M.Ali Şahin; 'Benzer Suikastlar Olabilir'

M.Ali Şahin; 'Benzer Suikastlar Olabilir'

'BU SORUN BİTMELİDİR' TALEBİ KARŞI TARAFTAN GELDİ

'Almanya'da buna benzer suikastler olabilir'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Paris'te PKK'lı 3 kadının öldürülmesinin silahların bırakılması sürecini sabote etmek için yapıldığını savunarak, "Önümüzdeki günlerde korkarım Almanya'da buna benzer bir takım olaylarla karşılaşılabilir" dedi.
 
 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, partisinin Karabük Öğretmen Evi'nde düzenlediği Merkez İlçe Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı. Ak Parti Karabük Milletvekili Osman Kahveci, Kalkınma Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, Safranbolu Belediye Başkanı Necdet Aksoy ve partililerin katıldığı toplantıda konuşan Şahin, Türkiye'nin terörle mücadelede geldiği noktayı anlattı. 30 yılı aşkın bir süredir terörle mücadele edildiğini söyleyen Şahin, güvenlik tedbirleriyle askerlerimizle, polislerimizle mücadele ederek terörün sonunun getirilemediği görülmüştür. Sadece güvenlik tedbirleriyle bu belanın üstesinden gelemeyeceğimiz görülmüştür. Sadece Türkiye'nin değil, başka ülkelerin de bu tür sorunları oldu. İrlanda, İspanya onlarda yıllarca güvenlik tedbirleriyle bu terörü bitirmek için uğraş verdiler. Ama daha sonra görüşmeler yoluyla bu sorunu çözmeyi de denediler. İrlanda ve İspanya'da bu terör büyük ölçüde bu şekilde bitti. Şimdi Türkiye'de sonucu silahların bırakılmasına kadar varacak olan bir süreç başladı. Amaç silahların bırakılması. Bu sürecin kamuoyunda büyük bir memnuniyet doğurduğu görülüyor" diye konuştu.
 
Terör örgütü elebaşlarının kan ve terörle amaçlarına ulaşamayacaklarını anladığını söyleyen Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
'BU SORUN BİTMELİDİR' TALEBİ KARŞI TARAFTAN GELDİ
 
