MEEE.... Seçim İşleri

MEEE!

Demokrasi görüntüsü açısından mı yoksa umutlarımızı canlı tutmak için mi, önümüze bir sandık koymayı hiç ihmal etmediler. Alalama işini de öylesine geliştirdiler ki, artık bize bir düşman bulmaları bile gerekmiyor. AB diyorlar, normalleşme diyorlar, açılım diyorlar, türban diyorlar FETÖ diyorlar… işi bağlıyorlar. Çünkü sonuçta sandığa gidiyoruz, yani demokrasi!

Atalarımız “Yiğidi öldür ama hakkını da teslim et”, demişler ya; demokratikleşme adına gittiğimiz sandıktan her seferinde dayak yiyerek çıktığımız halde, yarın seçim olsa yine “tıpış tıpış” gidip aslanlar gibi oyumuzu kullanıp döneceğimizden en ufak bir kuşkum yok.

Tarifle de olmuyor, görmek gerekir bizim sandık hallerimizi.

Bayrama gidermiş gibi, sağa sola gülücükler dağıtarak gider; seçim sandığının önünde orgazm yaşıyormuş gibi kılıktan kılığa gireriz. Kefereye kılıç sallamış gibi eve döner, sandıklar açılmaya başlayınca da TV. kanallarında, internette dolaşa dolaşa perişan oluruz. Yetmez; eşi dostu arayıp sorarız:

-Kazanıyor muyuz?

“Kazananlar kazanıyor” diyeni ya da vücut diliyle yanıt vereni hiç duymadım.

Ya parti yönetenlerini yargılar; ya pişmanlık gösterir ya da “eyi oldu, eyi”, diye racon keseriz ki; gören kullandığımız oyla yaşam tarzımız arasında ilişki kurduğumuzu sanır.

“Koyun gibisin kardeşim…” diyor ya usta; soran olsa:

-Milletvekillerini, Belediye Başkanlarını ve ötekileri sen mi seçiyorsun usta?

-Meee

-Peki oy verdiğin parti senin çıkarlarını savunuyor mu, özlemlerini mi dile getiriyor mu?

-Meee

-Ürettiğin değerlerin ne kadarı sana geri dönüyor usta?

-Meee.

-Daha dün birbirleri için söylemedik söz bırakmayanlar, bugün al takke ver külah. Yoksa hepsi bir olmuş bizi mi işletiyorlar usta.

-Meeee!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar