İmralı için kritik mesaj

İmralı için kritik mesaj

Moosa, “Paris’te öldürülenleri tanıyordum. Sürece katkıları olabilirdi. Türkiye Kürt meselesini çözebilirse Ortadoğu’da en etkin aktörlerden biri olacaktır” dedi


“Barış İçin Öcalan’a Özgürlük Platformu”nun bugün düzenleyeceği konferans için İstanbul’a gelen Güney Afrika Cumhuriyeti’nin efsane liderlerinden Nelson Mandela’nın avukatı Essa Moosa ile silahların susması için neler yapılabileceğini konuştuk.

Güney Afrika’da görüşmeler nasıl başlamıştı?

- Mandela hükümete bir mektup yazarak, “ANC ile masaya oturma vakti geldi” demişti. Bu mektuptan sonra istihbarat yetkilileri Mandela ile cezaevinde görüştü. Sonrasında Adalet Bakanlığı Mandela’yı ziyaret etti.

Bu noktaya kadar görüşmeler gizli mi?

- Evet. ANC bile bilmiyordu. Mandela sabotaj ihtimali nedeniyle kimsenin bilmesini istemiyordu. Dönemin Başbakanı P.W. Botha ile Mandela Adalet Bakanlığı aracılığıyla bir görüşme gerçekleştirdi. Botha, Mandela’ya silahları bırakma çağrısı yaptığı takdirde kendisini serbest bırakacağını söyledi. Mandela, devletin vatandaşlarına şiddet uygulamaya devam ettiği sürece böyle bir anlaşmanın mümkün olamayacağını, ANC ile müzakerelerin başlaması gerektiğini belirtti. Böylece süreç başlamadan bitti. Botha müzakereye yanaşmadı. Yerine geçen De Klerk Meclis’te tarihi bir konuşma yaptı. Mandela ve diğer siyasi mahkumları serbest bırakacağını, siyasi örgütler üzerindeki yasakların kalkacağını ve müzakereler için gerekli imkanları yaratacağını ifade etti.

‘ZİHNİYET DEĞİŞMELİ’

De Klerk bu konuşmadan sonra “kahraman” mı oldu?

- Konuşması siyahlar tarafından memnuniyetle karşılandı. Beyazlar ise bölünmüştü. İki tarafın da çok sayıda insanı katlettiği, bu noktadan sonra çözüme gidilemeyeceğini savunanlar oldu. Bir yanda da barıştan başka çözüm olmadığını söyleyenler vardı. Türkiye’de de destek verenler gibi karşı çıkanlar olacaktır. Zihniyet değişimi çok önemli. Medyanın bu değişimde rolü büyük. Güney Afrika’da beyazlar Mandela’yı “terörist” olarak görmeye koşullanmıştı. Barışa destek sağlamak için zihniyet değişimi şart.

Kırılma noktası neydi?

- Beyazlardaki zihniyet değişimi De Klerk’in açıklamalarından sonra başladı. Hükümetle görüşmeler başlayınca tavır da değişti. Fethullah Gülen’in önceden sürece destek mesajını gazetede okumuş muydun? O kadar zor değil, olunca oluyor demek ki.

Siz bu süreçte alternatif medya kurmuştunuz.

- 1980’lerde gazete çıkarıyorduk. ANC’nin bir özgürleşme hareketi, Mandela’nın da özgürlük savaşçısı olduğunu yazıyorduk. Beyazlar yine kendi gazetelerini okuyordu ancak siyahlar da bilinç gelişti. Sansüre uğradık tabii, gazeteciler tutuklandı.

‘HERKES BİLMELİ’

Türkiye’de müzakere sürecinin nasıl yürütülmesi gerektiğini düşünüyorsunuz?

- Öcalan cezaevindeyken olmaz. Müzakere olacaksa, serbest bırakmalı.

Ev hapsinden mi bahsediyorsunuz?

- Hayır, serbest bırakılmalı. Görüşme sürecinde değil ama anlaşma zamanı geldiğinde serbest olmalı. Bir mahkumla anlaşma imzalayamazsınız. Mandela da müzakere sürecinde özgürdü.

Müzakerelerin gizli yürütülmesi süreç için daha mı sağlıklı?

- Şeffaf olunmalı ve herkes neler konuşulduğunu bilmeli. Kimse dahil edilmediği bir anlaşmanın parçası olmak istemez.

Ateşkes bu süreçte nerede duruyor?

- Müzakere sürecine girildiğinde ateşkes olmalı. Barış sağlandığı zamansa PKK mevcut sisteme entegre edilmeli. Bizde böyle oldu.
ANC, kolluk kuvvetleriyle istihbarat servisine katıldı. Sisteme dahil etmezseniz, ileride sorun çıkacaktır. Bizde de başta güven sorunu vardı ancak sonrasında işler yoluna girdi. Siyahlarla beyazlar ezeli düşmandı. Birbirlerini yok etmeye çalıştılar ama başaramadılar.

“Yok edemiyorsan, birleş” mi diyorsunuz?
- Evet! Güney Afrika’daki düşmanlık Türk-Kürt arasında yok ama dediğim gibi mevcut sisteme entegre etme süreci başarıya ulaştı.

Öcalan’ın Mandela gibi barışçıl olmadığını savunanlar var.

- İkisi de kurdukları parti yasaklandıktan sonra silahlı mücadeleye yöneldi. Bir bakıma buna zorlandılar. Biri diğerinden daha fazla barışçıl değil.

Uluslararası baskı ne ölçüde önemli?
- Ortadoğu değişiyor. Kürt meselesinin çözümü bölgeye barış getirecektir. Türkiye Kürt meselesini çözebilirse Ortadoğu’da en etkin aktörlerden biri olacaktır.