İHSANOĞLU UĞUR DÜNDAR'IN KONUĞUYDU!

İHSANOĞLU UĞUR DÜNDAR'IN KONUĞUYDU!

İhsanoğlu usta gazetecinin sorularını yanıtladı.

Ekmeleddin İhsanoğlu canlı yayında duayen gazeteci Uğur Dündar’ın sorularını yanıtlıyor.

İşte İhsanoğlu’nun açıklamalarından bazı satırbaşları:

Atatürk kurtuluş mücadelesinde bu milletin başına geçmiştir. Atatürk’ten öğreneceğimiz çok önemli bir prensip vardır ki bizim şu an çok ihtiyacımız var. Yurtta sulh cihanda sulh. Buna bu günlerde hem içeride hem dışarıda muhtacız. Biz zamanımızda çok acı tecrübeler yaşadık. Bunları unutmak istiyoruz. Milli birlikte kenetlenmek zorundayız.

TÜRKİYELİ DEĞİL TÜRK MİLLETİYİZ

Bu topraklarda bin yıldan beri yaşıyoruz. Bugün Türk toprakları nasıl oluştu ona bakmak lazım. Selçuklu ve Osmanlı dönemindeki fetihlerle oluştu bu ülke. 900 yıl içinde geri dönüşü olmayan bir süreç oldu. Küçük Asya yani Anadolu fatihlerin, gazilerin yolu üzerindeydi. Ama öncesinde değişik değişik kavimler bu topraklarının üstünden geldi geçti. Bizans, İskender, Persler herkes geldi geçti. Ama Malazgirt’ten sonra biz geldik. Niye bu Alpaslanlar Osmangaziler gibi diğerleri gibi gelip geçmedi. Niye kalıcı oldu. Çünkü Türkler buraya geldiğinde azınlıktı. Biz daha buraya Türkiye demeden Avrupa buraya ilk olarak takıldı. Bu neden böyle oldu. Burası sadece askeri fetihlerle değil manevi fetihlerle de oldu. Mevlana, Yunus Emre, Horasan Erenleri de burayı gönülle fethetti. Cumhuriyet peki nasıl kuruldu. Burayı vatan yapan, şehitlerdir. Yüz binlerce vatan evladı gitti. Şu an hiçbir aile yoktur ki evladını şehit vermemiş olsun. Ardından altın gibi bir nesil doğdu. Benim anam da babam da Türk. Ama ırkçılığı kabul etmem. Bizler Türk milletinin fertleriyiz. Ben bugün anayasadaki ifadeye göre Türk milleti olarak anılmamızdan yanayım.

DİNE EN BÜYÜK ZARAR ONU SİYASETE ALET ETMEKTİR

Laiklik Fransız Devrimi’yle canlanmış bir düşünce. Onlar devleti kiliseden ayırdı. Bizdeki şekli de bu. Laiklik dini devlet işinden ayırmadır. Ben bunu savunurum. Arapları görüyoruz bugün Ortadoğu’da. Dine yapılacak en büyük kötülük onu siyasete alet etmektir. Din kuvvetini Kuran’dan ve hadislerden alır. Bunlar değişmeyen şeylerdir. Bunlarla siyasetin bir alakası yoktur ki. İslam’da devletin ve siyasetin yönetimine yönelik bir şey yok ki. Yalnızca küçük bir kaç madde var. Dini siyasetin şapkasının altına koymak bazı sıkıntılar yaşatır.

TAKİYYE Mİ YAPIYOR?

Ben Anayasa’daki devlet tarifine inana ve sadık kalan ve de Allah’ın izniyle Cumhurbaşkanı seçildiğim anda itibaren buna sadık kalacak biriyim. Bana çok farklı kesimler ‘siz şöylesiniz’ diyor. Ama hukukta bir terim var. İddiayı ortaya koyan delilini de koyacak. Ben okur yazar adamım. Eserlerim ortadadır. Ben 20 yıl önce arkadaşlarımla Osmanlıyla ilgili iki ciltlik bir kitap yazdım. Ne yazdığım orada var. Ona bakabilirsiniz. 600 yıllık Osmanlı için 18 cilt hazırladım. Son iki cildi matbadadır. Gizli saklı değildir. Ben Türkiye’de yeni Osmanlıcılık tartışması başladığında New York’taydım. Orada bana sordular ne düşünüyorsunuz diye. Dedim ki Osmanlı bizim büyük mirasımızdır. Devletimiz bunun üstüne kurulmuştur. Fakat karşı çıktılar. Balkanlar’ı tekrar ele geçirmek istiyorsunuz dedi. Ben de tarih ideoloji olarak kullanılmaz diyerek yanıt verdim. Bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. İtalyanlar gelse dese ki ‘burası eski Roma’. Siz ne düşünürsünüz? Gülünç değil mi? Iraklılar gelse Abbasilerin topraklılarını deseler? Biraz fantezi bunlar. Bunları bir kenara bırakalım. Benim babam Osmanlı. Kendisi 1902 doğumludur. Hilafet’e gelirsek. Benim yazdığım bir kitabın ön sözünde kaleme almıştım. Orada Atatürk’ün büyük Nutuk’undan alıntılar yapmıştım. Dileyen okuyabilir.

