Eyra Eyüp Kerimoğlu

Eyra Eyüp Kerimoğlu

KOMPLO TEORİSİ

Diyelim ki dünya kaynaklarının ve dünyada dolanan paranın çoğunluğuna hakimsiniz ve Ortadoğunun tamamında bir büyük İsrail devleti / İmparatorluğu kurmak istiyorsunuz. Bunu nasıl yapardınız?

Dünyada herşeye sahip olabilirsiniz ama halklara sahip olamazsınız!

Bu yüzden de dilediğiniz herşeyi "şak" diye yapamazsınız çünkü dünyada tek tip bir halk ve inanç sistemi yoktur. Malum her halkın inanışı ve kültürü farklı olduğundan, yapmak istediğiniz herşeyi parayla satın alamazsınız.

Peki hem halkların tepkisine maruz kalmadan, hem de tüm dünyayı ayakta uyutacak, size ayak bağı olmalarını engelleyecek ne tür bir senaryo izlerdiniz?

Bir defa mecburen uzun vadeli planlar yapmak zorundasınız çünkü başta saydığım sebeplerden ötürü istediğiniz herşeyi anında yapamayacağınız aşikar. Peki uzun vadeli planları uygulamaya geçirirken en önemli husus sizce ne olmalıdır?

Bence en önemlisi "gizlilik" çünkü yüzyıllarca sürecek planlar yapıyorsanız fark edilmemelisiniz ki aksi pek hayrınıza olmaz. Gizliliği nasıl sağlardınız peki? Bence gizlenmenin doğadaki en bilindik ve en etkili yolu farklı görünmektir! Bunu doğada da bir çok canlı kullanır. Kamufle ol ve hedef şaşırt!

Peki farklı görünüp gerçek kimliğimizi ve amaçlarımızı kamufle ettik daha sonra? Daha sonra tabiki planlarımızı uygulayabilecek maşalar kullanmalıyız ki yaptıklarımızı sanki başkaları yapıyormuş gibi görünsün. Böylelikle hem hedef saptırmış oluruz hem de işler sarpa sararsa kurban edecek günah keçilerimiz olmuş olur.

Yeri geldiğinde, insanların biriken öfkelerini boşaltabilmek için kurbanlara daima ihtiyacınız olacaktır! Tabi bir önemli hususta, böyle büyük planlar yaparken sadece kişisel maşalar yeterli olmaz. Şahıslardan ziyade daha büyük maşalarada ihtiyacınız olacaktır, hatta o maşaların yöneteceği kurumlar ve o kurumlarında barındığı maşa hükümetlere ve ülkelere dahi ihtiyacınız olacaktır!

Fakat bir ülkeyi de ha deyince, yine yazının başında saydığım sebeplerden ötürü satın alamazsınız. Hiç bir halk ülkesini kolay kolay satmaya yanaşmaz (Liderler hariç!) çünkü herkes için ülkesi kutsaldır! Öyleyse ne yapacağız?

Tabiki öncelikli satın alabildiklerimizi yani yöneticileri satın alacağız. Fakat liderler de geçicidir ve bize uzun vadeli planlarımızı yürütebilecek daha kalıcı bir çözüm gerek. Bizim güçlü bir kukla ülkeye ihtiyacımız var! Peki bunu nasıl yapacağız? Satın alacak ülke bulamayacağımıza göre o zaman biz de yeni bir ülke kurarız! Bunun için ne çok paraya ihtiyaç vardır değil mi? Ama biz Süleyman'dan beri zenginiz ve dünyadaki ülkeler değil belki ama o ülkelerdeki tüm bankalar, o bankalarda dolanan tüm paralar bize ait!  

Bugün ABD'nin temelleri, Kuzey Amerika'daki ilk kolonilerin öncüsü olan Püritenler tarafından atılmıştır. Püritenler 17. yüzyılın başında Amerika'da "New England"a yerleşen ilk göçmenlerin Avrupa'daki dini zulümlerinden kaçan sığınmacılardı. Bu Püritenler İngiltere'den göçlerine, Yahudilerin Mısır'dan Çıkış'ı gözüyle bakıyordu. Onlar için İngiltere Mısır, Kral Firavun, Atlantik Okyanusu Kızıldeniz, Kızılderililer ise eski Kenaanlılar idi. Onlar yeni bir Vaat Edilen Toprak'ta Tanrı ile yeni bir anlaşmaya giren yeni israelliler idi. Ve böylece Püritenler, sahip oldukları "Yahudi hayranlığını" Amerikan kültürünün merkezine yerleştirmişlerdi bile.

