ERDOĞAN'DAN MERKEZ BANKASINA TEHDİT

ERDOĞAN'DAN MERKEZ BANKASINA TEHDİT

Merkez Bankası sağ olsun hala olduğu yerde duruyor. İnmiyor, düşürmüyor. Neyi bekliyorsun sen? Buyur, petrol fiyatları 106 dolarlardan, 110 dolarlardan şimdi 45 dolara geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu Genel Başkanı Erkan Güral ve konfederasyon üyelerini sarayı'nda kabul etti. Toplantıda uzun bir konuşma yapan Erdoğan, sarayın külliye olacağından, ekonomik başarılarından ve en önemlisi Merkez bankası fazilerinden söz etti. Erdoğan'ın merkez bankasını "çağırıp konuşacağız" lafı üzerine dolar serbest piyasada yine fırladı. İşte ayrıntılar

SARAYINDA AĞIRLADI

Petrol fiyatlarının düşmesi ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim petrolle ilgili bu noktada sıkıntımız yok. Tam aksine bu bizim lehimize şu anda, çok çok iyi bir noktadayız. Öyleyse bunun halkımıza dönüşünü, yatırımcıya dönüşünü süratle sağlamamız lazım. Ey Merkez Bankası daha neyi bekliyorsun? Şimdi diyebilirler, 'Merkez Bankası bağımsızdır.' Ben de bağımsızım. Cumhurun sesi olarak bunu yapmak durumundayım, söylemek durumundayım ve gerekirse çağırıp kendileriyle de bunu oturup konuşacağız. Bu iş böyle yürümez" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz, istişarenin, uyumun, koordineli şekilde çalışmanın önemini bilen, faydasını görmüş bir geçmişe sahibiz. İki sihirli kelime diye ifade etmiştik. Bir güven, iki istikrar demiştik. Bunu gerçekleştirdik. Bu iki sihirli kelime bizi buralara taşıdı" dedi.

"YATIRIMCI GELECEĞİNİ GÖREMİYORSA GELİP O ÜLKEDE YATIRIM YAPMAZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Güvenin olmadığı yerde istikrar, istikrarın olmadığı yerde de güçlü bir ekonominin olmaz. Çünkü yatırımcı geleceğini görecek, eğer yatırımcı geleceğini göremiyorsa gelip o ülkede yatırım yapmaz. Bu bizim içerideki yatırımcımız için de geçerlidir, dışarıdan gelecek yatırımcı için de geçerlidir. Uluslararası iş camiasında, müteşebbisler camiasında bize, gittiğimiz zaman ilk sordukları soru hep şu olur, 'Seçim ne zaman?', 'Koalisyon mu, yoksa tek başına iktidar mı gelir?', eğer tek başına iktidar durumu yok gibi bir izlenim alırlarsa ki onlar zaten seçim öncesi kamuoyu araştırmalarını yapıyorlar, bu araştırmaları yaptıktan sonra da Türkiye'de ne olur, tek başına iktidar mı gelir, yoksa bir koalisyon mu olur bunu görüyor, ona göre Türkiye'deki yatırımı peşinen satın alıyor. Eğer burada hakikaten tek başına iktidar sinyali varsa, 'Ben seçimler yapılmadan önce gidip o ülkede yatırımım yaparım' diyor" diye konuştu.

"BUNLARDA TAKİYE, GİZLENME ÇOK BAŞARILIDIR, İLERİ DERECEDEDİR"