"Halk, bu sürecin silahların bıraktırılması suretiyle sonuçlanmasını bekliyor, arzu ediyor. Kandan bıktık, bu sorun bir şekilde çözülsün. Terör örgütü ve onun elebaşısı durumundaki kişilerde bu yolla amaçlarına ulaşamayacaklarını Türkiye'ye bir şey kabul ettiremeyeceklerini anlamış oldular. 2012 yılı onlar için çok kötü bir yıl oldu. Eskiden vur kaç taktiği uyguluyorlardı. 2012 yılında vur kal taktiği uyguladılar ama başaramadılar. Askerimiz, polisimiz, istihbaratımız el birliğiyle onların planlarını bozdu. Terörle mücadele terör var olduğu sürece devam edecektir. Bu sorun bitmelidir talebi karşı taraftan gelmiştir. O halde silahları bırakın denilmiştir. Böyle bir süreç başladı, daha işin başındayız. PKK terör örgütü öyle bir örgüt haline geldi ki adeta ahtapot gibi farklı kolları var. Kimi dünyanın en çok gelir elde eden uyuşturucu şebekesidir ve bu yolla silah temini ederek mücadelesini sürdürmeye çalışmaktadır. Kimi ülkeler tarafından kullanılmakta ve Türkiye'nin gelişmesine, kalkınmasına mani olmak için terör örgütü Türkiye'nin başına bela edilmektedir. Silahların bırakılması şeklindeki bir sürecin başladığı anlaşılınca bir telaşta başladı. Bu süreci nasıl sabote edebiliriz, durdurabiliriz diye. Paris'teki cinayet bunun sonucudur. Moskova'da bir cinayet işlendi. Şimdi araştırılıyor. Çünkü ,PKK'nın uyuşturucularını alarak buna karşılık silah verdiği tespit edilen Kürt asıllı bir mafya lideri Moskova'da öldürüldü. Acaba Paris'teki cinayetle bir bağlantısı var mı diye araştırılıyor. Peki kim öldürdü o 3 PKK'lı kadını? Fransa hükümeti hala bir açıklama yapabilmiş, bir sonuca ulaşarak dünya kamuoyuna bunu anlatabilmiş değil. İki kişinin gözaltına alındığı söyleniyor ama bu işlenen cinayeti Batı'nın başta Fransa olmak üzere ikiyüzlülüğünü çok üstünde ortaya çıkarmıştır. Biz AB ülkelerine, Fransa'ya, Almanya'ya hep birşey söylüyoruz ülke olarak. Siz bu PKK terör örgütünü, onların mensuplarını koruyorsunuz, sahip çıkıyorsunuz, yanlış yapıyorsunuz. Bir gün bu örgüt sizinde başınıza bela olacak dedik ve olmaya başladı. 'Yılanı kucağınızda besliyorsunuz, tutuyorsunuz' dedik ciddiye almadılar. Kaç kez uluslararası kurallar gereği onların Türkiye'ye iadesi ile ilgili yazılar yazıldı. Hiç birine cevap vermediler, hiçbirini iade etmediler. Ama şimdi başlarına neler geldiğini onlarda yavaş yavaş görmeye başladılar. Önümüzdeki günlerde korkarım Almanya'da buna benzer bir takım olaylarla karşılaşabilir. O bakımdan Türkiye'nin bu beladan kurtulmasıyla ilgili başlamış olan bu süreci başarıyla sonuçlandırma gibi bir görevi olduğunu düşünüyorum. Çünkü enerjimizi bu alana hep harcadık. İmkanlarımızı terörle mücadele için kullandık. O imkanları Türkiye'nin kalkınması için kullanabilseydik Türkiye şimdi başka bir noktada olmaz mıydı ? 400 milyar dolardan fazla parayı terörle mücadele için harcadık. Bunları Türkiye'nin kalkınması için, insanlarımızın refah seviyesini yükseltmek için kullansaydık Türkiye'de şimdi kişi başına düşen milli gelir 11 bin dolar değil 20 bin dolar'ın üzerinde olurdu. O halde bundan bir an önce kurtularak bu enerjimizi gerçek ihtiyaçlar için kullanmayı mutlaka başarmalıyız.Bu işin zor olduğunu biliyorum."
 
SİLAHLARIN BIRAKILMASI SONUÇ DEĞİL, BAŞLANGIÇTIR
 
Şahin, terörün bitirilmesi konusunda bir çok riskin de bulunduğunu açıklayarak, "Bu terör sorununu bir şekilde bitirmekle ilgili başlamış olan bu süreç inşallah başarıya uğrar. Ama bir çok riskleri de ifade etmek isterim. Çukurca'da bir karakola 40 kişi saldırmak istedi. Hemen bu sürecin başladığı ertesi günü. İstihbaratımız daha önceden haber aldığı için püskürtüldü. Maalesef bir askerimizi şehit verdik. Mardin'de Suriye kolu var ve muhtemelen Şam yönetiminin talimatıyla hareket etmektedir. Mardin'e elebaşlarından birini gönderdi, yakalandı. Ama gelen diğer elemanları da hastanede polisi şehit etti. Boş durmuyorlar. Bu sürecin bir şekilde bitmesini istemeyen PKK içerisindeki farklı unsurlar başka devletlerin de yönlendirmesiyle sürece zarar vermek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Bütün bunlar dikkatimizden kaçmıyor. Amacımız silahların bırakılmasıdır. Silahların bıraktırılması sonuç değil, başlangıçtır. Bazıları sonucunda bırakın falan diyor. Bu sürecin başlangıcı silah bırakmaktır" diye konuştu.