ERDOĞAN DÜNYAYI ŞOK ETTİ

ERDOĞAN DÜNYAYI ŞOK ETTİ

İşte o açıklama…

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Amerika kıtasını Kristof Kolomb’un değil, Müslümanların keşfettiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1. Latin Amerika Müslüman Dini Liderler Zirvesi'nin kapanış oturumuna katıldı. Erdoğan, Conrad Otel'de gerçekleştirilen toplantıya gelmeden önce anne ve babasının Karacaahmet'teki mezarlarını ziyaret edip, dua etti. Saat 11:30'de toplantıya gelen Erdoğan bir konuşma yaptı.

TERCÜME ESPİRİSİ

Zirvenin Türkiye ile Latin Amerika ülkeleri arasında dostluğa ve dayanışmaya vesile olmasını dileyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu zirve vesilesiyle 41 ülkeden 71 temsilci İstanbul'a geldi. Burada birbirlerini daha iyi tanıdılar, birbirlerini dinlediler. Sorunlarımızı İslam dünyasında, özellikli olarak Latin Amerika'da tespit ettiler. 5 gün boyunca birbirleriyle muhabbet ettiler. 'Muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammedsiz muhabbettin ne hasıl'. Tercümeye iyi yapmışsınızdır inşallah. Bazen bu beyitler iyi tercüme edilmiyor" diye konuştu.

KÜBA'YA GİDECEĞİNİ AÇIKLADI

Zirve'ye Küba'dan katılan Yahya Pedro'nun kendisini Küba'ya davet ettiğini hatırlatan Erdoğan, " Değerli kardeşim bizi Küba'ya davet etti. Zaten şu andaki planlamamızda var. Nasip olursa 2015 başlarında Küba'ya bir ziyaretimiz olacak. Geniş bir heyetle inşallah Küba'ya bu ziyareti gerçekleştireceğiz "dedi.

ABDURRAHMAN EFENDİ'NİN HİKAYESİNİ ANLATTI

Brezilya'da yaşayan Abdurrahman Efendi'yi bir kez daha hayırla yad etmek istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Abdurrahman Efendi'nin hikayesini, " 1866 yılında, 2 Osmanlı gemisi, Ümit Burnu'ndan geçerek Basra'ya ulaşmak üzere İstanbul'dan ayrılmış, Okyanus'a açılmış, ancak yollarını kaybederek Brezilya'nın Rio Sahili'ne varmışlardı. Gemide bulunan ve alim bir zat olan Abdurrahman Efendi, Brezilya'da kaldı ve yıllar boyunca, Brezilya başta olmak üzere Latin Amerika ülkelerini dolaşarak, İslam'ı anlattı, insanlara tebliğ vazifesinde bulundu" diye anlattı.

EL TURKO HATIRLATMASI

Çok sayıda Osmanlı vatandaşının yüzyılın başında Latin Amerika'ya göç ettiğini hatırlatan Erdoğan," Bu göçmenler, Osmanlı pasaportuna sahip oldukları için de 'El Turko' olarak tanındılar ve bugün halen de bu sıfatla tanınıyorlar. Yaklaşık 100 yıl önce, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı sırasında, başta Arjantin olmak üzere Latin Amerika Müslümanları aralarında yardım toplamış, bunu Kızılay aracılığıyla Türkiye'ye ulaştırmışlardı. Latin Amerika'nın İslam'la tanışması, dikkatinizi çekiyorum, 12'nci yüzyıla kadar gidiyor" diye konuştu

AMERİKA'YA MÜSLÜMAN DENİZCİLER KEŞFETTİ

Amerika kıtasının 1492'de, Kolomb tarafından keşfedildiğinin iddia edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan," Oysa, Kolomb'dan 314 sene önce, 1178'de, Müslüman denizciler Amerika kıtasına ulaşmışlardır. Hatta, Cristophe Kolomb'un hatıralarında, Küba kıyılarında, dağın tepesinde bir caminin varlığından bahsedilmektedir" dedi.

