Herşey 'reis'te toplanıyor

Herşey 'reis'te toplanıyor

52 eskortlu örgüt davasında 3'üncü gün

Herşey 'reis'te toplanıyor
52 eskortlu örgüt davasında 3'üncü gün

Bahri KARATAŞ/İZMİR
 
 
 İZMİR'deki 'gizli bilgi ve belge bulundurma' davasının üçüncü gününde okunan iddianamede iddia edilen suç örgütünün özellikle TSK içerisindeki yapılanması sayesinde büyük bir güç ve çok geniş bir faaliyet alanına sahip olduğu; kamu kurumlarını 'adeta bir ahtapot gibi' sardığı öne sürüldü. İddianamede örgütün TC Hükümeti, TSK, MİT dahil olmak üzere hemen hemen bütün kamu kurumları aleyhine faaliyetler yürüttüğü ileri sürüldü. Örgütün askeri bilgileri ele geçirmek için 52 eskort kadını kullandığı belirtildi.
 
İzmir 12'nci Ağır Ceza Mahkemesinde 49’u muvazzaf asker, 79’u tutuklu 357 sanığın yargılandığı davanın bugünkü oturumunda, iddianamenin okunmasına 111'inci sayfadan itibaren devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanıklar katılırken, az sayıda tutuksuz sanık ve az sayıda avukat salonda yeraldı. Salonun sanık yakınları için ayrılan izleyici bölümünün de büyük kısmının boş olduğu gözlendi. İddianamede, şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda çok sayıda askeri belge, gizli kamera cihazları, dinleme cihazı ve çok sayıda dijital materyal elde edildiği, bu materyallerin incelenmesinde cinsel içerikli görüntüler, bazı kişilerin kadınlarla buluşmalarına dair gizli çekilmiş fotoğraflar, kişisel verilerin kaydedildiği dokümanlar, ortam dinleme kayıtları ile çok sayıda askeri belge bulunduğun anlaşıldığı belirtildi.
 
HERŞEY 'REİS'TE TOPLANIYOR
 
Yapılan aramalar sonucunda davanın bir numaralı sanığı, suç örgütünün lideri olduğu iddia edilen Bilgin Özkaynak'tan ele geçirilen ve şifresi teknik imkanlarla kırılarak elde edilen 'Pandora' veri tabanının, suç örgütünün arşivi niteliğinde olduğu, içeriğinde örgütün hiyerarşisi ve işleyişi konusunda bazı bilgilerin yer aldığı, binlerce kişinin fişleme bilgileri ve kişisel verilerinin, devlet güvenliğine ilişkin çok sayıda bilgi ve belgenin bulunduğu ve bunların örgüt tarafından depolandığı kaydedildi. İddianamede, örgütün lideri olan 'Reis' kod adlı Bilgin Özkaynak hakkında şu ifadeler yeraldı:
 
"İş dünyasında özellikle denizcilik sektöründe Türkiye’nin önde gelen işadamlarından olduğu, sahibi olduğu Marmaris Yacht Marina ve denizcilik işletmeleri ile gerek iş dünyasında, gerekse siyasi alanda çok güçlü bir yapısının bulunduğu, mal varlığı açısından da aynı oranda güçlü olduğu, milletvekili ve belediye başkanı adayı olduğu ancak seçilemediği, siyasi alanda birçok tanıdığının bulunduğu, şüphelinin aynı zamanda kamuoyunda seçkinler kulübü olarak bilinen ve çok sayıda ünlü siyasi, bürokrat işadamı vs üyesi bulunan 'Büyük Kulüp'e üye olduğu ve burada belli bir etkinliğinin bulunduğu, gençliğinde sol örgütlerin toplumsal gösterilerine katıldığı, 1980'li yıllarda 'Topal Bilgin' olarak gelir seviyesi düşük bir kişi olarak bilinmekteyken, o yıllarda birden büyük bir mal varlığı edindiği, hakkında 2000'li yıların başlarında silah kaçakçılığı ve akaryakıt kaçakçılığı suçlarından işlem yapıldığı, yurt dışında birçok irtibatının bulunduğu ve sık sık yurtdışına çıkarak birçok ülkede faaliyet yürüttüğü, özellikle Kanada'da yerleşik bir hayatının bulunduğu, oğlunun burada halen öğrenim gördüğü ve operasyondan önceki son süreçte şüphelinin de Kanada’ya yerleşme niyetinin bulunduğu, kendisine 'Reis' lakabıyla hitap edildiği tespit edilmiştir.”
 
