ERDOĞAN TÜRKİYE CUMHURBAŞKANI OLDUĞUNU YİNE UNUTTU

ERDOĞAN TÜRKİYE CUMHURBAŞKANI OLDUĞUNU YİNE UNUTTU

Muhalif oldukları için bir çok üniversite hocasını hapse atan bir ülkenin Cumhurbaşkanı " İlim siyasetin emrinde olmaz. Siyaset ilmin hizmetkarı olur. " dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Bilkent Otel'de düzenlenen Din Şurası'nda yaptığı konuşmada, Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Kardavi hakkında çıkarılan kırmızı bülten kararına değindi. " "İlim siyasetin emrinde olmaz. Siyaset ilmin hizmetkarı olur. "   diyen Erdoğan, iktidara muhalif oldukları için bir çok üniversite hocasının hapse atıldığı bir ülkenin Cumhurbaşkanı olduğunu unuttu.

DARBE İLE GELEN ZAT

Erdoğan "Darbe ile iş başına gelmiş bir zat çıkıyor İnterpol'e talimat veriyor. İnterpol'e talimatla Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf El-Kardavi kırmızı bülten ile aranmak üzere adım atılıyor. Bu nasıl bir iştir. İlim siyasetin emrinde olmaz. Siyaset ilmin hizmetkarı olur. İşler tersine dönmüş vaziyette. Ve bütün bu gelişmeler, dünyanın maalesef, iyiye değil kötüye gittiğinin alametidir. Temennimiz odur ki bunu suretle yeniden ele alıp hele hele Türkiye'de Diyanet İşleri Başkanlığımızın, Din İşleri Yüksek Kurulumuzun, 5'incisi yapılan bu din şurası ile alınan bütün bu kararların takipçisi olması. Bunu İslam dünyası ile de paylaşması. İnanıyorum ki Türkiye'nin yapacağı ene önemli görevlerden bir tanesi olacaktır. Çünkü İslam dünyasında bir söyleme birliği yok. Bizim bunu başarmamız lazım. Türkiye öncü bir rol oynayabilir" diye konuştu. 

"BUGÜN ATEŞ ÇEMBERİNİN ORTASINDA YER ALAN ÜLKEMİZ, HALA UMUT VAAT EDİYOR"

İslam dini medeniyeti ve coğrafyasının zorlu bir süreçten geçtiğini belirten Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “İslam dini medeniyeti ve coğrafyasının bugün içinden geçtiği belki de tarihin en zorlu sürecinde bütün Müslümanların hayati meselesi hiç şüphesiz din konusunda, doğru ve sahih bilgi üretimi meselesidir. Ölümlerin, dehşetin ve şiddetin tüm korkunçluğu ile yaşandığı İslam coğrafyasının her şeyden önce doğru bilgiye, hikmetli söze ve derin irfana ihtiyacı bulunmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanım değerli şuara üyeleri, bugün ateş çemberinin ortasında yer alan ülkemiz, hala bir esenlik ülkesi olarak umut vaat etmeye devam ediyorsa bunda pek çok sebebin yanında din eğitimini, öğrenimini ve hizmetlerini başından beri ciddiye alarak bugünün dünyasında onu ikame etmeye çalışmasının payı asla göz ardı edilmez" diye konuştu. 

"HER NE KADAR ÜLKEMİZDE BAZI KIRILMALAR YAŞANMIŞ OLSA DA"

Din eğitimi ve hizmetlerinin sağlıklı bir zeminde ilerlediğine vurgu yapan Görmez, "Her ne kadar ülkemizde bazı kırılmalar yaşanmış olsa da din eğitimi ve hizmetleri diğer İslam ülkelerine nazaran çağımız koşullarında daha sağlıklı bir zeminde seyretmektedir" dedi. 

"BATI DÜNYASINDA İSLAMAFOBİK KORKULARIN YAŞANMASINA NEDEN OLMUŞ"

Görmez, "Bugün her ne şekilde olursa olsun İslam'ı anlama ve yaşama biçimleri bir şekilde tarihsel köklere dayanmaktadır. Ancak medeniyetimizin harici ve dahili sadmelerin etkisi ile kırılmalar geçirdiği uzun yıllarda sömürgelerin, istilaların işgallerin gölgesinde oluşan yaralı bilinçler, tercih ettikleri yol ve yöntemlerle uç noktalara savrulmuşlardır. Bunun bir nedeni de çağımızın egemen bilgi üretim mekanizmalarının bilgiyi, gücün ve hakikatin yegane kaynağı olarak görmesi, pozitivist eğitim anlayışının bir şekilde dini anlama biçimlerine de yansımasıdır. Bütün bunların neticesinde oluşan bilinçler, farklılıkları yok kabul etmekte. Kendisi gibi düşünmeyenleri de kolayca hakikatin dışına itebilmektedir" açıklamasında bulundu. 

"ŞAZ VE MARJİNAL KALAN BU ANLAYIŞ" 

Görmez, "Sevgi şefkat ve rahmet mesajına gölge düşürmüş medeniyet yürüyüşümüzü sekteye uğratmış batı dünyasında İslamafobik korkuların yaşanmasına neden olmuş ve medeniyetler arası çatışma üremek isteyen görüş ve çıkar odaklarının aracı haline gelmiştir. Tarih boyunca İslam medeniyetinde egemen olmayan şaz ve marjinal kalan bu anlayış önceleri tamamen selefe ve dini metinlere bağlılığı ifade ederken Moğol istilası ile birlikte bir eyleme ve hareket alanına dönüşmüştür. Sonraları bazı devletlerin ideolojisi haline gelmiştir" dedi. 

"İSLAM TOPLUMLARI İÇİN EN BÜYÜK SORUN HALİNE GELMİŞTİR"

Görmez, "Büyük acılardan sonra bu anlayış, sömürge, şiddet, savaş ve işgallerin gölgesinde yetişen yaralı bilinçlerin ve ölümcül kimliklerin hatta batıda varlıkları ve kimlikleri, yok sayılarak ötekileştirilen genç kuşakların uğruna canlarını verdikleri ve insanları hunharca katlettikleri bir kurtuluş ideolojisine dönüşmüştür. İslam dünyasının sorunlu bölgelerinde varlığını kuvvetlendiren bu anlayış, İslam'ın ilk fitne hadiselerinde ortaya çıkan harici unsurların düşünce, tavır ve dili ile birleşince bugün itibari ile İslam toplumları için en büyük sorun haline gelmiştir" ifadelerini kullandı. 

Kaynak:Haber Kaynağı