Velhasıl kelam ABD'nin bilinen en az 50 kurucu üyesi Yahudidir. Bu çok uzun bir konu olduğu için üzerinde fazla durmayacağım. Dileyen Amerika'nın kuruluş tarihini araştırabilir diyerek geçiyorum. Biz komplo teorimize devam edelim!


Bize lazım olan, halkı (olanları da Kolomb'un eliyle öldürdük zaten), bayrağı, dini ve bilimum kutsalları olmayan, sıfır kilometre maşa devletimiz hazır! Şimdi sırada bu devleti istediğimiz büyük planları yoluna koyabilecek kudrete eriştirmemiz gerek ve bu bence işin en kolay kısmı çünkü yeterince çok paranız varsa her türlü teknoloji ve silahı satın alıp, okyanus ötenizdeki, sizi aslında hiç ilgilendirmeyen bir kaç savaşa girişerek, dünyadaki ülkeler arasında gerekli söz sahibine de sahip olabilirsiniz!

Sonra gelsin böl, parçala, yönet tadında taht oyunları!

Birinci Dünya Savaşında 50 olan devlet sayısı, ikinci Dünya Savaşında 100 olmuştu. Şu anda bu sayı 194. Rockefeller bir konuşmasında, yakın gelecekte bu sayının, 1000’e; sonra 5000’e çıkacağını söylemişti. 1957’de belirlenen ve Eisenhower Doktrini olarak da bilinen “Ortadoğu’da Barış ve İstikrarı Koruma Planı” nın da; Daha sonra, Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı da kapsayan Büyük Ortadoğu Projesinin de; Ve ABD’nin; Fas, Moritanya, Orta Asya ve Moğolistan,  Kafkasya ve Türkiye ile Arap Dünyası ve Somali’yi içine alan “İslam  Coğrafyası”  dönüşüm stratejisinin de;

Daha sonrasında da, dönemin ABD Başkanı George Bush tarafından ilk defa  1990’da açıklanan “Yeni  Dünya  Düzeni” projesinin  de, gerçek amacı, işte bu sayıyı yakalamak!!!

Buraya kadar şimdilik herşey tamam. Gizliyiz, amaçlarımızı gerçekleştirebilecek büyük ve güçlü bir kukla devletimiz var ve tepkileri küçültebilmek için ülkeleri, halkları yavaş yavaş bölüyoruz. Çünkü biliyoruz ki büyük ülkeler, büyük halklar ve büyük halklar, büyük tepkiler demektir ve bu hiç işimize gelmez!

Şimdi bence artık yavaş yavaş kendimizi göstermenin vakti geldi! Peki nasıl? Çünkü bizim harcimizdeki diğer tüm büyük dinler genel olarak bize kin besliyor! Bir kısmının peygamberini çarmıha gerdirdik. Bir kısmının da kutsal kitabı bu ve benzeri olaylardan bahsederek bize lanet ediyor! Şimdi pat diye "bizi sevin, bize de bir ülke kurma hakkı verin" desek kimse buna yanaşmaz.

Lakin bizler babilden bu yana, üstün Mısır kültürü altında bile ezilmemiş bir halkın çocukları olarak buna da bir çare bulabiliriz bence! Aklıma gelen en mantıklı yol acitasyon! Zira hemen herkes zulüm görenden yana olur ve zulüm görene karşı bir sempati besler! e ne duruyoruz o halde? herşeyimiz varken hemen faşist bir lider yaratıp yahudi soykırımı başlatalım! Hatta öldürülen yahudilerin çoğuda, museviliğe sonradan geçmiş ve yahudiliği dejenere ederek paganizme meyilli olan, tarihsel süreçte de Avrupa'ya yerleşmiş Hazar Türkleri olsun!

