İHSANOĞLU'DAN 'ÇARKÇI' BENZETMESİNE KAPAK GİBİ CEVAP!

İHSANOĞLU'DAN 'ÇARKÇI' BENZETMESİNE KAPAK GİBİ CEVAP!

CUMHURBAŞKANI adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Hatay'da konuştu.

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Hatay'da. Türkiye'de demokrasi ve laikliğin temel değerler olduğunu belirten İhsanoğlu, herkesin din, vicdan ve ifade hürriyeti hakkına sahip olduğunu söyledi.

DHA'nın haberine göre; seçim gezileri kapsamında Hatay'a gelen Ekmeleddin İhsanoğlu, Hatay Havaalanı'nda CHP ve MHP'liler tarafından karşılandı. Seçim otobüsüne binen Ekmeleddin İhsanoğlu, karayoluyla Samandağ İlçesi'ne geçerek Hz. Hızır Türbesi'ni ziyaret etti. Türbede dua eden İhsanoğlu, ilçe turu attı. Seçim otobüsünden halkı selamlayan İhsanoğlu, yol boyunca kendisini bekleyen Samandağlılar'ın yoğun ilgisiyle karşılaştı. İlçede yöresel geleneklere göre karşılanan İhsanoğlu'na, yol boyunca kolonyalar döküldü, pirinçler fırlatıldı, bir kişi de tütsü verdi. İhsanoğlu, turun ardından, ilçe merkezindeki Abdullah Cömert Parkı'nda toplanan yaklaşık 5 bin kişiye seslendi.

'KAHKAHA ATILMASINA KARIŞILMASIN'

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın kadınların kahkaha atmasıyla ilgili açıklamalarını eleştiren İhsanoğlu, “Biz kadınlarımızın kahkaha atmasına karışılmasını istemiyoruz. Biz özel hayatımıza kimsenin müdahale etmesini istemiyoruz. Biz kimsenin bizim kadınlarımıza kahkaha atsınlar, atmasınlar demesini istemiyoruz. Bu kadar da özel hayata karışılır mı? Nerde görülmüş böyle bir şey, çıldırmış bunlar. Şaşırmışlar. Onun için sevgili kardeşlerim 10 Ağustos’ta sandığa gidiniz, oyunuzu kullanınız ve oyunuza sahip çıkınız" dedi.

HALKI ARAPÇA SELAMLADI

Samandağlılar'ı Arapça olarak da selamlayan İhsanoğlu, şöyle devam etti: "Ben bu yolculuğa Türkiye’de huzur olsun, gerginlik olmasın, barış ve kardeşlik olsun diye çıktım. Türkiye’nin komşularıyla huzur olsun, barış olsun, kardeşlik olsun. Biz kardeşlerimizle asırlar boyu yaşadık. Bu sınırlar daha yüz sene olmadı, yüz sene önce sınır mı vardı? Biz bunları birleştirmek isterken birileri bizi ayırdı, birileri bizi ayırmaya çalışıyorlar. Biz bu ayrılıkları bitirmeye çalışıyoruz, tekrar birlik beraberlik istiyoruz. Ortadoğuda komşularımızla beraber yaşamak istiyoruz. Bizim huzurumuz, ancak komşular ile iyi olursak olur. Bizim refahımız komşularımızda refah olursa olur. Ancak komşularımız sıkıntı olursa, ateşler olursa, bu ateşler bize sıçrarsa, onun sonucunu biz biliyoruz. Bizi ayırmak isteyenler, bizi düşman etmek isteyenlerin oyunlarını bozacağız, önümüzdeki Pazar günü bozacağız."

LAİKLİK VE DEMOKRASİ VURGUSU

Türkiye Cumhuriyeti'nin 2 temelinin bulunduğuna vurgu yapan İhsanoğlu, şunları kaydetti: "Birincisi laiklik , ikincisi demokrasi. Laiklik ne demek? Ben size laikliğin en güzel tarifini söyleyeyim. Laiklik, 'Lekum Diniküm veleye din' demek. Budur, başka hiçbir şey değil. Herkesin dini kendine. Herkesin inancı kendine. Devlet de buna saygılı olmalı. Benim mezhebim bana, benim dinim bana, senin mezhebin, dinin sana. Bu kadar. Bu kadar niye müdahale ediyorsun? Biz kaç asırdan beri burada yaşıyoruz. Bu aileler nereden geldi? Bu toprakların insanları. Biz de bu toprakların insanlarıyız. Beraber yaşadık, bundan sonra da beraber, ilelebet yaşayacağız. Demokrasi ne demek? Fikir hürriyeti, din, vicdan, ifade hürriyeti. Herkes bu hürriyetlerden hak sahibidir. Onun için kimse müdahale edemez. Bu hürriyetleri koruduğunuz zaman, demokrasiyi en karlı şekilde hukukun üstünlüğünü tatbik ettiğimiz zaman toplumda da huzur olur, Türkiye'nin yurt dışında da itibari olur."

