Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Şanlıurfa'da Abide Kavşağı'nda toplu açılış töreninde konuştu. 10 yıllık iktidarlarını öven Erdoğan, "Sabrettiniz, muradınıza erdiniz. İmam hatipin orta kısmı açıldı mı? Açıldı" şeklinde konuştu. Kendi iktidarları döneminde de çözülmeyen Kürt sorununu için ise"Meclis bir çatı olsun diyoruz. Kürt kardeşlerimizin var da Arap kardeşlerimin sorunu yok mu? Ne Arap’ın Kürde, Ne Türk’ün Kürde üstünlüğü yoktur. Hepimiz kardeşiz. Birbirimizi paradan, puldan, makamdan dolayı değil sadece Yaratandan ötürü seveceğiz" dedi. 

Sizlerin de desteğiyle, hayır duasıyla 10 yıldır Türkiye’ye hizmetkarlık yapıyoruz, gece gündüz demeden 75 milyon için koşturuyoruz.10 yıldır emeklerimizin karşılığını alıyoruz. 10 yıl önce iktidarı bu ülke çok büyük badirelerin altında ezilirken devraldık. Umutsuzluğun zirve yaptığı dönemde sizin desteğinizle bu görevi aldık. 10 yılda olmaz denilenlerin olabilir olduğunu gösterdik. 10 yıl önce hayal kabul edilen nice hedefi 10 yıl içinde gerçeğe dönüştür. İşte GAP Havalimanı. Şu duble yolları hayal etmek mümkün müydü?

Cumhuriyet tarihimizin rekorlarına rağmen ilk günkü heyecanla kendimizi hala işin başında görüyoruz. Hamdolsun Türkiye’ye çok şey kazandırdık ama çok şey kazandıracağımıza inanıyoruz

Genç kızlar 444’ün anlamını biliyorsunuz değil mi? 4+4+4 bir değişim, dönüşümün adıdır

Karşımda gördüğüm bu genç kuşaklar bu zorunlu eğitim sistemiyle inşallah muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacak. Türkiye’nin temel taşları olacaktır

Biz bu cumhuriyeti nasıl kardeşlik üzerine inşa ettiysek aynı şekilde kardeşlik üzerinde devam edeceğiz. Bütün meselelere diyalogla uzlaşmayla yaklaşacağız. Biz siyasete girdiğimiz andan itibaren çok büyük engellerle karşılaştık. Siyasi görüşlerimiz yok sayıldı. Bu ülkede bize öteki muamelesi, bize zenci muamelesi yapıldı, tehditler aldık.

 

İstanbul’da belediye başkanıyken İstanbul’a eser üretmemizin önüne geçilmek istendi. Siyaset yaptığımız partiler kapatıldı. Siirt’te okuduğum şiirden dolayı mahkum oldum, cezaevinde yattım. 3 Kasım’dan sonra da önümüze engeller çıkarıldı."

Başbakan, TEKEL'i, Hopa'yı, ODTÜ'yü, 29 Ekim kutlamalarını yok saydı. "Hiçbir zaman" şiddete başvurmadıklarını savundu. Erdoğan, "Bize cumhurbaşkanı seçtirmemek istediler, partimizi kapatmak istediler. Türlü türlü ayak oyunlarıyla bu yoldan ayırmak istediler. Biz her türlü engele rağmen hiçbir zaman şiddete başvurmadık" dedi. 

 

Erdoğan, 1980 Askeri Darbesi'nin ardından yürürlüğe giren ve bu güne kadar bir çok hak ve özgürlüklerin kullanılmasında engel olan Anayasa'yı savundu. Başbakan dün, TRT yayınında söylediği "Ak Parti kendi anayasa teklifini meclise sunacak" sözünü de unuttu: "Anayasaya bağlılıktan ayrılmadık. Muhtar bile olamaz dedikleri insan Başbakan oldu. Önümüzü kestiler ama millet önümüzü açtı" dedi. 

Erdoğan, diktatör olmadıklarını da "milletimizi seviyoruz" sözü ile açıkladı: "Ana muhalefet de dahil birleri çıkıyor bizler için ‘diktatör’ falan gibi saçma sapan yakıştırmalar yapıyorlar. Aynaya baksınlar aynaya. Biz milletimizi seviyoruz, milletimiz de bizi seviyor" şeklinde konuştu.