ÇETEDE 9 KORDİNATÖR
 
İddianamede 'Pandora' veri tabanınına göre örgüt yöneticisi olarak 9 kişinin ismi 'Koordinatör' olarak gösterildi. İddianameye göre Koordinatörler, TSK'da istihbarat subayı olarak görev yaptığı ve psikolojik harp ve psikolojik harekat alanlarında uzman olan, emekli olduktan sonra ise Bilgin Özkaynak'ın marinasında müdür olarak çalışan Coşkun Başbuğ, Narin Korkmaz, Safiye Köten, memur Hakan Oğuzhan, Jandarma Genel Komutanlığı Denetleme biriminde çalışan Albay Bülent Acar, Ankara İl Jandarma Komutanlığı Muharebe Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBSİS) biriminde çalışan muvazzaf Albay Engin Çırakoğlu, Deniz Kuvvetleri Harp Karargahı ve Muhabere Elektronik Tesisler Komutanlığı’nda çalışan muvazzaf Binbaşı Bülent Akbaş, Marmaris Aksaz Deniz Üssünde çalışan muvazzaf Yüzbaşı Engin Karatekin, Marmaris Sahil Güvenlik Komutanlığı’nda bot komutanı olarak çalışan muvazzaf Üsteğmen Onur Süer'in 'Reis' lakaplı Bilgin Özkaynak'a bağlı oldukları ifade edildi.
 
FAALİYETLERİ KORDİNATÖRLERE AAKTARIYORLAR
 
Her bir koordinatörün altında kendisine bağlı olarak faaliyet gösteren kişiler olduğu ve bu kişilerin elde ettikleri bilgi ve belgeleri bağlı bulundukları koordinatörlere aktardıkları, koordinatörlerin de bu bilgi ve belgeleri Bilgin Özkaynak'a ulaştırdıkları, bu bilgi ve belgelerin de 'Pandora'ya işlenerek burada arşivlendiği kaydedildi.
 
'Pandora'da örgüt adına faaliyet gösterdiği anlaşılan 52 eskort kadına ait bilgiler ile bu kadınların örgüt adına temin ettiği bilgi ve belgelerin bulunduğu, örgütün hedefine alarak hakkında bilgi topladığı kişilere ait bilgiler ile örgüte bilgi ve belge temin eden kişilerin bilgi ve belgelerinin yer aldığı ifade edildi.
 
KAMU KURUMLARI ABLUKAYA ALINMIŞ
 
Bilgin Özkaynak liderliğindeki suç örgütünün özellikle TSK içerisindeki yapılanması sayesinde büyük bir güç ve çok geniş bir faaliyet alanına sahip olduğu, bu amacına ulaşabilmek adına her türlü yola başvurduğu, hiçbir alanı boş bırakmadığı, elde ettiği illegal güç sayesinde her geçen gün etki alanını ve hedeflerini genişlettiği, kamu kurumlarını “adeta bir ahtapot gibi” sardığı, TC Hükümeti, TSK, MİT dahil olmak üzere hemen hemen bütün kamu kurumları aleyhine faaliyetler yürüttüğü belirtildi.
 
KKTC'YE ÖZEL İLGİ
 
Örgütün ülke çapında ve KKTC'de bilgi ve belge temin etme ağını profesyonelce oluşturup işlettiği, yapısı ve hedefleri tespit edilmiş profesyonel bir örgüt olduğu belirtilen iddianamede, örgütün gizliliğe azami riayet etmesi, ele geçirilemeyen 'Kara kutu' adlı başka bir arşiv oluşturması, sahip olduğu bilgi ve belgeleri şifreleri kırılamayacak şekilde dosyalamasının örgütün ne kadar profesyonel hareket ettiğini ortaya koyduğu vurgulandı. İddianamede, “Şu ana kadar ortaya konulan yapı bile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başta Silahlı Kuvvetler olmak üzere diğer kurumlarıyla birlikte nasıl bir tehlike ve tehdit ile karşı karşıya kaldığını göstermesi açısından çok önemlidir” ifadeleri yer aldı.
 
PKK DA TAKİBE ALINMIŞ
 
İddianamede suç örgütünün elde ettiği bilgileri PKK terör örgütüne ulaştırılmasını sağladığı da öne sürüldü. “TSK'nın bildiği PKK kampları” belgesinin PKK terör örgütünün işine yarayacağı, bu bilgiye ulaşan PKK terör örgütünün TSK'nın PKK kamplarına düzenleyeceği her türlü hava harekatını başarısız kılacağı, zayiat vermemek için bilinen kamplarını boşaltacağı, yeni kamplar oluşturacağı veya ona göre tedbirler alacağı şeklinde ifadeler yer aldı. 'MİNİ İHA PPT' adlı belgede ise insansız hava araçlarına (İHA) ait önemli bilgiler ve uçuş planları, gözetlenemeyen alanlar, “İHA'ların zafiyetleri hakkında da bilgi var” şeklinde notlar düşüldüğü de iddianamede yer buldu.
 