Harika fikir, 1 taşla 2 değil 3 kuş vurmak diye buna derim ben. Soykırıma uğrayarak dünyanın gözünde sempati kazan ve bu soykırımı engelleyebilecek güçlerin başında daha önce kurmuş olduğun maşa devletin olsun ki o da dünyanın gözünde söz sahibi ve saygınlık kazansın ve son olarakta Birleşmiş Milletler sana Kutsal kitabındaki Vaadedilmiş toprakların bir kısmında ülke kurma hakkı tanısın! (Dünyada İsrail devletinin kurulmasına onay veren tek Müslüman ülke Türkiye'dir bu arada!)

Bu da tamam, ülkemizi de kurduk. Fakat ülkeyi kurduğumuz yerde Araplar çoğunlukta. Hatta bölgedeki Kürt ve Türkmenler bile neredeyse bizim kadar yoğun olarak yaşıyor bu topraklarda. Bu durumda yazının başında bahsettiğimiz halk tepkisi engeliyle tekrar karşı karşıyayız.

Öyleyse saman altından su yürütmeye devam! E artık az çok ne yapacağımızı siz de tahmin edersiniz! Tabiki bu bölgedeki halkları kırıp, birbirine düşürüp, rahat yüz göstermeyerek böl, parçala ve yönet taktiğimizi devreye sokacağız!

Lakin çoğunlukta olan Arapları bölmek tek başına bir işimize yaramaz çünkü ne kadar bölsekte hepsini yok edemeyiz ve yok ettikçe de bu sefer daha önce kendimiz için kullandığımız bir insani refleksle karşı karşıya kalabiliriz ki kendi ayağımıza sıkmak istemeyiz! Neydi o refleks? İnsanlar zulüm görenlerden yana olur! bu durumda hem antipati toplarız hem de gizliliğimizi ifşa etmiş oluruz. O halde uygulayacağımız taktik yine belli, biz değil bizim için başkaları öldürecek!

Tabi bunu yaparken de yine sebeplere ihtiyacımız olacak ki katliamlarımız olabildiğince meşru gözüksün! İslamiyeti kullanarak katliam yapan bir örgüte nedersiniz? Hem Dünyanın gözünde zaten mimli olan İslamiyete ve araplara karşı bir antipati oluşmuş olur hem de daha sonra bu örgütü yok etmesi için bölgedeki başka bir halkı silahlandırıp onların üzerlerine saldık mı yine 1 taşla 3 kuş vurmuş olur muyuz dersiniz?

Bence oluruz şöyle ki; İŞİD istediğimiz İslam ve Arap antipasını yaratmış olur. Ülke kurma vaadiyle kandırdığımız Kürt'leri de silahlandırıp İŞİD in üzerine saldık mı akabinde istemediğimiz Arap popülasyonu dışında başka bir azınlık ülke meşru olarak kurulmuş olur ki bu ülkeyi gelecekte kuracağımız büyük israil'in topraklarına arap ülkelerinden daha kolay katabiliriz çünkü kuran biziz!  hem de kendimize, yanı başımızda Araplara karşı kullanabileceğimiz yeni bir maşamız olmuş olur!

Artık buradan sonrasını yavaş yavaş sizlerin hayal gücüne bırakıyorum. Dilerseniz az ötede bir de Türkmen devleti kurabilirsiniz! İlerde lazım olabilir. Hem hali hazırda onlarda şu an oldukça zulüm görüyorken kimsenin buna karşı çıkacağını da sanmam açıkçası! Kürdistanı Türkiye kursun bence bu küçük masalımızda! hem Neo Osmanlıcılar buna oldukça sevinir zira Türkiye'nin ve AKP hükümetinin Orta Doğu'da taşları yerinden oynatabilecek hamleler yapabildiğini düşünmek onları oldukça mutlu edecektir!


Bu küçük komplo teorisinin acı gerçeğine gelip bitireyim nasılsa pek okunmayacak olan bu yazıyı; Ne seçtiğiniz liderler size ve ülkenize hizmet ediyor ne de sandığınız gibi Orta Doğu'da özgür bir Kürdistan veya Osmanlı kurulacak! Var olan tek gerçek şudur ki;

AB, ABD ve yaşadığınız coğrafyadaki en delikanlı sandığınız insanlar bile gelecekte kurulacak olan Büyük İsrail'in yani BOP'un taşeronlarının, taşeronlarının taşeronudur!

Önceki ve Sonraki Yazılar