HÜDA-PAR'DAN CİZRE SAVAŞI AÇIKLAMASI

HÜDA-PAR'DAN CİZRE SAVAŞI AÇIKLAMASI

HÜDA-Par Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, Cizre'de 2 kişinin ölümüne neden olayların ardından düzenlediği basın toplantısında, olayın çözüm sürecini provoke olduğunu savunarak; HDP, DBP ve PKK'nın içlerinde iyi niyetli olmayan kişileri tasfiye etme

HÜDA-Par Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, Cizre'de 2 kişinin ölümüne neden olayların ardından düzenlediği basın toplantısında, olayın çözüm sürecini provoke olduğunu savunarak; HDP, DBP ve PKK'nın içlerinde iyi niyetli olmayan kişileri tasfiye etmesini istedi.

HERKES SÜREÇ PROVOKE EDİLİYOR DİYOR KİM EDİYOR BELLİ DEĞİL ?

Böylelikle öğlen saatlerinde PKK'ya yakın DBP genel başkanı tarafından yapılan provakasyon açıklamasının ardından, çatışmanın diğer tarafıda olayın sürece zarar vermek isteyenlerin işi olduğunu açıklamış oldu. Açıklamalarda parentez içi notlar ile bu çatışmaların organizatörleri içeriisnde AKP'nin olduğu ileri sürülsede, süreç görüşmelerin de masanın diğer ucunda oturan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'da bu gelişmelerin hepsini sürecin bozulmasını isteyen karanlık güçler tarafından organize edildiğini ileri sürüyor. Tüm taraflar aynı fikir etrafında birleşirken çatışmaları kimlerin çıkardığı, insanların kan gölünde neden boğulduğu hala bilinemiyor.

HÜDA-PAR'DA PROVEKE DEDİ

Yılmaz, "Ne zaman süreçle ilgili olumlu bir mesaj verilse PKK, YGD-H çevreleri tarafından bizim partimize yönelik provokatif eylemlerde bulunuluyor. Bizim partimiz üzerinden kendilerine göre çözüm sürecini sabote etme veya farklı mecralara çekmeye çalışıyorlar. Bunun da sorumlusunun PKK tarafı olduğu düşüncesindeyiz" dedi.
Şırnak'ın Cizre İlçesi'nde YDG-H'liler ile Hüda-Par yanlıları arasında çıkan ve 2 kişinin ölümü, 3 kişinin de yaralanmasına neden olan olayların ardından Hüda-Par Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, Diyarbakır'da parti binasında basın toplantısı düzenledi.

HATİP DİCLE İLE GÖRÜŞTÜ

Toplantıya önemli bir telefon görüşmesi nedeniyle geç başladığını belirten Yılmaz, soru üzerine telefonla DTK Genel Başkanı Hatip Dicle ile görüştüğünü söyledi. Yılmaz, görüşmenin detaylarını soran gazetecilere, "Sonuçta üzgün olduğunu, bu olayı tasvip etmediğini özellikle DBP Eş Başkanı'nın yapmış olduğu açıklamayı tasvip etmediğini yanlış olduğunu belirtti" dedi.

CİZRE'DE EVLERE SALDIRDILAR

Yılmaz, parti olarak barış ve huzurun hakim olması için ellerinden gelen sağduyuyu yaptıklarını; ancak provokatif saldırılarda bulunan, alet olan kesimlerin kendi yaptıkları eylemleri partilerinin üzerine yıkmaya çalıştıklarını söyledi. YDG-H'lilerin Cizre'de parti üyelerinin evlerine dün gece saldırdığını 1 kişinin öldüğünü ve bir çok evin yakıldığını iddia eden Yılmaz, "Bütün bu gelişmelere baktığımızda, tam da hükümet ile İmralı'nın ya da PKK tarafının bundan sonra kamu düzeni sağlanacak, eylemler kesilecek, YGD-H eylemlerini kesecek şeklindeki beyanlarından sonraya denk gelmesi, bu da bizi düşündürüyor. İşin içinde derin ellerin olduğu noktasında Hatip Bey'le hem fikiriz. O da bunu dile getirdi. Fakat bu karanlık yapılara kimin alet olduğu noktasında düşünülmesi ve bakılması gerekiyor. Ne zaman süreçle ilgili olumlu bir mesaj verilse PKK, YGD-H çevreleri tarafından bizim partimize yönelik provokatif eylemlerde bulunuluyor. Bizim partimiz üzerinden kendilerine göre çözüm sürecini sabote etme veya farklı mecralara çekmeye çalışıyorlar. Bunun da sorumlusunun PKK tarafı olduğu düşüncesindeyiz. Özellikle DBP, HDP'nin yetkililerinin de medya karşısında vermiş olduğu sorumsuz açıklamaların bunda rolü vardır" dedi.