KÜBA'YA CAMİ SÖZÜ

Zirvenin Kübalı katılımcılarıyla gerekirse konuşup, bahsi geçen o dağın tepesine bir cami yapabileceklerini söyleyen Erdoğan'ın bu sözleri salondan alkış aldı. Erdoğan konuşmasının devamında Kolomb daha Amerika kıtasını keşfetmeden, İslam dininin kıtada yayıldığını söyledi. Erdoğan , "Gerek Osmanlı Devleti, gerek diğer İslam ülkeleri, Latin Amerika ülkelerindeki tebliğ faaliyetlerini, siyasi arzuların vasıtası olarak asla kullanmadılar. İslam dini, asla ve asla, sömürmenin, sömürgeleştirmenin, köleleştirmenin bir aracı olmadı. Başkaları, daha iyi sömürmek için, daha kolay boyun eğdirmek için dinlerini bir araç olarak kullanırken, Müslümanlar ve İslam Devletleri, sadece tebliğin peşinde oldular, sadece gönülleri fethetmenin peşinde oldular, sadece Allah'ın ismini yüceltmenin peşinde oldular. Müslümanlar, kemiyetin peşinden değil, keyfiyetin peşinden koştular; İslam'ı daha çok gönülle buluşturmanın ve tanıştırmanın mücadelesini verdiler" ifadesini kullandı.

İSTANBUL'A İSPANYOLCA EĞİTİM VEREN İMAM HATİP

Diyanet İşleri Başkanlığının Türkiye içinde olduğu gibi dünya genelinde de, İslam dininin en berrak şekilde anlaşılması ve uygulanması için örnek faaliyetler yürüttüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, " İstanbul'da kurulabilecek bir imam hatip lisesine, buradan sadece belli bir veya iki yabancı dilde eğitimi verilmesi çok çok manidar olacaktır, çok anlamlı olacaktır. Bunu vakit kaybetmeden adımlarını atmak, hemen bu çalışmayı başlatmak, geleceğe yönelik en isabetli yatırım olacaktır. Bizler bu çalışmaları en güçlü şekilde destekleyeceğiz. Latin Amerika Müslümanlarının, her türlü ihtiyaçlarını, yayın olsun, eğitim olsun, uzman olsun, her türlü taleplerini karşılamak için var gücümüzle çalışacağız" dedi.

KURAN İSTİRMACILARI VAR

İslam dünyasının içinde bulunduğu sorunlara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biliyoruz ki, İslam adı altında, kendi ülkesinin siyasi projelerini yaygınlaştırmaya çalışanlar var. Biliyoruz ki, İslam'ın o mübarek çatısı altındaymış gibi yapıp, yüzlerine maske takıp, okullarıyla, öğretmenleriyle, kör ideolojileriyle, belli grupların çıkarı için faaliyet gösterenler var. Kitab-ı Mukaddes'i kullanarak, Afrika ve Latin Amerika'nın zenginliklerini sömürenler neyse; Kur'an-ı Kerim'i, barış dini İslam'ı, Alemlerin Sevgilisi Hazreti Nebi'yi maalesef kullanarak, aynı yolun yolcusu olan istismarcılar var" diye konuştu.

ÖZELEŞTİRİ YAPMALIYIZ

Ortadoğu'da Müslümanların son 1 asırdır çok ağır zulümler yaşadığını, ağır bedeller ödediğini söyleyen Erdoğan, "Karşımızda duran acı manzaranın çok sayıda sebebi var. Ortadoğu'da ve dünyada, Müslümanların mevcut durumunu değerlendirirken, hem özeleştirimizi, hem de eleştirimizi, hiç çekinmeden, hiç tereddüt etmeden, asla korkmadan yapmak zorundayız. Özeleştiri yapmak zorundayız. Zira, mevcut manzarada, gayri Müslimlerin payı olduğu muhakkaktır; ama tek sebep, gayri müslimler değildir. En başta belirtmeliyim ki, mevcut acı manzaranın, İslam'ın özüyle, ruhuyla, aslıyla uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur. Müslümanların yoksulluğunu, yenilmişliğini ve ezilmişliğini, kendi aralarındaki sorunları ve çatışmaları İslam'ın kendisine bağlayanlar, bu dine karşı açık bir hürmetsizlik, saygısızlık içindedirler. Tam tersine, yaşanan acılar, dinimizden, yani İslam'dan kaynaklanan değil; dinimizden, kitabımızdan, Hazreti Peygamber'in kutlu yolundan, Allah Teala'nın emir ve nehiylerinden uzaklaşmanın bir neticesi olarak görüyorum" ifadelerini kullandı.