Türkiye'ye yönelik saldırılarda demokrasi ve ekonominin hedef belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi; "17-25 Aralık, demokrasiye ve sivil siyasete darbe girişiminden beri paralel yapının ülke içinde ve dışında bu konuda başı çektiğini biliyoruz. Düşünebiliyor musunuz? Bu ülkenin vatandaşı olacaksın, bu ülkenin pasaportunu taşıyacaksın, bu ülkede bir STK oluşturacaksın ondan sonra da gideceksin Avrupa'da, Amerika'da, şurada burada Türkiye'nin aleyhinde kampanyalar sürdüreceksin. Bu kampanyalar, tamamen hilaf-i-hakikat, yalan yanlış. Çünkü bunlarda yalan meşrudur. Bunlarda takiye, gizlenme çok başarılıdır, ileri derecededir, kendilerini çok iyi gizlerler, saklarlar. Yeri geldiği zaman da hangi grubun veya kurumun içerisine gireceklerse o kurumun değer verdiği neler varsa, bu kendilerine ters de düşse bunu yaparlar. Çünkü bunların ana ilkesi şudur, amaçları uğrunda her şey meşrudur. Böyle bir anlayışla herşeyi yaparlar. Benim burada anlatmaktan edep edeceğim her şeyi yaparlar. 17-25 Aralık darbe girişimini sadece şahsımla, sadece o dönem başında bulunduğum hükümetle ve partiyle ilişkili hale getirenler yanlış düşünüyorlar, hadiseyi yanlış değerlendiriyorlar. Bu darbe teşebbüsü doğrudan demokrasiye, doğrudan milli iradeye, doğrudan Türkiye'nin geleceğine yapılmıştır. Hedef Türkiye'nin birliğiydi, milletimizin bütünlüğüydü, huzuruydu, istikrarıydı. Beni değil, sizleri, sizlerin emeğini, varlığını hedef almışlardır. Her türlü tehditle haraçlar toplanabiliyordu, her yerde, maliyesinde, yargısında, emniyetinde her türlü... Yargıya işiniz düşmüşse bunun halli için bunların avukatlar zinciri her türlü işi çevirebiliyordu. Çünkü avukatlık o dönemde hukuk değildi. Neydi? İkili ilişkilerdi. O da nereden geçiyordu? Parasal ilişkilerden geçiyordu. Bunu geçmişte başkaları yapıyordu, bu defa da ne yazık ki bu örgüt yapmaya başladı. Bu teşebbüs, ortaya koyduğumuz kararlı duruş ve milletimizin desteğiyle hamdolsun akamete uğradı. Demokrasiye, milli iradeye kastedenlere verilecek mücadele diğer tüm çabaların, hedeflerin önünü açacaktır."

"TAM AKSİNE MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜ BUNLARDA YOK"

'Tahşiye' adı verilen kitabevi yöneticileri ve yazarlarının suç duyurusu üzerine gerçekleştirilen operasyonun, paralel yapının medya organlarında basın özgürlüğüne yapılmış bir operasyon gibi gösterilmeye çalışıldığı belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tahşiye adı verilen bir kitabevine ve bu kitabevinin, onların elindeki belli imkanları alacağını görerek, onların aleyhine köşelerinde yazdıkları yazılar sebebiyle onların ihbarı üzerine ki onlar da yazar, köşe yazarı, birçoğunun yazılmış kitapları var, bu insanlar 17 ay içeride yattılar, ondan sonra da utanmadan, sıkılmadan ne diyorlar, 'Bunlar fikir özgürlüğüne, düşünce özgürlüğüne, medyaya karşı yapılmış bir operasyondur. A'dan Z'ye yalan. Tam aksine medya özgürlüğü bunlarda yok. Bunlar birçok yazarı, çizeri hepsini eğer onlarla örtüşmüyorsa zaten defetmişlerdir. Nitekim onların yanından ayrılıp da daha sonra yaptıkları açıklamalarla ortaya çıkan birçok yazarı çizeri de gördünüz, görüyorsunuz. Şu anda yanlarında olanların birçoğu da yine belli imkanlar sağlandığı için orada duruyorlar. Kendilerine ait piyasa olmadığı için orada duruyorlar. Sizlerden içeride veya dışarıda bu konuda çok dikkatli olmanızı, ülkemizin ve milletimizin aleyhindeki bu çalışmaların karşısında bir güç oluşturmanızı özellikle bekliyorum. Bunun en az sivil toplum çalışmalarınız, ekonomik faaliyetleriniz kadar önemli olduğunu bilmenizi istiyorum. Çünkü demokrasinin olmadığı yerde ne sivil toplumun ne de girişimciliğin gelişmesi mümkün değildir. Sakın ha uluslararası medyada çıkan olumsuz haberlere, değerlendirmelere itibar etmeyin, kulak asmayın, burada yürekli olun. Gelecek bizimdir, Türkiye güçlüdür, daha da güçlü olacak. Varsın onlar olumsuzluk değirmenine su taşısınlar, varsın onlar bu ülke aleyhine kampanyalar yürütsünler, bilesiniz ki bunların mumu yassıya kadar yanacaktır ve ondan sonra sönecektir" dedi.

"ARTIK , KENDİ HEDEFLERİNİ KENDİ BELİRLEYEN BİR TÜRKİYE VAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Artık kendi istikametini kendi çizen, kendi planlarını kendi yapan, kendi hedeflerini kendi belirleyen bir Türkiye var. Geçmişte bizim gündemimizi dışarıda birileri belirliyordu ama şu anda böyle birşey yok. Kimse bizim gündemimizi belirleyemez, biz kendi gündemimizi kendimiz belirliyoruz. Eski Türkiye hayaliyle yaşayanlar boşuna bekliyorlar, Türkiye
bir daha o günlere asla dönmeyecek inşallah" diye konuştu.

"BİZ DEVLETİN BORÇLANMA FAİZİNİ YÜZDE 63'TEN ALDIK"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Faizleri yükseltmek için, yatırımları, girişimciliği baltalamak için, yani Türkiye'nin büyümesini engellemek için 12 yıldır sayısız defa saldırılara, manipülasyonlara maruz kaldık. O sıralarda 4,6'ya kadar düşen faiz, olaylarla birlikte hemen yükselmeye başladı. Ülkemizde tabii faizin meddahlığını yapan çok, onu da söyleyeyim. Hala bunun gayreti içerisinde olanlar maalesef var. Ben Cumhurbaşkanı olarak her yerde söylüyorum, söylemeye devam edeceğim. Biz devletin borçlanma faizini yüzde 63'ten aldık. Tek haneliye indirene kadar verdiğim kavganın, mücadelenin şahidi olan birçok arkadaşım var. Fakat tek hanelide kalmasını istemeyen birileri hala var. Bunu bilmenizi isterim. Sizlerden bu yöndeki çabalara, haberlere karşı da dikkatli olmanızı, her yerde ve her durumda sağlam duruşunuzu muhafaza etmenizi istiyorum" dedi.

"EĞER YÜKSEK FAİZ DEVAM EDECEK OLURSA YATIRIMLAR BİZİM İSTEDİĞİMİZ SEVİYEDE YÜRÜMEYECEKTİR"

Türkiye'de yatırımın önündeki en büyük engelin yüksek faiz olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer yüksek faiz devam edecek olursa bu ülkede yatırımlar bizim istediğimiz seviyede asla yürümeyecektir ve bu ülke girişimci doğuramayacaktır. Girişimcinin doğabilmesi için bir defa yüksek faiz değil en azından şöyle uluslararası camiadaki faizlere yakın bir faiz politikasını uygulamamız lazım" diye konuştu.

"NEYİ BEKLİYORSUN SEN?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöye sürdürdü; "En çok parayı kazanan yatırımlar, yatırım derken bile biraz üzülüyorum, nedir, finans sektörüdür. En büyük parayı onlar kazanıyor. Hani o devasa yatırımların olduğu yerler böyle bir para kazanmıyor. Ama finans sektörü bakıyorsunuz korkunç paralar kazanıyor ve kendi öz sermayesiyle de diyemiyorum biliyor musunuz. Burada da bakıyorsunuz vatandaşın o mevduatlarıyla kalkıyor paradan para kazanıyor. Bunun vatandaşa tekrar dönüşümü noktasında kendi hesaplarını yapıyor, en az imkanı sağlamak suretiyle de burada yatırımcımızın önünü açacağı yerde tam aksine önünü tıkıyor. Şu anda geri dönüşüme baktığınız zaman mesela bizim insanımız hakikaten çok haysiyetli. Yani aldığı borcu ödemede de şu anda yaklaşık yüzde 2,9 gibi bir geri dönüşümde sıkıntı var. Yüzde 3 diyelim, buralarda. Şimdi böyle bir toplumun içerisinde finans sektörünün aslında riski bile yok denecek noktadadır. Yani reel sektörde bile risk bundan çok daha fazladır. Şimdi bunu görüyor dolayısıyla tabii ki yüksek faize de kimse ses çıkarmıyor. Sağolsun Merkez Bankamız da bu noktalarda hakikaten, dünyada herkes inerken bizim Merkez Bankası sağolsun hala olduğu yerde duruyor. İnmiyor, düşürmüyor. Neyi bekliyorsun sen? Buyur, petrol fiyatları 106 dolarlardan, 110 dolarlardan şimdi 45 dolara geldi. İşte açıklamalar yapılıyor, 2015-2016'da bu civarlarda dolaşacak. Hesaplar buna göre."

"MERKEZ BANKASI BAĞIMSIZDIR' DİYEBİLİRLER BEN DE BAĞIMSIZIM"

Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev'in Türkiye ziyaretinde kendisine, "Biz hesapları 60 dolar üzerinden yaptık. Şimdi biraz burada sıkıntımız var. Yatırımlar noktasında sıkıntımız var. Çünkü bütçeyi buna göre hazırladık. Orada o 15 doların hesabını yapıyor. Böyle bir noktada. Bizim petrolle ilgili bu noktada sıkıntımız yok. Tam aksine bu bizim lehimize şu anda, çok çok iyi bir noktadayız. Öyleyse bunun halkımıza dönüşünü, yatırımcıya dönüşünü süratle sağlamamız lazım. Ey Merkez Bankası daha neyi bekliyorsun? Şimdi diyebilirler, 'Merkez Bankası bağımsızdır.' Ben de bağımsızım. Cumhurun sesi olarak bunu yapmak durumundayım, söylemek durumundayım ve gerekirse çağırıp kendileriyle de bunu oturup konuşacağız. Bu iş böyle yürümez. Burada bir şey var, bizim yatırıma, istihdama, üretime ihtiyacımız var. Çünkü bizim ekonomi, ihracata dayalı bir ekonomidir. Bunun için de uluslararası rekabette de bir defa maliyet hesaplarının gayet ucuz olması lazım ki rekabetimizin de bu noktada güçlü olmasını sağlayalım. Şimdi istihdamda bir sıkıntı görünüyor. Yani birçok batı ülkesiyle mukayese edilmeyecek derecede iyiyiz de ama niye buralarda olsun, daha da aşağılarda olsun, inelim yüzde 5'lere, düşelim buralara" dedi.

"PİŞKİNLİK İÇİNDE AYNI ŞEYLERİ TEKRAR ETMEYİ SÜRDÜRÜYORLAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan , Erciyes'teki otellerde okullar tatile girmeden yüzde 85 doluluk olduğunu belirterek, "Bu bir şeyi gösteriyor. Neyi? Refah düzeyi Türkiye'nin aynı zamanda yükselmiş. Bu tür hem alanlar açılıyor, bir taraftan Erciyes'e bakıyorsunuz, bir taraftan Palandöken'e bakıyorsunuz, bir taraftan Konaklı'ya bakıyorsunuz, her tarafta. Bütün bunlar refah düzeyinin nereden nereye geldiğini ve gerek ulusal, gerek uluslararası bazda nerelere geldiğimizi, geçmişte turizmde sadece deniz, kum, güneş diye bakarlarken ama şimdi biz turizmin tüm alanlarında varız, hepsinde varız. Buralara durup dururken gelmedik. Bu bir ufuk meselesi. 12 yıldır söylediklerinin hep tersi çıkanlar şimdi de büyük bir pişkinlik içinde aynı şeyleri tekrar etmeyi sürdürüyorlar. Fakat bakıyorsunuz ihracatımız, rekorlara doymuyor" diye konuştu.

"GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE İSTEMİYORLAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fevkalede bir durum olmazsa üçüncü köprünün açılışını yıl sonu itibarıyla inşallah gerçekleştireceğiz. Aynı şekilde İzmit Köprüsü, onun açılışını yine inşallah bu arada gerçekleştireceğiz. Önümüzdeki yıl da yine Avrasya Tüneli'nin açılışına hep birlikte şahit olacağız. Arka arkaya bunlar geliyor. Bütün bunlarla birlikte büyüyen bir Türkiye'yi güçlenen bir Türkiye'yi hazmedemeyenler de çoğalıyorlar. Güçlü bir Türkiye istemiyorlar, bunu bilmenizi istiyorum" dedi.

CUMHURBAŞKANLIĞI SARAYI, KÜLLİYE OLACAK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı Sarayı şu anda saray ama kısa bir süre sonra burası Cumhurbaşkanlığı Külliyesi olacak. Niye külliye olacak? Çünkü hemen yanımızda bir kongre merkezi şu anda inşa ediliyor. Kongre merkezinin hemen arka tarafında, bölgede şöyle bir büyük cuma camisi yok, orada bir cami inşa ediyoruz. Yine aynı şekilde kongre merkezinin sağ tarafında çok amaçlı, 2 bin civarında kişinin katılacağı yemekli bir toplantıyı aynı anda yapabileceğimiz bir salon da olacak. Hedefimiz bazı büyük çaplı yemekli toplantıları orada yapmak. Muhtarlarımızın buraya rahatlıkla gelip gidebileceği bir yeri burada hazırlayalım istiyoruz. Türkiye'de muhtar sadece ulaşabilirse belediye başkanına ulaşabilir o da ilçe belediye başkanı. Veya ulaşabilirse sadece kaymakama ulaşır. O da köye hizmet götürme birliklerinde üye olduğu için ona ulaşır. Böyle bir kopukluk var. Bu kopukluğu ortadan inşallah biz orayla gidereceğiz. 50 bine yakın muhtarımız var, istiyorum ki 50 bine yakın muhtarımızla biz orada, inşallah 2 yıl içerisinde orasını bitireceğiz, orada bu işi başaralım" diye konuştu.

CUMHURBAŞKANLIĞI KÜTÜPHANESİ

Cumbaşkanı Erdoğan, "Şu an Türkiye'de bizim en büyük kütüphanemiz yaklaşık 2 milyon cilt kitaba sahip olan bir kütüphanedir. Dünya çok farklı yerde. Asgari 4 milyon cilt kitap alabilecek şekilde hem dijital ortamda hem de yaprak kitapla inşallah diyoruz ki orada bir Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi kuralım" dedi.

"PARAYI HARCAYAN, TAKİP EDEN BİZİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı, şimdilik saray daha sonra külliye, inşallah Türkiye'nin ekonomide geldiği yeri göstermeye tek başına yeterlidir. Öyle anlattıkları gibi falan da değil. Hani söylüyorlar, işte dün baktım bir tanesi sağolsun ana muhalefetten '5-6 milyar dolara mal oldu' diyor. Parayı harcayan, takip eden biziz. Nereden çıkarıyorlar böyle rakamları anlamak mümkün değil. Herhalde İngiltere'de Westminster Sarayı'nın şu anda restorasyonu yapılacak, o restorasyonla ilgili rakamlar açıklandı. 5 milyar dolara restorasyonu mal olacakmış. Belki oraya bir takıntı yapmış olabilir, bundan dolayı burayla ilgili de böyle bir rakam açıklamış olabilir ama bunu bilmesi lazım. Herşey bunlar kayıttadır" diye konuştu.

"CUMHURBAŞKANLIĞI SARAYI PROJE HARİÇ 18 AYDA BİTTİ"

Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nı proje hariç 18 ayda bitirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle hızlı bir süreçte Türk mimar ve müteahhitlerle burayı bitirdiklerini ifade etti.

"PUTİN BURADAN ÇIKARKEN 'BU ESER BÜYÜK DEVLET OLMANIN ALAMETİDİR'DEDİ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte biz şu iktidarımız döneminde nice bakanlık binaları yaptık, Anayasa Mahkemesinin binasını aynı şekilde, bunun yanında diğer yatırımları konuşmuyorum. Bakın sadece derslik noktasında baktığımızda 235 bin derslik bitirdik. 26 havalimanımız vardı, buna 26-27 tane daha havalimanı ilave ettik. Bunlar bu dönemde oldu. Aynı şekilde 17 bin kilometre bölünmüş yol inşa ettik. Köprüler, Marmaray... Bunlar hep bu dönem içinde yapıldı ama mesele finansı idare edebilmek, finansı yönetebilmek. Eğer sizin finansı yönetme kabiliyetiniz yoksa, bunların hiçbirini yapamazsınız. Bilgiyi yönetmek, insanı yönetmek aynı şekildedir. Bunları beraber yaptığınız anda bu başarıyı sağlayabilirsiniz. Bütün bunların maliyeti üzerinden polemik yapanlar, eğer art niyet taşımıyorlarsa Türkiye'nin ulaştığı seviyenin farkında değiller. Çok enterasan, biz bu arada Samsun-Sinop arasını yine yaptık ve oranın maliyetinin, çok enterasan, yarısının bedelinden hamd olsun burası daha az. Sayın Putin buradan çıkarken bir şey söyledi, 'Bu eser büyük devlet olmanın alametidir' dedi. Bakın çok ilginç, vaka budur" dedi.

Kaynak:Haber Kaynağı