ZİYARETİN ARDINDAN SALDIRI YAPILDI

Dün DBP Cizre teşkilatının Hüda-Par'ı ziyaret ettiğini belirten Yılmaz, "Ziyaretin ardından bu saldırı gerçekleşiyor. Vatandaşa, esnafa, partimize yapılan saldırılar kamu düzenini bozucu eylemler sayılmıyor. Devleti, hükümetin kamu düzeninden anladığı kamu kurumlarının ve görevlilerinin güvenliğidir. Yasin Börü olayında olduğu gibi saatlerce müdahale edilmeyecek, danışıklı bir şekilde birisi ben saldıracağım, diğeri de sen müdahale etme. Böylece ortaklaşa bir derinlerde olan bir plan olabilir. Bunun üzerinde biz müdahale etmeyeceğiz. Hükümet yetkilileri de bizim yaşadığımız mağduriyet üzerinden mağduriyetleri ağzına dolayacak neticede süreçle ilgili siyasal alanda kendine bir nevi malzeme bulmuş olacak. Biz bunu kabul edemeyiz. Kamu güvenliği sağlanacaksa öncelikle bunun içerisine Hüda-Par'a olan bütün saldırıların kesilmesi de içine alınmalıdır. Sivillere yönelik, esnafa yönelik yol kesmeler gibi her türlü eylem kamu düzenini bozucu eylem içerisine girmeleridir. Sürecin işlemesi buna bağlanmalıdır. Eğer bu yapılmazsa o zaman biri provokatör diyecek, benim alakam yok diyecek, biri polisini göndermeyecek. Bu iş böyle işlemez. Rayına oturtmalıdır ama bu şekilde değil" dedi.

HÜDA-PAR BÖLGENİN GERÇEĞİ, BU KABULLENİLMELİ

Yılmaz, partilerine yönelik saldırıları kabul edemeyeceklerini belirterek, "Hükümet, devlet, PKK, HDP, DBP çevreleri bu anlayıştan şu ana kadar ki bakış açıları ve yaklaşımından vazgeçmelidir. Hüda-Par ve camiası bu bölgenin bir gerçeğidir. Burada var olacaktır, siyaset yapmaya devam edecektir. Herkes bunu kabullenmek zorundadır. Buna aksi bu durum kabullenemez. DBP'nin yapmış olduğu açıklamalar yangına benzin döker mahiyettedir. DTK Eş Başkanı Hatip Bey'le görüşmemizde mutabık kaldığımız konu vardı. Bu saldırının bir provokasyon olduğu ve provokatörlerin de mahkum edilmesi yönündeydi. Maalesef DBP'nin açıklaması tam tersine fırsatçılık ve bu arada Hüda-Par'ı nasıl mahkum ederim olayları nasıl ters düz edebilirimin klasik mantığı içinde gerçekleşti. Gerçekten çözüm istiyorlarsa, Hüda-Parla iyi ilişkiler gerçekleştirmek istiyorlarsa açıklamalarına dikkat etmeleri gerekiyor" dedi.

İYİ NİYETLİ DEĞİLLER

Yılmaz, bir gazetecinin olaydan valilik ve jandarmanın geç bilgi sahibi olduğunu yönünde iddiaları bulunduğunu sorması üzerine, "Hem hükümet, hem de PKK çevreleri bu işi sadece paralelin üzerine atıp işin içinden sıyrılamazlar. Hükümet Valisi'ne de, polisine de, Emniyet Müdürüne de söz geçirmeli ve sahip çıkmalıdır. Sahip çıkamıyorsa o zaman serzenişte bulunma hakkı yoktur. PKK çevreleri ikide bir de biz değildik provokatörleri tasvip etmiyorduk. Bizimle ilgisi yoktu demekle de işin içinden sıyrılamaz. Madem provokatörse bu insanlar Diyarbakır'da Yasin Börü'nün katillerine niye avukat gönderdiler. DBP'nin özel gönderdiği avukatlar duruşmalarını takip ediyor. Bu sahiplenme deği midir katilleri? Kimse karşındakini çocuk yerine koymasın neyin ne olduğu görüyoruz. İyi niyetli olmadıklarını da görüyoruz. İyi niyetli olmayan yöneticilerin DBP, HDP veya PKK içindeki kişilerin iyi niyetli olan gerçekten çözüm isteyen Kürtlerin barışını, huzurunu isteyen kişiler tarafından deşifre edilmesi tasfiye edilmesi gerekiyor. Onlara tavsiyemiz budur. İçlerindeki ajanları, provokatörleri ilan etsinler ve tasfiye etsinler o zaman Kürtler barış içerisinde bir arada yaşayabilir. Bu kafayla Kürtlerin barış ve huzuru sağlanmaz" dedi.

Kaynak:Haber Kaynağı