Erdoğan ayrıca, "Kardeşlerim endişe etmeyin, 2023 hedefine doğru yürüyoruz.2023 Türkiye’nin dünyada ilk 10 ülke arasında yer alacağı bir dönem olacak. 2023 yetmez, biz büyük düşünüyoruz. Büyük düşünenler kazanır. 2071’de de Anadolu harekatının 1000. yılını torunlarımız kutlayacak

Burada anne adaylarını görüyorum. Onlardan meydana gelecek nesiller 2071 Türkiye’sini kuracaklar.

Kim bizi ne kadar mağdur etmek isterse istesin biz taşı, sopayı, molotof kokteyli ve silahı tasvip etmedik. Şiddet düşüncenin bittiği yerde başlar. Şiddet acizlerin işidir. Şiddet mücadele ruhunun bittiği yerde başlar. Söyleyecek sözü olmayanlar şiddete başvururlar. Bir mücadele geleneği olmayanlar şiddete başvururlar"  dedi. 

Erdoğan, kangrene dönen Kürt sorununa da ilginç bir yaklaşım sergiledi. "10 yıldır terör meselesinin çözümü için siyaset bir araç olsun, Meclis bir çatı olsun diyoruz. Kürt kardeşlerimizin var da Arap kardeşlerimin sorunu yok mu? Ne Arap’ın Kürde, Ne Türk’ün Kürde üstünlüğü yoktur. Hepimiz kardeşiz. Birbirimizi paradan, puldan, makamdan dolayı değil sadece Yaratandan ötürü seveceğiz.

Birbirimize olan muhabbetimiz hep arttı ama birileri hep kıskandı.Varsın kıskansınlar biz sevmeye devam edeceğiz.10 yıl önce bugün olduğu gibi konuşabiliyorlar mıydı? Bu imkanı onlara kim hazırladı. Biz hazırladık. Ama daha iyi olacağız." dedi. 

Benim başörtülü kızlarımı okullara sokmadılar. Ama biz sabrettik. İmam hatiplerin orta kısımlarını kapattılar. Suçları neydi? Onlar da ellerinde molotofla mı, taşla sopayla mı dolaşıyorlardı. Neydi suçları? Sadece inancı gereği başörtü. ‘Ben imam hatipte okumak istiyorum’du. Hazmedemiyorlardı. Bakıyorlar ki Başbakan imam hatip mezunu. Kabinede imam hatip mezunları var.

Bırakın kim nerede okuyorsa okusun, ne giyiyorsa giysin. Sabır sabır sabır. Bakın 444 gerçekleşti. Sabrettiniz, muradınıza erdiniz. İmam hatipin orta kısmı açıldı mı? Açıldı. Bundan sonrası size ait.

Türkiye’nin yarınları farklı olacak. Konuşulmayanların konuşulduğu bir Türkiye’yi Ak Parti iktidarı olarak biz inşa ettik. Yasaklara, kısıtlamalara biz son verdik"

Erdoğan, BDP'den yine "O malum parti" diye bahsetti. "Terör örgütünün yedeğinde siyaset yapan o malum partiye çağrı yapıyorum. Artık şiddet sussun, siyaset konuşsun. Artık terör örgütü elini tetikten çeksin, silahları gömsün. Eğer varsa kalbiyle, yüreğiyle, fikriyle konuşsun. Bizim askerimize, insanımıza karşı tetik çeken örgüt, hiçbir hakkın savunucusu olamaz" dedi. 

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi oldu demi. Artık oralara hizmet gitmez diyor muhalefet. Bunlar çırak. Bizim dışımızdaki partilerin hepsi büyükşehir çalışmalarına karşı çıktılar. Ben bu işin içinden geliyorum. Dönemimde şu andaki statü yoktu, eksikler vardı. Mülki sınırları büyükşehir belediyesi sınırları yapalım, şehrin tamamına aynı hizmet gitsin dedik. Bunun ilk uygulamasını İstanbul ve Kocaeli’nde yaptık. İmar ve plan bütünlüğü vardı. Alt ve üst yapısıyla ilçe ve büyükşehir belediyeleri müşterek çalışarak bu hizmeti götürdüler. 16 büyükşehir vardı, 13 tane daha ilave ediyoruz. Bu sayı 29’a çıkıyor. Türkiye’nin yüzde 85’ine bu anlayışla hizmet vereceğiz demektir.