Güldal Mumcu Yılın Siyasetçisi Seçildi

Güldal Mumcu Yılın Siyasetçisi Seçildi

MİLLETVEKİLİ MUMCU'YA YILIN SİYASETÇİ ÖDÜLÜ

MİLLETVEKİLİ MUMCU'YA YILIN SİYASETÇİ ÖDÜLÜ
 
Eyüp KELEBEK/ ESKİŞEHİR

CEZAEVİNDE OLAN VEKİLLER ADINA ALIYORUM

ESKİŞEHİR'de düzenlenen 'Uğur Mumcu'yu Anma Gecesi'nde Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) tarafından 'Yılın Siyasetçi' ödülü Uğur Mumcu'nun eşi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcu'ya verildi. Mumcu, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in kendisine verdiği ödülü cezaevinde olan milletvekilleri adına aldığını söyledi. 
 
CHP'li Tepebaşı Belediyesi, ÇGD ile Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Eskişehir şubeleri tarafından düzenlenen Uğur Mumcu'yu Anma Gecesi, bu akşam Zübeyde Hanım Kültür Merkezi Salonu'nda yapıldı. Geceye CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcu, CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nin CHP'li Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile çok sayıda kişi katıldı. Öldürülen gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun slayt gösterilerinin sunumu ile başlayan törende ÇGD'nin ödülleri de sahiplerini buldu. ÇGD Eskişehir Şubesi yılın siyasetçi ödülünü Güldal Mumcu'ya verirken basın ödülünü Soner Yalçın, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan'a, Yılın hukukçusu ödülünü ise avukat Fikret İlkiz'e, Kent Kültürüne Katkı Ödülü Prof. Dr. Bilgehan Uzuner'e, Demokrasi ödüllerini Prof. Dr. İhsan Güneş ve Doç. Dr. Şaduman Karagöz Halıcı'ya, Yılın emek ödülünü Şişe Cam işçilerine, Yılın sanat ödüllerini Eskişehir şehir tiyatroları oyuncuları Ali Eyidoğan ve Özlem Baykara Danacı 'ya, yılın sporcusu ödüllerini ise Neslihan Kavas ile Gülhan Kılıç'a layık gördü. 

Uğur Mumcu'nun eşi Şükran Güldal Mumcu ödülünü Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'den aldı. Büyükerşen, Mumcu'nun elini öpüp ödülünü verdi. Mumcu ödülü cezaevindeki milletvekilleri adına aldığını söyleyerek yaptığı konuşmada şöyle dedi: "Meclise ait olan yasama yetkisi kanun hükmünde kararnameler aracılığıyla yürütmeye devrediliyorsa, yargı kararlarının etkisinin kılınması için bakanlar kuruluna yetki veriliyorsa, milletvekilleri, gazeteciler, silahlı kuvvetlerin her düzeydeki mensupları, öğrenciler, yerel yöneticiler ve daha pek çok insan siyasal nedenlerle özgürlüklerinden yoksun bırakılıyorsa, güçlü ve bağımsız hukuk mesleği yok edilmek isteniyorsa, medya, meslek odaları, sendikalar hatta işveren örgütleri iktidarın denetimi altına alınmak isteniyorsa, halkın seçtiği yerel yöneticiler ve onların kadroları siyasal nedenlerle kovuşturmaya uğruyor, yargılanıyor hatta cezalandırılıyorsa o ülkede hukukun üstünlüğü kaldırılıyor demektir. Demokrasinin yerleşebilmesi için dünya ve ülkemiz nüfusunun yarısını oluşturan kadınların siyasette hak ettikleri yeri almaları gerekir. Terör demokrasinin düşmanıdır. 


Çok iyi bilinmektedir ki Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş harcında, ülkede yaşayan herkesin eşit vatandaş olması ilkesi vardır. Ayrılıkçı terörün hedefi ise ülkemizdeki bu ulusal birlik ruhunu yok etmek, kardeşi kardeşe kırdırmaktır. Gözlerimiz kör değilse bu gerçekleri görmek, kulaklarımız sağır değilse terör nedeniyle yitirdiklerimizin yakınlarının çığlıklarını duymak, ellerimiz varsa bu oyunu boşa çıkarmak için kardeşliğe uzatmak zorundayız. Siyasetin ve siyasetçinin görevi halkın birliği için çalışmak, kardeşliğe uzanan elleri güçlü kılmaktır. Yüze yakın gazetecinin cezaevlerinde bulunduğu, yüzlercesinin de yargılandığı, kitapların bombayla eş değerde tutulduğu, bilgilenme ve haber alma hakkını düşünce basın ve ifade özgürlüğünün ayaklar altına alındığı bir dönemde böyle bir ödülü almak beni onurlandırdı. Ben bu ödülümü demokrasi ve özgürlük için yılmaz bir siyasal mücadele veren bu uğurda özgürlüklerinden yoksun olan milletvekillerimiz ve tüm yurtseverler adına alıyorum."