Erdoğan'ın Hovardalık Faturasını Milyonlarca Yurttaş Ödeyecek

Erdoğan'ın Hovardalık Faturasını Milyonlarca Yurttaş Ödeyecek

KUR YÜKSELİŞİNE REEL SEKTÖR 161 MİLYAR DOLARLIK, DEVLET 76 MİLYAR DOLARLIK AÇIK POZİSYONLA YAKALANDI. BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN DE BİLANÇO İÇİ AÇIK POZİSYONU 24 MİLYAR DOLAR DÜZEYİNDE BULUNUYOR.
 
-250 MİLYAR DOLARLIK DÖVİZ YÜKÜMLÜLÜĞÜ, 88 MİLYAR DOLARLIK DÖVİZ VARLIĞI OLAN REEL SEKTÖRÜN KURDAN KAYNAKLANAN ZARARI 43 MİLYAR LİRAYI AŞTI. DEVLETİN KUR ZARARI İSE 20 MİLYAR LİRAYI AŞTI.
 
-TÜRKİYE’NİN, ÖNÜMÜZDEKİ BİR YILDA 165 MİLYAR DOLARLIK DIŞ BORÇ ÖDEMESİ BULUNUYOR. KUR ARTIŞI DIŞ BORÇ FATURASINI 44 MİLYAR LİRA ARTIRDI.
 
-KUR ARTIŞI KALICI OLURSA ASIL FATURA EKONOMİYE ÇIKACAK. ŞİRKETLER BORÇ ÖDEMEK İÇİN KÜÇÜLMEYİ SEÇERSE İŞSİZLİK YÜKSELECEK. DEVLET YENİ VERGİLERE BAŞVURACAK. BAŞTA ENERJİ OLMAK ÜZERE İĞNEDEN İPLİĞE HERŞEYE ZAM GELECEK. KUR ARTIŞI VE ARDINDAN FAİZDEKİ YÜKSELİŞ KREDİ KAYNAKLARINA ULAŞMAYI ZORLAŞTIRACAK VE KAYNAKLARIN MALİYETİ YÜKSELECEK.
REEL SEKTÖRÜN KÜÇÜLMESİ, EKONOMİNİN DARALMASI KRİZ RİSKİNİ ARTACAK


UMUT ORANIN AÇIKLAMALARI
 
-CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI UMUT ORAN: “EKONOMİYİ, HÖT-ZÖTLE, BELİNİ KIRMA, KÜNDEYE GETİRME, ÜMÜK SIKMA TEHDİDİYLE YÖNETMEYE KALŞIKIRSANIZ BU KADAR AÇIĞIN ALTINDA KALIRSINIZ”
 
            CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Türkiye ekonomisinin, cari açık ile devletin ve reel sektörün döviz açığı sorununun acı faturasıyla karşı karşıya kalmak üzere olduğunu belirterek, hükümeti, “Ekonomiyi, höt-zötle, ümük sıkma tehdidiyle yönetmeye kalkarsanız, bu kadar açığın altında kalırsınız” sözleriyle uyardı.
            Umut Oran, yaptığı yazılı açıklamada, AKP döneminde uygulanan yanlış ekonomik politikaların, bir “açıklar ekonomisi” yarattığını belirtti.  Türkiye’nin 2002 yılında 85 milyar dolar olan “uluslararası yatırım pozisyonu açığının” Haziran 2013 itibariyle 420 milyar doları bulduğunu ifade eden Oran, “Milli gelirinin yarısından fazla bir uluslararası yatırım açığı bulunan Türkiye’nin ekonomi yönetiminin son gelişmeler karşısında bu kadar vurdumduymaz olmasını anlamak mümkün değil” dedi.
 
