FERRARİ'Sİ OLAN TEK GAZETECİ

FERRARİ'Sİ OLAN TEK GAZETECİ

.

Türkiye’de Ferrari sahibi tek gazeteci

Fa­tih Al­tay­lı, çok iyi bir kö­şe ya­za­rı. Ba­na ka­lır­sa dü­rüst bir in­san da. Me­se­la pa­ra­sı­na da­ir ve­ril­me­ye­cek hiç­bir he­sa­bı yok.

Adı iş ta­ki­bi­ne, iha­le­le­re ka­rış­ma­dı. Ama ay­nı Al­tay­lı bü­yük bir ya­nıl­sa­ma için­de. Sa­nı­yor ki ban­ka he­sa­bın­da­ki bu pü­rüz­süz si­cil baş­ka za­af­la­rı­nı da ör­te­bi­lir.
Fatih Altaylı’yı bir de benden dinleyin
Bun­dan epey bir za­man ön­ce Ah­met Al­ta­n’­ın bir ro­ma­nı hak­kın­da “Ya bu ki­tap bir baş­ka ro­ma­na çok ben­zi­yor, ga­li­ba ça­lın­tı­” mea­lin­de bir ya­zı ka­le­me al­mış­tı. Ne Al­ta­n’­ın ro­ma­nı­nı, ne de bah­set­ti­ği ki­ta­bı oku­muş, eşin­den duy­muş­tu sa­de­ce. Bu ba­sit ör­nek Fa­tih Al­tay­lı­’yı açık­lı­yor: Kö­tü ni­yet de­ğil, ace­le­ci­lik, ço­cuk­su bir he­ye­can, “Ben yap­tıy­sam doğ­ru­du­r” inan­cı.
Ay­nı ya­nıl­sa­ma bu­gün de de­vam edi­yor. Zan­ne­di­yor ki o gi­der­se Ha­ber­türk di­ye bir ga­ze­te kal­ma­ya­cak, 400 ki­şi iş­ten atı­la­cak. Hat­ta Ha­ber­türk ga­ze­te­si­nin ba­ğım­sız, ta­raf­sız ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yor. Da­ha da acık­lı­sı, ken­di­si­ni Ha­ber­türk ga­ze­te­si­nin ge­nel ya­yın yö­net­me­ni zan­ne­di­yor. Oy­sa Fa­tih Al­tay­lı çok­tan Ha­ber­tür­k’­ün ba­şın­dan alın­dı, far­kın­da de­ğil. Hem de ga­ze­te çık­ma­dan ön­ce.


Al­tay­lı, çok id­di­alı bir çı­kış yap­mak için Emin Çö­la­şa­n’­ı trans­fer et­miş­ti Ha­ber­tür­k’­e. An­cak ga­ze­te da­ha çık­ma­dan Emin Çö­la­şan ayrılmak zorunda kaldı. Al­tay­lı­’nın kız­dı­ğı­nı, üzül­dü­ğü­nü bi­li­yo­rum ama ye­ter miy­di?
Da­ha son­ra Ha­ber­tür­k’­e biz­zat ge­tir­di­ği pek çok ya­zar (Be­kir Coş­kun, Am­be­rin Za­man, Ece Te­mel­ku­ran) ken­di kon­tro­lü dı­şın­da iş­ten atıl­dı. An­ka­ra Tem­sil­ci­si Çiğ­dem To­ker, bir mu­ha­bi­ri iş­ten atı­lın­ca is­ti­fa et­mek zo­run­da kal­dı. Ye­ri­ne ata­nan Mu­har­rem Sa­rı­ka­ya gö­rev­den alın­dı.
Her şe­yi bı­ra­kın, ai­le­ce gö­rüş­tük­le­ri, çok ya­kın ar­ka­da­şı Rah­şan Gül­şan bi­le çı­kar­tıl­dı. Sağ­lık ha­be­ri yü­zün­den atı­lan üç ki­şi­yi say­mı­yo­rum bi­le.  Fa­tih Al­tay­lı “Ben at­ma­dım, da­ha yu­ka­rı­da­ki­ler ta­ra­fın­dan atıl­dı­” de­di te­le­viz­yon­da. Bir ge­nel ya­yın yö­net­me­ni böy­le bir cüm­le ku­ru­yor­sa de fac­to gö­rev­den alın­mış de­mek­tir.

