İsrail İle Yeni Aşkın Arkasında Ne Var?

İsrail İle Yeni Aşkın Arkasında Ne Var?

İsrail Özrünün arkasında ki anlaşma ne?

OĞLU İSRAİL'DEN GEMİSİ İLE MAL TAŞIDI !

İsrail’in “Mavi Marmara” baskınında yaşamını yitirenler için özür dilemesinin altından akıllara durgunluk veren bir oyun çıktı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, özür olayından kısa bir süre önce Suriye’deki isyancılarla (!) İsrail’in çıkarlarını koruyan anlaşma yaptığı bildirildi. Anlaşmanın, “Erdoğan'a helal olsun! Dize getirdi, İsrail’i özür diletti” dedirtip, İmralı müzakereleri nedeniyle köşeye sıkışan Erdoğan’ı kahraman haline getirerek kurtarmak için İsrail’le birlikte planlandığı anlaşılırken, Başbakan’ın oğlunun gemisinin de ilişkilerin kopmuş göründüğü dönemde İsrail limanlarına mal taşıdığı bildirildi.
 
CHP Sözcüsü Haluk Koç, dün düzenlediği basın toplantısında, Dışişleri Ahmet Davutoğlu’nun televizyon televizyon dolaşarak, geçen hafta yaptığı açıklamayla gündeme getirdiği gizli anlaşmayı yalanlamaya çalıştığını söyledi. Koç, Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı’ndan resmi açıklama yaparak, inkarı sürdürdüğünü anımsatarak, şöyle konuştu:
 
“Bunlar 1 Mart 2003 tezkeresi öncesi ABD’de de at pazarlığı yaparken de süreci inkar etmişlerdi. Yine aynı şekilde 1 Mart 2003’den sonra Türkiye’nin güvenlik boyutuyla, Kuzey Irak’a askeri harekatta bulunmaması karşılığında 1 milyar doları hibe olan, 10 milyar dolarlık kredi anlaşmasının gizli bir şekilde imzalandığını da inkar etmişlerdir. Anımsayacaksınız. Bütün bunlar doğrulandı değil mi zaman içerisinde? 
 
“Şimdi Doha’da yapılan ve maddelerini geçen hafta söylediğim İsrail boyutu da olan Suriye’deki muhalifler yönetimi ele geçirdikten sonra yapacaklarına dahil olan bölümler içerisinde bir takım sözlerden bahsetmiştim. Evet, burada ısrar ediyorum. Yalanlama kelimeyle olur. Ama karşılığı var bunların. 21 Kasım 2012 günü El Cezire’de bu anlaşmanın imzalandığı yayınlanıyor. Daha sonra France 24 televizyonunda yayınlanıyor.”
 
“İSTİFA ETMEK ZORUNDA KALACAK”
 
Anlaşmanın 4. maddesinin önemli olduğunu, muhaliflerin bu maddeyle, Suriye’nin Hatay üzerinde hak iddia etmekten vazgeçtiğini söylediğini belirten Koç, şunları söyledi:
 
“Şimdi mevcut olmayan bir hakkı varsayan, Türk dış politikasının geleneklerine ve gerçeklerine aykırı tutum izleyen bir Dışişleri Bakanı. Zaten Suriye konusu da dahil birçok konuda kendi hayalleri çevresinde oluşturduğu bir dış politika anlayışını bizzat Başbakana da empoze eden ve zaman zaman -tabirimi uygun görün- Başbakanı boş havuza iten ve bunun karşılığında da fırça yiyen bir Dışişleri Bakanından bahsediyoruz. İstifa edeceğini söylemişti. İstifa etmek zorunda kalacak Dışişleri Bakanı. Bunun altında kalır Dışişleri Bakanı."
 
Türkiye’yi bu konuyu tartışmaya davet ettiğini vurgulayan Koç, Dışişleri Bakanı’nın anlaşmanın ortaya çıkması nedeniyle açmaz ve panik içerisinde olduğunu vurgulayarak, “Dışişleri Bakanı çırpınıyor. Dışişleri Bakanı kimlerin talimatıyla, kimlerin çıkarları doğrultusunda o masalarda oturup bu tür görüşmelerin içerisine Türkiye Cumhuriyeti devletinin çıkarlarını halel edercesine sokuyor, bunlar tartışılmalıdır” dedi.
 
AMBARGO DÖNEMİNDE MAL TAŞIMIŞ
 
Özür olayının altındaki gerçekleri anlatmaları nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın demogoji yapmaya başladığını ve kendilerine karşı saldırıya geçtiğini vurgulayan Koç, Erdoğan’ın oğlu Ahmet Burak Erdoğan’ın gemilerine ilişkin de şu çarpıcı iddiayı gündeme getirdi:
 
“Şimdi güya 'one munite' efelenmesinden sonra İsrail’le perde önünde ilişkiler gerginleştirilirken maşallah gemicik iyi çalışmış. Maşallah demek lazım. Gemicik iyi çalışmış yani bizzat Başbakanın oğlu ticaretine devam etmiş. Evet, Mavi Marmara’da hayatını kaybeden yurttaşlarımızın aileleri herhalde bu iki yüzlülüğü, bu yanlışlığı, bu samimiyetsizliği sorgularlar. Başbakanın oğlunun gemisinin kaç kez İsrail’in hangi limanından ne mal götürdüğü ortada. Bu güya ilişkilerin ambargoya girdiği dönemde olan süreç. Akla hemen Kemal Unakıtan’ın sözü geliyor; ne yapsın canım bizim çocuklar aç mı kalsınlar, geçinmeyecekler mi deyimi.”
 
