GAZETECİ HAKAN DİRİK CİNAYET BÜROSU'NDA İFADE VERDİ

GAZETECİ HAKAN DİRİK CİNAYET BÜROSU'NDA İFADE VERDİ

İZMİR'de, Cumhuriyet Gazetesi'nin kapatılan Ege Bürosu çalışanlarından Hakan Dirik, 'Kayyumdan damat çıktı' başlıklı haberi üzerine, 'Basın yoluyla Berat Albayrak'a hakaret ettiği' gerekçesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın...

İZMİR'de, Cumhuriyet Gazetesi'nin kapatılan Ege Bürosu çalışanlarından Hakan Dirik, 'Kayyumdan damat çıktı' başlıklı haberi üzerine, 'Basın yoluyla Berat Albayrak'a hakaret ettiği' gerekçesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararı doğrultusunda Cinayet Büro Amirliği'nde ifade verdi. Emniyet binasından çıkarken açıklama yapan Dirik, "Ortada bir maktul yok ama cinayete teşebbüs var, o da gazeteciliğe karşı bir cinayete teşebbüs" dedi.

Cumhuriyet Gazetesi'nin kapatılan Ege Bürosu çalışanlarından Hakan Dirik, Koza İpek grubuna ait olan ve bir süre önce kayyum atanan Ovacık Altın Madeni işletmesinin devriyle ilgili 'Kayyumdan damat çıktı' başlıklı haberinde "Basın yoluyla Berat Albayrak'a hakaret ettiği" gerekçesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kararı üzerine Cinayet Büro Amirliği'nde ifade verdi.

CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, İzmir Baro Başkanı Aydın Özcan, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen ve meslektaşları da Dirik'e destek vermek üzere emniyet binası önüne geldi. Avukatlar Murat Ergün ve Arif Ali Cangı ile poliste ifade veren Dirik, çıkışta yaptığı açıklamada, hayatında ikinci kez Asayiş Şube Müdürlüğü'ne geldiğini söyledi. İlkinde evine giren hırsızı teşhis etmek üzere binaya geldiğini hatırlatan Dirik, "İlkinde evime hırsız girmişti ve onu teşhis etmek üzere geldim. Şimdi de Cinayet Büro'ya geldim. Ortada bir maktul yok ama cinayete teşebbüs var, o da gazeteciliğe karşı bir cinayete teşebbüs. Bugün onu yargıladık. Bir gazetecinin kendisi haber oluyorsa burada ters giden bir şeyler vardır. Bergama çevre mücadelesi benim gazeteciliğe başladığım ilk yıldan itibaren hep ilgilendiğim bir alandı, hatta yüksek lisans tez konumdu. Dolayısıyla oradaki madeni sürekli takip ediyordum. Koza İpek şirketler grubuna kayyum atandığı zaman güncel bir konu olarak, oradaki madenin durumunu araştırdığımda şikayete konu olan habere ulaştım. Bunu da hiç tereddüt etmeden yayınladım. Yaptığım sadece bir gazetecilik faaliyetiydi, ifademde de bunu anlattım. Bergama çevre mücadelesinde yer alan o direnişe katılan köylüler olmak üzere hak arama mücadelesindeki arkadaşlarımızı, içerideki arkadaşlarımızı selamlıyorum" diye konuştu.

"BUNUN ADI YARGISAL TACİZDİR"

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün bir genelgesi olduğunu, hakaret suçlaması olduğunda ifadenin Cinayet Büro'da alındığını öğrendiklerini kaydeden Avukat Murat Ergün, "Bir basın mensubunun hakaret suçundan ifadesi alınacaksa Cinayet Büro'ya geliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün bir genelgesi olduğu, ifadenin o nedenle Cinayet Büro'da alındığını söylediler. Birisini hedef alıyorsanız, o kişiyi toplum nazarında itibarsızlaştırmanız gerekir. Bunları daha önce de yaşadık. İfadeyi alan personelin mesleki alışkanlıklarından olsa gerek soruları biraz daha esprili oluyor. İzmir'deki kamu görevlilerinin kötü niyetli olmadığını söyleyebilirim, çaylarını içtik ve hiç bir sıkıntı yaşamadık. Ama tabi burada önemli olan bugün burada bulunuyor olmak. Bunun adı yargısal tacizdir. Bir gazetecinin yaptığı haberi, suç olmadığını bile bile bu şekilde soruşturmanın merkezine alıyorsanız, bunun arkasındaki amaç adalet veya hukukun tecellisi değil, gazetecilerin susturulmasıdır. Sözü edilen şeyler haberleştirilmeseydi sorun olurdu. Bir ülkede, bir siyasiden bahsediyorsunuz, iktidar mensubu, iktidar şirket yönetimlerini değiştiriyor, kendisi daha önce enerji alanında çalışıyor ve sonra enerjiden sorumlu bakan oluyor ve onun hakkında bir iddia var. Ve bir gazeteci bunu yazmayacak. Yazdığı için suçlu olacak. Onurlu bir gazeteciden beklenen sonuna kadar bu işin üstüne gitmektir. 'Niye yazdın' diye ifadesi alındı. Ben Cumhuriyet Savcılığı'nın bu dosyayı kapatacağını düşünüyorum. Suçlamaların hiç bir hukuki dayanağı yok. Hakan Dirik haberde iddiaları dile getirirken haberin konusu olan Enerji Bakanı'nı Albayrak Holding ile ilişkili olarak yazmış. Dolayısıyla bu şekilde hakaret etmiş. Bir kişinin Albayrak Holding'de çalışması ayıp mı? Utanılması gereken bir şey mi ki bunu böyle yazdığınızda hakaret olsun. Ya da şirketi Albayraklar devir alacakmış, bunun altında hukuksuzluk mu var? Bunu yazmak neden suç oldu?" dedi.

"HABERİN KAYNAĞI BENİM"

Avukat Arif Ali Cangı haberin kaynağının kendisi ve tüm Bergamalılar olduğuna değinip, "Ovacık Altın Madeni Türkiye'nin gündeminde olan bir işletme. Çok sayıda mahkeme kararına rağmen faaliyet gösteren bir işletme. Böyle bir işletmeyi sürdüren bir şirketin kayyuma devredilmesi aşamasında ne yazık ki Ovacık Altın Madeni'nin on yıllardır doğaya, hukuka karşı işlediği suçlar konuşulmadı. Üstelik bu suçlar hükümetle işbirliğinde işlendi. İktidar çatışmasıyla ayrı düşülünce bu olaylar gündeme geldi. Üstelik herkesin konuştuğu bir konuyu haber yapan Hakan Dirik önemli bir çalışmaya imza atmıştır. Anlaşılan Albayrak grubuna devredilmeyecek belki ama acaba hükümete yakın hangi şirkete devredilecek bunu takip edeceğiz. Haberin kaynağı benim ve Bergamalılardır" diye konuştu.

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen de, bir gazetecinin ifadesinin Cinayet Büro Amirliği'nde alınmasını eleştirip bu konuyla ilgili çalışma başlatacaklarını dile getirdi.

Kaynak:Haber Kaynağı