PETROLÜN ZEKATI VERİLMİYOR

İslam dünyasında Müslüman zenginlerin zekatlarını tam hakkıyla verip vermediklerini soran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan," Petrolün zekatı tam hakkıyla verilebiliyor mu veya veriliyor mu? Masaya yatırdığımızda kimse, 'evet veriliyor' diyemez. Sadece bu veriliyor olsa İslam dünyasının şu yoksulluğunu konuşmak gibi bir sorunumuz olmaz. Bu kadar açık her şey ortada. Ama silahlara gidiyor mu dediğiniz zaman, silahlara gidiyor, oralara ciddi paralar gidiyor. İnsanları, camide ibadet ederken katledenler, Müslüman olduklarını nasıl iddia edebilirler? İnsanları türbelerde katledenler, Müslüman olduklarını ne hakla iddia edebilirler?" diye konuştu.

MÜSLÜMANLARA İHANET EDENLER...

İslam ülkelerinde yaşanan sıkıntılara yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan, "Bir grup kendisine Şii diyor, bir grup kendisine Sünni diyor, kardeşinin kanını kendisine helal görüyor. Kur'an'a ve Sünnete bağlı olduklarını iddia edenler nasıl bu katliamı yapabilirler? 'Müslüman'a, Müslüman kardeşinin canı, malı ve ırzı haramdır' hükmünü biz nereye koyacağız. 'Bir masum canı katleden, alemleri katletmiştir' hükmü ortadayken katliamların meşru olduğunu kim savunabilir? Barışın dinini, İslam'ı, kendi kirli terör örgütlerine, cinayet şebekelerine isim olarak verenlerin, İslam'ın hizmetinde olduklarını, Kur'an ve sünnetin yolunda olduklarını kim söyleyebilir? Başka ülkelerin ve odakların çıkarları adına, vatanlarına ve Müslümanlara ihanet edenlerin, İslam'a hürmet içinde olduklarını, hizmet gönüllüsü olduklarını kim iddia edebilir " dedi.

5 DAİMİ ÜYE İÇİNDE 1 MÜSLÜMAN ÜLKE YOK

Yakın tarihte, Bosna'da on binlerce Müslüman'ın katliamını dünya seyrettiğini söyleyen Erdoğan, "Nerede barış elçileri, nerede BM? Hiçbirisi gelip dur dedi mi? Yıllardır bir şeyi dile getiriyorum. Bu BM'nin reforme edilmesi gerekir. Çünkü, bu BM dünya barışına hizmet etmiyor. 197 üyesi var, 5 daimi üyesi var. Beş daimi üye içinde bir tane Müslüman ülke yok. Bunlardan bir tanesi hayır derse oradan siz karar çıkaramazsınız. Velev ki karar çıktı uygulayamazsınız. İsrail ile ilgili kararlar uygulanıyor mu? Bugün 150'ye yakın karar çıkmıştır BM'den, bir tanesi uygulanamamıştır. Şu anda Mescid-i Aksa'nın durumu. Acaba bizde böyle bir anlayış yok da, onların mabetlerine karşı bizim ülkemizde böyle bir şey yapılsa, dünya ne yapar? Kiliselere karşı böyle bir şey yapılsa dünya ne yapar? Biz bunlara asla müsaade etmeyiz. Bizim dinimizde böyle bir saldırıya, böyle yakıp yıkmaya yer yoktur da onun için. Mescid-i Aksa, tüm dünya Müslümanlarının iki kıblesinden bir tanesidir. Dolayısıyla burada hepimize düşen bir görev, sorumluluk var. Ama hiç dünyanı sesi çıkmıyor. Dünya yazıp çizmiyor, hiçbirisi ne yapıyorsunuz demiyor. Biz tabi elimizden geleni yapıyoruz, yapacağız, sonuna kadar takipçisi olacağız" şeklinde konuştu.