SINIRLAR KEVGİRE DÖNDÜ

İhsanoğlu, daha sonra Hatay'da Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldi. Burada bir konuşma yapan İhsanoğlu, hükümetin dış politikasını eleştirdi. Hatay'ın Türkiye'nin huzur içinde yaşayan en önemli kentlerinden biri olduğunu vurgulayan İhsanoğlu, bu huzurun son 3 yıldır bozulduğunu kaydetti. Hatay'ın geçmişte komşularıyla en güzel ilişkinin kurulduğu kent olduğunu belirten İhsanoğlu, şöyle konuştu:

"1980'li yıllarında buradan karayoluyla Şam'a Halep'e giderdik. Şimdi Şam'a, Halep'e gidebiliyor muyuz? Neden, sınır mı yok? Sınırları kaldırdık dediler, ama yerine kevgir gibi bir şey yaptılar. Sınırlar kevgire döndü. Sınırlarda teröristler gidip geliyor. İnsanları öldürmek için kullanıyorlar. Böyle bir duruma düşmek çok acı. Bu hangi dahiyane siyasetin eseridir. Biz komşularımızla asırlar boyunca barış içinde yaşadık, ilelebet de yaşayacağız. Bu hataların telafisi var. Sorumlusu sizler misiniz yoksa Suriyeliler mi? Hayır yanlış siyaset, kara emeller. Biz bunların sona ermesini istiyoruz. Bölgeyi geziyoruz, insanlar korkudan gerginlikten kurtulmak istiyor. Biz de, tüm Türkiye de bunu istiyor. Bu topraklarda birliğimizi, dirliğimizi korumamız lazım. Bu cepheleştirmeden, başkalaştırmadan, ayrıştırmadan, alay etme huyumuzdan vazgeçmemiz lazım. Nerede görülmüş, bir iktidarın kendine oy verenleri vatansever, vermeye hain görmesi böyle şey olur mu? 1970'li yıllarında gençler arasında sağ ve sol kavgası yaşanmıştı. Şimdiki tehlike daha büyük. Sağcı, solcu, faşist, komünist değil; daha tehlikeli. Millet gerilmiş, nereye gideceğini bilmiyor, korkuyorlar. Birileri bizi geriyor, yeter artık kutuplaşmak istemiyoruz. Bütünlük istiyoruz, topyekun yaşamak istiyoruz, yeter artık diyor Türkiye."

SIKMABAŞ, ÇAPULCU

Türkiye'de bir zamanlar, kızların başörtüsü sorunu yaşadığını da anlatan Ekmeleddin İhsanoğlu, "Kızlarımız başörtüsü kavgasıyla ayrıldı. Bugün kavga bitti. Sıkma baş denilmesine karşıydım. Bugün çapulcu diyorlar. Buna da karşıyım. Çapulcu denilen gençler burada yaşamlarını yitirmiş. Vefaat eden evlatlarımızı rahmetle anıyorum" diye konuştu.

O SOYSUZ YAKALAMAMADI

Türkiye'nin çok büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu kaydeden İhsanoğlu sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye'de terörist tehlike kol geziyor. IŞİD tehlikesinden korkuyoruz, diyor vatandaşlarımız. Biz de, ordumuz var, kolluk güçlerimiz var, korkmayın diyoruz. Ama vatandaşın gönlüne bir şüphe düşmüş, askeri bölgede bir tanesi çıkıyor, bayrak indiriyor, bir şey yapılmıyor. O cani, küstah çocuk, teşhis edildiği halde yakalanamadı. Türkmen köyünden geçtik, Türk bayrağı sancağın en üst tepesinde. Diyarbakır'da o bayrağı indiren soysuz çocuk hale bulunamadı. Birçok terörist hadisesinin üstü örtüldü, ne oldu, kim yaptığı belli değil. Faili meçhul cinayetlere gidiyoruz. Türkiye'nin buna tahammülü yok."

SURİYELİLER NE YAPSIN?

Hatay'daki kamplarda 15 bin, kent genelinde ise 100 bin Suriyelinin bulunduğunu belirten İhsanoğlu, şöyle konuştu:

"Arap dünyasını tanıyan bir insan olarak söylüyorum. Suriyeliler bize en yakın insanlar, düşünceleriyle kültürleriyle, sosyal yaşamlarıyla. Türkiye'de 1 milyon Suriyeli var. Bu insanlar 'gelin' denildiği için geldiler. Kendiliğinden gelmediler, bir kısmı zorlandı geldi, sonra bizimkiler 'Bütün Suriye gelsin' dedi. Bu da güzel bir şey ama sen bunun hazırlığını yaptın mı? Suriyeliler, Türkiye'ye ilk geldiklerinde adamlarımı gönderdim, insanı yardım heyeti gönderdim, ama 'biz kimseden bir şey istemiyoruz' dediler. Konteynır kent yapılıyordu, çadır kentler yapılıyordu, her şey çok güzeldi. Sıcak su, televizyon, buzdolabı, her şey var ama bunlar göstermelik. 15 bin kişi kamplarda, 100 bini sokaklarda. Bu insanlar hayatlarını sürdürmek için ne yapsınlar. Ben onlara çok acıyorum. Kanunsuzluk yapıyorlar, bu da kabul edilmez ama mazur görün kabahat bunlarda değil, kabahat bunları getirip sokağa bırakanda. 'Biz bunların dilenmesine mani olacağız' diye beyanat veriyorlar ama dilencilik yapmasınlar da ne yapsınlar. Bunlara çadır kentlerde onurlu, asgari insan haysiyetine yakışacak bir hayat temin etmek, bu devletin birinci vazifesidir."

BANA ÇARKÇI DEMİŞ

Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan İhsanoğlu, insanlara lakap takılmasının yanlış olduğunu anlattı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisi için 'çarkçı' dediğini ifade eden İhsanoğlu, "Bana da monşer diyor, dün de çarkçı demiş. Benim çarkçı kardeşlerime saygım sonsuzdur. Çarkçılık nasıldır, pek bilmem, gemim yok, gemicilik de yapmıyorum. Ama şu memlekette çarkçılık yapan birçok insan var, helal para kazanıyor. Helal para kazananlara saygılı olmak lazım. Çarkçı da olsa, dümenci de olsa, saygı duymak lazım. Bunu söyleyen, mahallede kavga eden bir genç değil, Sayın Başbakanımız" diye konuştu.

İhsanoğlu, daha sonra Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'nde ziyaretlerde bulundu.

FOTOĞRAFLI

Kaynak:Haber Kaynağı