LOZAN UTKU MU, YENİLGİ Mİ?

 

İşareti aldılar ya, yazar ve akademisyen takımı (!) istikşafi atışlarını sürdürüyorlar:

“Lozan’ı zafer kabul ediyorlar. Biz Sevr’i de kabul etmedik ki; Lozan’ı zafer olarak değerlendirelim. Lozan'a zafer demek gaflettir…"

Bu önermeyi nasıl anlamamız gerektiğini bir açıklayan olsa da hepimiz yararlansak;

Yukarıdakilere bir mesaj mıdır acaba? Hani, “Burada paslanıyoruz, üst tarafta boşalan kadro yok mu, FETÖ’cüler de gitti” anlamında. Ya da,

Safları sıklaştırın mı denmek isteniyor? Hani “at izinin it izine karıştığı bir ortamda gevşemeyin, daha götürülecek çok mal var” anlamında. Ya da,

Biz burada, her zaman durduğumuz yerdeyiz mi deniyor? “Politika gereği zaman zaman papaz elbisesi giysek de referansımızı değiştirmedik, kırk yıl önce neredeysek yine oradayız”, anlamında.

Aslına bakarsanız “Sevr’in kabul edilmediğini” öne sürecek kadar bilgisiz olan bu yandaş takımı şecaat arz ederken sirkatin söylüyor. Kuşku yok ki, Sevr’in ne olduğunu bilseler Lozan’ı daha kolay anlayabilecekler.

Osmanlı’nın temsilcileri anlaşmayı Sevr’de imzalamışlar. Dağıtılmış meclisle kaçan padişahın onaylarının eksikliği midir kabul edilmedi dedikleri?

Adalar konusuna gelince; 1920’de 12 adalar bizim miydi ki 1923’te Lozan’la elimizden çıkmış olsun?

Lozan, mazlum ulusların emperyalizm karşısındaki ilk utkusu olduğu kadar, saltanatı kaldırıp yerine Cumhuriyet’i koyan belgedir de.

Yüce Atatürk’ün tanımlamasıyla bağlayalım:

“Lozan antlaşması, Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr antlaşmasıyla tamamlandığı sanılmış, büyük bir suikastın yıkılışını ifade eden bir belgedir”.

Önceki ve Sonraki Yazılar