AK PARTİ'YE ÖZEL İLGİ
 
Suç örgütünün 2008 yılında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca AK Parti aleyhine Anayasa Mahkemesi'nde açılan dava ile ilgili süreci takip ettiği kaydedilen iddianamede, 'Pandora' veri tabanı içerisinde 'AKP kapatma dava süreci' diye yazılan notla ilişkili olarak Genelkurmay Adli Müşavirliğince Genelkurmay 2'nci Başkanı'na sunulmak üzere kapatma davasının hukuki sürecinin mevzuata göre açıklamaları ihtiva eden 'Hüseyin Çeken Hakim Binbaşı NATO Huk. İşl. Ş. Md.' adıyla hazırlanmış belgelerin görüntüsünün bulunduğu, bahse konu 'hizmete özel' gizlilik dereceli belgenin imza bölümünde “gelinen aşamada komuta katına arza gerek bulunmamaktadır. İleride yapılacak çalışmada kullanılmak üzere dosyasında saklayalım” şeklinde paraf atıldığı belirtildi. Duruşmaya öğle arası verildi.
 
DURUŞMA İÇİN 04.00'DE KALKIYORLAR
 
Duruşmanın öğleden sonraki oturumunun başında Mahkeme Başkanı Atilla Rahman'dan söz isteyen tutuklu sanıklar, duruşmaya gelebilmek için Aliağa Şakran'daki Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda sabah 04.00 gibi kalktıklarından yakındı. Adliyede tutuklu sanıklara verilen kumanyaların yetersiz olduğunu belirterek, kumanya sıkıntısının çözümü için yardım istemesi üzerine, Mahkeme Başkanı Atilla Rahman, sanıkların kumanya sıkıntısının mahkemenin sorumluluğunda olmadığını, konunun çözümü için ilgili cezaevi, cezaevi savcılığı ve başsavcılığa başvurmaları gerektiğini söyledi. Rahman, yemek sorununu görevi olmamasına rağmen ilgili savcılığa ileteceğini de sözlerine ekledi.
 
'COCO' KOD ADLI İSTİHBARATÇI EMEKLİ ALBAY
 
İddianamede, 'Pandora' veri tabanında sanık Coşkun Başbuğ hakkında "istihbaratçı, en son Diyarbakır'da görev yaptı. TSK da çok geniş çevresi var" açıklamasının yer aldığı, 48 kişinin suç örgütü adına Coşkun Başbuğ'a bağlı olarak hareket ettikleri ve Başbuğ'un 'Coco' kod adını kullandığı belirtildi.
 
Coşkun Başbuğ'un suç örgütünün koordinatörlerinden biri olduğu, ancak Başbuğ'un diğer koordinatörlere göre yetkilerinin daha fazla olduğu, TSK içerisin de istihbarat albay rütbesindeyken emekliliği beklemeden ayrılarak Özkaynak'ın yanında işe başlaması, TSK yapısına hakim olması, rütbe nedeni ile birçok kişiyi tanıdığı ve irtibata geçmede zorlanmadığı, bu nedenlerden dolayı diğer koordinatörlere göre daha etkin durumda olduğu ifade edildi.
 
Örgütün stratejilerinin belirlenmesinde ve kararların alınmasında Coşkun Başbuğ'un Özkaynak gibi etkili olduğu; ikisinin stratejiyi birlikte tayin ettikleri, Başbuğ'un ayrıca 'Pandora' veri tabanına göre Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki (KKK) suç örgütünün faaliyetlerini organize eden yetkili koordinatör olduğu, dolayısıyla KKK'da irtibata geçilen personel hakkında kendisine mutlaka bilgi verilmesini istediği kaydedildi.
 
Suç örgütünün askeri yargıyı da hedef aldığı, bu kişilerin örgüt için çalıştırılabilmeleri için her türlü isteklerinin yerine getirilmesi için 'VIP kızlar' kullanılması talimatı verildiği bildirildi. Örgütün GATA'da yapılanma oluşturmak için doktorlarla özel olarak ilgilenilmesi talimatını da verdiği öne sürüldü. Örgütün hedefine aldığı askeri personelin oğlu, kızı ve eşi gibi yakın akrabalarını kullanarak örgüt adına çalışmalarının sağlanmasının amaçladığı, özellikle inançlı personelin yakınlarının bu konuda birinci hedef olarak seçildiğini gösteren notların bulunduğu kaydedildi.
 
Öğleden sonraki oturumda verilen 15 dakikalık arada, Mahkeme Başkanı Rahman, yakınlarının tutuklu sanıklarla fiziksel temas olmaksızın konuşmalarına izin verdi. Başkan Rahman, oturuma ara vererek, duruşmaya yarın 09.00'da devam edileceğini bildirdi.