KUR ARTIŞININ FATURASI
 
            Dolar kurunun bu yılbaşına göre yaklaşık yüzde 15, Euro kuru ise yüzde 20 oranında artış kaydettiğini ifade eden Umut Oran, çeşitli kesimlerin kur riskiyle ilgili olarak şu noktalara dikkat çekti:
“Son günlerde oldukça hızlanan ve nerede duracağı belli olmayan bu artış trendinden en fazla reel sektör zarar görüyor. Merkez Bankası’nın verilerine göre reel sektör Mayıs 2013 itibariyle 249,5 milyar dolarlık döviz yükümlülüğüne karşılık, sadece 87,7 milyar dolarlık bir döviz varlığına sahip bulunuyor. Buna göre reel sektör bu belirsizliğe 161 milyar dolarlık açıkla yakalandı. Bu nedenle kurda yılbaşından bu yana yaşanan yüzde 15 artış, reel sektör açısından 43 milyar liralık bir kur zararı meydana getirdi.
            Yine Merkez Bankası’nın verilerine göre kamu sektörünün de Nisan 2013 itibariyle, 8,5 milyar dolarlık döviz varlığına karşılık, 85 milyar dolarlık döviz yükümlülüğü bulunuyor. Buna göre kamu kesimi de 76 milyar doların üzerinde bir döviz açığıyla karşı karşıya bulunuyor. Kamu sektörünün kurda yaşanan yüzde 15 oranındaki artıştan kaynaklanan kur zararı ise 20 milyar lirayı buluyor.
            BDDK’nın verilerine göre bankacılık sektörünün ise bilanço içi yabancı para pozisyonunda 16 Ağustos 2013 tarihi itibariyle 24,3 milyar dolarlık açık bulunuyor.
            Hepsinden önemlisi de Türkiye’nin önümüzdeki bir yıllık dönemde toplam 165 milyar dolarlık bir dış borç geri ödemesini gerçekleştirmesi zorunlu. Merkez Bankası’nın verilerine göre bu ödemenin 20,3 milyar dolarını kamu kesimi, 3,2 milyar dolarını Merkez Bankası, 141,6 milyar dolarını ise özel sektörün gerçekleştirmesi gerekiyor.
Kur artışı, Türk Lirası olarak baktığımızda kurda yaşanan yüzde 15’lik artış özel sektörün yükünü 38 milyar lira artırıyor. Kamu sektörü ve Merkez Bankası’nın yükü ise 7 milyar liradan fazla artırıyor.”
 
“HÜKÜMET FARKINDA DEĞİL”
 
Umut Oran, hükümetin son günlerde kurda ve TL faizlerinde yaşanan artışın hem kamu sektörüne hem de özel sektöre nasıl bir yük getirdiğinin farkında olmadığını savundu. Hükümetin kontrolünde olmayan bu tutumun ülke ekonomisiyle ilgili belirsizliği artırdığına dikkat çeken Oran şunları söyledi:
“Olaya sadece borç açısından bakmamak gerekiyor. Bunun bir de cari açık tarafı var. Bu kadar belirsizlik içerisinde bu açığın finansmanı için de dışardan döviz bulmak gerekiyor. Merkez Bankası Başkanı, 40 milyar dolarlık satılabilir döviz rezervine güvendiğini söylemiş. Anlaşılan hükümetin elinde döviz satmak dışında bir araç bulunmuyor. Ayda ortalama 5 milyar dolar cari açık veren, 150 milyar dolarlık bir sıcak paraya ev sahipliği yapan bir ülkede 40 milyar dolarlık döviz birkaç gün içerisinde kar gibi erir.”
Umut Oran, eğer böyle devam ederse ekonomide önümüzdeki günlerde neler yaşanacağını bilmek için kâhin olmaya gerek olmadığını belirtti. Oran, kur ve faiz artışının kalıcı olması halinde; dış borcu yüksek şirketlerin küçülmeye giderek işçi çıkarabileceğini bunun da işsizliği artırabileceği, devletin kurdan kaynaklanan zararlarını karşılamak için yeni vergi ve zamlara başvurabileceği, enerji fiyatları ve benzeri nedenlerle artan maliyetlerin fiyatlara yansıtılmasıyla da enflasyonun başını alıp gidebileceği uyarısında bulundu. Oran şunları söyledi:
            “"Belini kırarız", "kündeye getiririz" gibi güreş lügatiyle ekonomi yönetmeye kalkarsanız, dolar rekor kırar, size çektiği el enseyi fark edene kadar çoktan tuş olursunuz. Piyasalar höt-zötle yönetilmez. Ekonominin gereklerini yerine getirmezseniz bunun acı faturası ortaya çıkar. Ne yazık ki bunu Türkiye öder. İçinde bulunduğumuz küresel ekonomik koşullarda, kapris ve diktatoryal tutum Türkiye'nin riskini de arttırıyor, ekonomisini de zora sokuyor. Akla, mantığa, ekonominin doğrularına göre değil, hırsa, inada, kaprise bağlı yönetimin de topluma yönelen bir maliyeti var. Başbakan, bugünkü tutumuyla Türkiye’nin risk faktörünü artırmak dışında bir işe yaramıyor.”