Burçin Aktükün

Burçin Aktükün

FETÖ'CÜLERİN ELİNDE SON KALAN 3 TEMMUZ YALANLARI

Fetullahçı Terör Örgütünün organize ettiği 3 Temmuz kumpası bu gün her yönüyle açığa çıkmış durumda. Her yönüyle deşifre olmuş bu kumpası aklı başında kimse zaten savunmuyor. Ancak bu terör örgütünün spor medyasında halen temizlenemeyen uzantıları ellerinde kalan işe yaramaz 2-3 adet argümana sarılarak terör estirmeye devam ediyor. Kısaca bu kripto fetö'cülerin argümanlarına bir bakalım.

Diyorlar ki;

- Aziz Yıldırım kendi ağzıyla söyledi "Şike yaptıysam Fenerbahçe için yaptım"

Tam da bu terör örgütü militanı savcıların ve hakimlerin kullandığı cımbızlama yöntemini kullanarak bunu söylüyorlar. Cımbızla çektikleri bu cümlenin önünde ve arkasında hangi cümleler olduğunu kasten saklıyorlar. Aziz Yıldırım'ın Temmuz 2012'de yaptığı bu konuşma "Kişi ve Kurumların ayrılamayacağı" yönünde bir konuşmaydı ve aslında şunu söylüyordu; "Ben şike yaptıysam benimle beraber kulübü de cezalandırmalısınız." Zeka fukaraları için biraz daha açıklayalım; Kişi kendi için şike yapmaz kulübü için yapar dolayısıyla kişileri kurumlardan ayıramazsınız. 
Aziz Yıldırım bu örneği şöyle de verebilirdi; "Ünal Aysal şike yaptıysa kendi için yapmadı Galatasaray için yaptı" ya da "Sadri Şener şike yaptıysa kendi için değil Trabzonspor için yaptı." Acaba böyle deseydi cımbızcılar bunu kullanabilecek miydi? Tabii ki hayır. Peki spor medyası içinde yuvalanmış Fetullahcı teröristler bunu anlayamayacak kadar salak mı? Bu da bir ihtimal ancak ben örgüt liderlerinden aldıkları emir doğrultusunda bu yalana sarıldıklarını düşünüyorum.

Gelelim spor medyası içinde yuvalanmış bu teröristlerin diğer argümanına. Diyorlar ki;

- Aziz Yıldırım ve diğer yöneticiler tapelerin kendilerine ait olduğunu kendileri bile kabul ediyorlar.

Fetullahçı terör örgütü militanı olan savcı ve hakimlerin yine cımbızlama yöntemiyle ve spor medyasına yuvalanmış teröristlerin marifetiyle yaydıkları başka bir manipülasyon. 
Konunun aslı ise şu; Mahkemedeki hakim Aziz Yıldırım'a soruyor "Bu konuşma ve tapeler sizin mi?" Aziz Yıldırım'da "Evet benimdir" diyor ve devamında "Yalnız emniyette ve savcılıkta bu tapelere ithaf edilen iddiaların hiç birini kabul etmiyorum" diyor. Yargıtay kararında ise yine cımbızlama yöntemiyle sadece "Evet benimdir" cümlesi alınıyor ve diğer söylediği hiçbir şey dikkate alınmıyor. Daha da ötesi Aziz Yıldırım'ın avukatlarından Prof.Dr. Köksal Bayraktar diyor ki; "Bahsi geçen konuşmaları ses kulaklığını bize verin dinletin. Çünkü hakimler kulaklıktan o konuşmaları dinlediler ama biz alamadık, dinletmediler ve DİNLETMEME kararı alındı. Kim ne söylemiş, ne zaman söylemiş, neye istinaden söylemiş hiçbir şey belli değil."
Peki spor medyası içinde yuvalanmış Fetullahcı terör örgütü militanları bunu da anlayamayacak kadar salak mı? Muhtemeldir, ancak ben yine örgüt liderlerinden aldıkları emir doğrultusunda bu yalana da sarıldıklarını düşünüyorum.

Buraya kadar olan kısım belgeleriyle beraber ispatı olan ve spor medyasına yuvalanmış Fetullahcı teröristlerin bilinçli olarak manipüle ettikleri konular. Bundan sonraki argümanlarını anlayabilmek için bu terörist örgütün kullandığı yöntemleri iyi süzmek gerekir. Kullandıkları yöntemlerden bir diğeri, Operasyon öncesi tarafsızlık algısı yaratmak. Bunun için kendilerini zorla davet ettirip Fenerbahçe forması giyerek yaptıkları maçlardan tutun da Fenerbahçe Spor Kulübü başkanı ve futbolcusuyla Restoranlarda buluşup bol bol fotoğraf çektirerek "Bakın biz galatasaraylıyız ama Fenerbahçe'lilerle de oturup yemek yiyip maç yapabiliyoruz." Yani aslında demek istedikleri şuydu; Bakın biz yakında bu adamlara operasyon yapıcaz aman kimse farklı algılamasın devlet işi başka bu işler başka...(#yersen)

Sanırım şimdi spor medyası içine yuvalanmış Fetullahçı terör örgütü militanlarının neden sürekli o iki adet fotoğrafı piyasaya sürüp "hadi bunu da açıklayın" dedikleri anlaşılmıştır.

Spor medyası içine yuvalanan bu terör örgütü artıkları ve uzantıları, sıranın kendilerine geleceğini anlamışlar ki söylenip duruyorlar yok "Aziz Yıldırım sayesinde medyada köşe başlarını tutanlar temizlenmeli" yok "Fenerli medya temizlenmeli" Görmeyip de duyanlar hakkaten medyada çıkıp Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım'ı savunan var zannedecek. Konuştukça batıyor, battıkça sıkışıyor, sıkıştıkça Fenerbahçe ve Aziz Yıldırıma saldırıp 3 Temmuz kumpasına sarılıyorlar. 

Şayet bu ülkede samimi olarak Fetö'cüler temizlenmek isteniyorsa temizlemek isteyenlere en iyi kılavuz 3 Temmuz kumpasıdır. Bu kumpasa karışan hakim, savcı, polis ve avukatların bir çoğu tutuklandı, bir kısmı yurt dışına kaçtı, bir kısmı da aranıyor. Umarım spor medyası içindeki bu terörist yapılanma da kısa bir süre içinde çökertilir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar