Akşehir'de bir astsubay, evlilik birliğinin temelden sarsıldığı gerekçesiyle boşanma davası açtı. Eşi ise davanın reddini, boşanmaya karar verilmesi halinde ise nafaka, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini istedi. 

Davaya bakan Akşehir Aile Mahkemesi, kocanın boşanma talebini reddederken, kadının ayrı yaşama hakkına sahip olduğu ve müşterek çocukları için nafaka verilmesi gerektiği sonucuna vardı. 

Kararın koca tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'ne geldi. Daire, yerel mahkemenin kararını bozdu.  Tartışma yaratacak ''Eşit kusur var'' kararına vardı.

ŞİDDET UYGULUYOR, HAKARET EDİYOR AMA!

Daire, kararında, kocanın eşine şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, eşinin hamileliğinde ve doğumunda ilgilenmediği, birlik görevlerini yerine getirmediğinin sabit olduğu belirtildi. Kadının da eşinin ilk evliliğinden olma 11 yaşındaki çocuğuna hakaret ettiği, ilgilenmediği, evine karşı ilgisiz olduğu, mahrem hayatlarını başkalarına anlattığı ve güven sarsıcı davranışlar içine girdiğinin belirlendiği kaydedildi. 

Kararda, ''Bu duruma göre, evlilik birliğinin sarsılmasına yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Olayların akışı karşısında koca dava açmakta haklıdır'' denildi.

Akşehir Aile Mahkemesi ise bozma sonrası vicdani kanıda bir değişiklik olmadığını belirterek, ilk kararında direndi. 
Davacı koca, direnme kararını da temyiz ederek, kendisinin kusursuz, eşinin kusurlu olduğunu ileri sürdü ve direnme kararının bozulmasını istedi. 

Temyiz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, oy çokluğuyla Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin gerekçeleri doğrultusunda yerel mahkemenin direnme kararını bozdu ve karı ve kocayı eşit kusurlu saydı.