Koç, başbakan da olsa bir siyasetçinin sözüyle kendi ekseninde dönen eylemlerin birbiriyle uyuşması gerektiğine dikkat çekerek, “İşte böyle bir Başbakan iki Erdoğan sureti halkın önünde bu konuda olduğu gibi tartışılmaya devam eder” dedi.
 
ANLAŞMA NE?
 
Koç, geçen hafta düzenlediği basın toplantısında, yapıldığında ısrar ettiği anlaşmayı şöyle anlatmıştı:
 
“Tarih Kasım ayı 2012 yılı. Günüde söyleyeyim 8-11 Kasım tarihleri. Katar’ın Başkenti Doha’da bir toplantı yapılıyor. Ve bu toplantıya katılanlar Ahmet Davutoğlu, Katar Dışişleri Bakanı Halit Bin Muhammed, Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Doktor Anvar Muhammed, ABD’nin o zaman eski Suriye Büyükelçisi Robert Ford, Riyad Sev ulusal konsey temsilcisi ve İhvani Müslim’in örgüt lideri Riyad Şafkan’ın yardımcısı bu toplantıya katılıyorlar ve bir anlaşma imzalıyorlar. Bu anlaşmanın altında Davutoğlu’nun da Türkiye adına attığı bir imza var. 
 
İSRAİL’E “GOLAN” KIYAĞI
 
“Nedir bu anlaşmanın şartları? Bu anlaşmanın şartları bir; daha sonra bu Elcezire’de de 21 Kasım 2012’de yayınlandı. Bir; Suriye Arap Cumhuriyeti ordusunun sayısı 50 bine düşürülecek ve bir tek savunma gücü olarak kullanılacak. İki; Suriye, Golan’dan sadece siyasi yollarla hak talep edebilecek. İsrail’le Suriye arasındaki barış görüşmeleri Amerika ve Katar’ın gözetiminde yapılacak. Üç; Amerika’nın gözetiminde Suriye’deki kimyasal ve biyolojik silahlar ve tüm füzeler Ürdün’e nakledilecek. Dört; Suriye, İskenderun vilayeti, yani Hatay hakkından vazgeçecek ve Halep’le İdlib’in bazı köyleri Türkiye’ye bağlanacak. Daha önemlisi Rus ve Çin şirketleriyle şimdiye kadar imzalanan tüm silah ve yeraltı zenginliklerinin araştırılması için yapılan anlaşmalar iptal edilecek. Yedi; Katar’ın doğalgaz boru hatlarının Suriye ve Türkiye üzerinden AB ülkelerine aktarılmasına müsaade edilecek. Türkiye’nin Atatürk barajından su boru hatlarıyla Suriye üzerinden İsrail’e su ulaştırılması sağlanacak. 
 
FİLİSTİN’İ SATMIŞLAR
 
“Dikkat ediyorsunuz. Kasım ayı daha özür filan yok ortada. İran, Rusya ve Çin’le ilişkiler sınırlandırılacak. Filistin direniş hareketiyle ilişkiler kesilecek. Filistin davasını savunuyoruz değil mi anlaşmada bu var. Suriye’de yeni kurulacak rejim liberal İslam esaslarına uygun olacak. Bu anlaşma Suriye muhalefetinin yönetimi devralmasıyla yürürlüğe girecek. Bunun altında Davutoğlu Ahmet’in imzası var. Kasım 2012.
 
KERKÜK PETROLÜ İSRAİL LİMANLARINA
 
“Londra’da yayınlanan Şark El Avsad gazetesi yazıyor: Bakın Kerkük’ten Ceyhan’a bir boru hattı, oradan Hayfa’ya uzatılan bir boru hattı. Yani İsrail’in limanlarına petrol akıtılacak Türkiye üzerinden Kerkük petrolü. Belki de Beşar’la kapışmalarının sebebi bu. Yani büyük ekonomik çıkarlar.
 
“Şimdi bu özrün ne şartlar altında dilendiğini görüyorsunuz. Ve bir üçüncü dünya ülkesi gibi buradan bir kahramanlık üretmeye çalışan bir iktidar yaklaşımı sözkonusu. Şimdi bütün bunlardan sonra bir sözümüzde ikide bir Başbakanı boş havuza iterek günaşırı fırça yiyen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na. Çapsız olduğunu söylemiştik. Ama onur konusunda da sıkıntısı olduğunu görüyoruz Dışişleri Bakanının.
 
“Bu şartlar altında İsrail’in özür dilemesi yetmiyor. İsrail’in tıpkı Başbakana daha önce verildiği gibi Dışişleri Bakanıyla Başbakana birde üstün hizmet madalyası vermesi gerekli. Tablo budur, bu kadar açıktır, bu kadar nettir. Türkiye’nin ulusal çıkarlarıyla bağdaşan bir yanı olmayan bir süreçte Başbakan oluşturduğu koroyla toplumu başka yönlerde şekillendirmeye çalışıyor. Bir siyasi ikiyüzlülük, bir siyasi aldatmışlık, nasıl tarif ederseniz bu şekilde değerlendirebilirsiniz.”