TERÖRİST ESED

Filistin'e yönelik her türlü hukuk, ilke, kural, hatta vicdanın ayaklar altına alındığını, çiğnendiğini ve dünyanın sadece seyrettiğini belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Irak'ı dünya seyrediyor. Şu anda Irak'ın yüzde 40'ı işgal altında. Suriye'de aynı şekilde. Kendilerine göre belli hedefleri koyuyorlar. Netice al dendiğinde yok. Havadan bombalamak suretiyle netice alınmaz dedik, aylardır. Şimdi yeni yeni karar alınıyor kara harekatı yapacaklarını söylüyorlar. Görünen köy kılavuz istemez. Bunlar bilinen gerçekler. Suriye'de 300 bin masum insan öldü, dünya seyrediyor. Diyorlar ki Esed gidince yerine kim gelecek? Mantığa bakın. Ya siz demokrasiye inanıyor musunuz? İnanıyorsunuz. Demokrasi milli irade, halkın iradesi midir? Bunun tek cevabı vardır. Zalim Esed, terörist Esed gidince onun yerine halkın iradesi gelecektir. Halk kimi istiyorsa o gelecektir. Bazıları da zaman zaman bana akıl veriyor. Böyle eleştirmeseniz, böyle söylemeseniz diyorlar. Biz hakkı sonuna kadar söylemeye mecburuz, söyleyeceğiz. Söyleyeceğiz ki damardan bu işe girilsin. Bu işini derdini, sıkıntısını çekenlerin de olduğu bilinsin" dedi.

OBAMA İLE YAPTIĞI KOBANİ KONUŞMASINI ANLATTI

Kobani'de yaşanan gelişmelere değinen Erdoğan, "Eskiden Arap kardeşlerimizin yaşadığı Ayn El Arap idi, daha sonra adını değiştirdiler. Nedense Amerika buraya bayağı özendi. Başkanla konuştuk bu işi. Dedim ki 'Oraya yapacağınız bu silah yardımı doğru değil, teröristlerini eline geçer'. 'İki gün içinde orası düşecek' dedi. Orada yaşayan insan yok sayın Başkan dedim. Zaten 200 bin insan benim ülkeme geldi. Şu anda hepsini ülkemizde misafir ediyoruz. Şu anda 2 bin tane savaşçı var orada. DEAŞ denilen teröristlerle savaşıyorlar zaten. Ve dedim, 'Niçin bu sizin için bu kadar stratejik?'. Neden? Eğer stratejikse benim için olması lazım sizin için niye stratejik. Siz 10 bin, 12 bin kilometre öteden bunu stratejik görüyorsunuz. Özelliği ne? Fransa'da Fransa başkanı'na 'Halep mi Kobani mi' dedim. Tabi ki Halep dedi. Ama Halep gidiyor. Asıl üzerinde durulması gereken yer Halep. Halep'te ekonomi, tarih, kültür var. Halep, 1 milyonu aşkın nüfusuyla bir özelliği var. Halep'i niye konuşmuyoruz da Kobani? Mesele başka, dert başka, üst akıl başka hesaplar içinde. Bunun üzerinde durmamız gerekiyor. Sinsice planlar yapılıyor. Bu planların üzerinde durmamız gerekiyor. Kobani için dünyayı ayağa kaldıranların Halep için zerre kadar kaygı duymadıklarını görüyorsunuz" diye konuştu.

SEKÜLER ÖRGÜT AYIRIMI

Terör örgütleri arasında dahi ayırım yapıldığını söyleyen Erdoğan, "Çok enterasan, son zamanlarda oynanan bir oyun da bu, seküler ve seküler olmayan diye ayrıma gitmeye başladılar. Eğer bir terör örgütü, seküler olduğunu iddia ediyorsa ona karşı sempati duyuyor; seküler olmadığını iddia ediyorsa, ona karşı tepki ortaya koyabiliyorlar. Petrolü olan ülkelere demokrasi götürmekten bahsedebiliyor; petrolü olmayan ülkeleri hiç kale almayabiliyorlar. İşte biz, kendi özeleştirimiz kadar, bu eleştirileri de cesaretle yapmak zorundayız. Onlar ilkesiz olabilir, hukuksuz olabilir, vicdansız olabilir. Biz, özümüze kulak verecek, Kur'an ve Sünnet ile yolumuzu aydınlatacak, adil olacağız, eşitlikçi olacağız, ayrım yapmadan barışı savunacağız" dedi.

BEYLERBEYİ SARAYI'NA GEÇTİ

Erdoğan konuşmasının ardından katılımcılarla hatıra fotoğrafı çektirip salondan ayrıldı. Erdoğan daha sonra Beylerbeyi Sarayı'na geçti.

Bu video Adobe Flash Player'ın son sürümünü gerektirmektedir.

Adobe Flash Player'ın son sürümünü indirin.

 

Kaynak:Haber Kaynağı