BABASI ATATÜRK KARŞITI MI?

Babam Yozgat’ta doğdu. Ama ilahiyat fakültesi kapatılınca eğitimine devam etmek için Ezher Üniversitesi’ne gidiyor. Sonra orada parlak bir eğitimi var. Okulda eğitimci oluyor. Ardından Ayn-ı Şems üniversitesinde eğitim veriyor. Orada Türkoloji bölümünde dersler veriyor. Babamın karakteriyle ilgili iki örnek vereyim. Babam sarayda göreve başladığında Kral Fuad hayattaydı. Onu takdir ederek ‘Beylik’ rütbesi veriyor. Ama babam teşekkür ederek kullanmıyor. Rahmetli Menderes gibi Türkiye’den tanıyanlar babama selam gönderiyorlar. Onu tanıyıp seviyorlar. Mehmet Akif’le beraber mi gittiler bilmiyorum ama karakter olarak birbirlerine çok benziyorlar. Babam vefat ettiğinde 17 yaşındaydım. Annemle beraber o sıralarda dönmeyi düşünüyorduk. Babam pek hareket etmeyi sevmezdi. Babam önemli görevlerde olduğu halde Mısır vatandaşı değil diye emekli parasını alamadık ve eğitimimi tamamlayarak Türkiye’ye döndüm.

Başbakan bana monşer dedi. Monşer Fransızca ‘azizim’ demektir. Belki bizim Türkçe’de farklı bir anlama sahip. Ben polemiğe girmek istemedim.

EXETER ÜNİVERSİTESİ’NDE CASUSLUK EĞİTİMİ İDDİASI

İngiliz Exeter üniversitesinin ajanlık eğitim verdiği söyleniyor. Ben buna çok gülüyorum. Çok da hoşuma gidiyor. Ben Exeter Üniversitesinde kimya eğitimi aldım. Burada TÜBİTAK adına burslu olarak eğitim yaptım. Burada sınava girdim burs çıktı gittim. Yıllar sonra o okul bana fahri doktora unvanını layık gördü. Ama hiç ajanlık eğitimi veren bir bölümünü görmedim.

TARHAN’IN ADAY ADAYLIĞI

Beni iki köklü parti seçtiğinde ben de çıkıp teşekkür ettim. Ama bu ülkede bu işi yapabilecek çok saygın yetişmiş devlet adamları, bilim adamları, sanatçılar ve hatta ki sendikacılar var. Bakın mesela Polonya’da bir sendikacı Cumhurbaşkanı oldu. İtalya gibi bazı ülkelerde de profesörler cumhurbaşkanı oldu. Emine Ülker Tarhan da çok önemli ve değerli bir insanıdır eminimdir ki.

GÜLEN’İN ADAYI MI?

Benim hiçbir partiye cemaate kaydım üyeliğim yoktur. Ben neysem oyum. Takiye de yapmıyorum. İhtiyacım da yok. Ben bu demokrasi savaşını çelebi ve centilmen bir şekilde yürütmem gerekiyor.

CUMHURİYET DÜŞMANLARIYLA MÜCADELEYE KARARLI MISINIZ?

Üç beş aklı eksik insan çıksa biz bu cumhuriyeti yıkacağız dese. Siz buna inanıyor musunuz? Böyle bir şey olabilir mi?

GEZİ PARKI OLAYLARINA BAKIŞINIZ NEDİR?

Ben olaylar sırasında yurtdışındaydım. Olaylar çok masumane bir şekilde başladı. Gençlerimiz orada mekanın yok edilip yerine AVM yapılmasına karşı koymak üzere başlayan bir hareket oldu. Eylemcilerden başörtülü bir mimar kızımız da var tanıdığım. Gezi eylemleri bir vatan sevgisidir. Vatanperverliktir, vatanın bir parçasını kollamak. Ama sen gece yarısı sopayla bunlara müdahale ederseniz bu vahşettir. Böyle olaylar yaşandı maalesef. Devlet biraz müşfik baba gibi bakmalıydı orada. Ama böyle olmamalıydı. Ben Gezi Parkı eylemlerinde vefat etmiş çocuklarımıza Allah’tan rahmet ailelerine sabır diliyorum.

İSLAM’DA RECM

İslam tarihinde recm cezasının nereden geldiğini anlattım. Kur’an’da böyle bir hüküm yoktur. Medine’de bir olay yaşandı. Bu da zaten İslam öncesinden kalan bir yöntemdi. Hele ki Hz. Ömer döneminde itibaren el kesmek gibi şeyler uygulanmaz oldu. Ben bunu AB toplantısında da anlattım.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

Bizim artık AB standartlarında bir ülke olmamız lazım. Madem oraya gireceğiz bu halde basına daha fazla hürriyet tanımamız lazım. Son gördüğümüz Balyoz ve Ergenekon’da adalet darbe almıştır. Türkiye bunu iyi ayarlaması lazım. Hürriyetle beraber sorumluluk da olmalı. İşte İngilizlerin üniversitesinde ajan olarak yetişmişiz, Coca Cola diyorlar filan. Tekzip yolluyoruz dava açıyoruz ama halen saldırmaya devam ediyorlar.

 

Kaynak:Haber Kaynağı