Ama hak­lı, baş­ka ga­ze­te­ci­le­rin ka­yıt­la­rı çık­sa fark­lı ol­ma­ya­cak. Hür­ri­yet “Biz­de Alo Fa­tih hat­tı yo­k” di­yor me­se­la. Ama hâ­lâ 2007’de -yi­ne- Çö­la­şa­n’­la baş­la­yan ya­zar­lar kı­yı­mı­nın, ge­nel ya­yın yö­net­me­ni­nin ne­den gö­rev­den alın­dı­ğı­nın ya­nı­tı­nı ve­re­mi­yor­lar.
De­mi­rö­ren Ai­le­si Baş­ba­ka­n’­a “Ga­ze­te­nin ba­şı­na ki­mi ge­ti­re­li­m” di­ye sor­ma­dı mı?
Bu­gün dev­let­le iş ya­pan med­ya­da yö­ne­ti­ci ol­mak, sı­zan ka­yıt­lar­da­ki­ne ben­zer pek çok ko­nuş­ma­yı yap­mak an­la­mı­na ge­li­yor. Ama bu bir ter­cih me­se­le­si iş­te.
Al­tay­lı, bu­gün is­te­di­ği ka­dar “A­lo Fa­tih ben de­ği­li­m” de­sin. So­nuç­ta Alo Fa­ti­h’­le bir­lik­te ça­lış­ma­ya ma­ruz kal­dı, ter­ci­hi­ni iti­raz et­me­me yö­nün­de kur­tar­dı. Ken­di­si­ni sev­me­me rağ­men üzü­le­rek söy­le­me­li­yim ki, Tür­ki­ye­’nin şu ola­ğa­nüs­tü ara re­jim dö­ne­min­de, hiç ama hiç iyi sı­nav ver­me­di. Üs­te­lik 2007’de, yö­net­ti­ği Sa­ba­h’­a hak­sız ye­re el ko­nul­du­ğun­da bu fır­sat eli­ne geç­miş­ti. Bu ko­nu­da bir pa­ran­tez aç­mak is­ti­yo­rum: O za­man kim
se­nin ken­di­si­ne des­tek ol­ma­dı­ğı­nı söy­lü­yor. “İm­ha Pla­nı­” ki­ta­bım­da bu sü­re­ci ay­rın­tı­lı bir şe­kil­de an­la­tı­yo­rum. Ha­fı­za­sı­nı ta­ze­le­ye­yim, 2007’de ça­lış­tı­ğım Ak­şam Ga­ze­te­si­’n­de, pat­ro­nun ken­din­ce hak­lı biz bu kav­ga­ya ka­rış­ma­yız tav­rı­na rağ­men, Ser­dar Aki­na­n’­la bir­lik­te bu du­ru­ma is­yan ede­ce­ği­mi­zi be­lir­tip de­fa­lar­ca kö­şe­miz­de yaz­dık. Hiç kim­se­nin ek­ra­na çı­kart­ma­dı­ğı Al­tay­lı­’yı, Aki­nan her haf­ta ko­nuk et­ti. Tek­rar edi­yo­rum: Pat­ro­na ve An­ka­ra­’ya rağ­men.
Ne ge­rek­siz şö­val­ye­lik­miş, so­nun­da Ser­da­r’­la ben iş­siz kal­dık, he­def gös­te­ril­dik, hak­kı­mız­da kam­pan­ya­lar açıl­dı. Es­ki­den sık sık ko­nuş­tu­ğu­muz Fa­tih Al­tay­lı ise bir geç­miş ol­sun te­le­fo­nu bi­le aç­ma­dı.

Bu med­ya­da Meh­met Bar­las bi­le tu­tuk­lu Mus­ta­fa Bal­bay için im­za gü­nü­ne git­ti ama…
Fa­tih Al­tay­lı ise Le­vent Kır­ca tu­tuk­lu ga­ze­te­ci­le­ri ne­den zi­ya­ret et­me­di­ği­ni so­run­ca da “Sa­na ne kar­de­şim, bel­ki sev­mi­yo­rum içe­ri­de­ki­le­ri git­me­di­m” de­yi­ver­di. (OdaTV da­va­sın­da ‘On­lar mis­yon ga­ze­te­ci­le­ri­’ di­ye bir şey uy­dur­muş­tu.)
Bu yüz­den de bu­gün söz­le­ri­nin sa­mi­mi­ye­ti­ne inan­sam da, hat­ta ken­di­si­ni sa­vu­nuş bi­çi­min­de­ki us­ta­lı­ğa hay­ran kal­sam da ona mağ­du­ri­yet pa­ye­si ve­re­mi­yo­rum.
Not: Fa­tih Al­tay­lı ve Meh­met Fa­tih
Sa­ra­ç’­la gö­rüş al­mak için ile­ti­şi­me geç­tim, ama ya­nıt ver­me­di­ler.

Kaynak:Haber Kaynağı