösteriyor.

Gezi Parkı direnişi -kendisinin tabiri ile- 3-5 ağaç için başladı ama bu ağaçların kesimi, AK Partinin ülkeyi ve halkı kötü yönetmesine karşı bardağı taşıran son damlaydı.

Dönemin Bakanlarından Nabi Avcı’nın “Asla bir araya gelemeyecek grupları biz bir araya getirmeyi başardık” sözleri Gezi Parkı direnişinin ne olduğunu çok iyi anlatan ifadelerdir.

 

Bu kentin sıradan bir yaşayanı olarak Türel’e tavsiyem:

“Kendisini devlet gibi sanmayı bırakıp Antalya halkının yaşama kalitesini yükseltmeye çabalamasıdır…”

Önceki ve Sonraki Yazılar