ERDOĞAN-BALKON KONUŞMASI

ERDOĞAN-BALKON KONUŞMASI

Erdoğan, "Sizleri bu tarihi günde demokrasinin ve milli iradenin bu zafer gecesinde en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum.

"BU SEÇİMİ KAZANAN SADECE RECEP TAYYİP ERDOĞAN DEĞİLDİR" 

Erdoğan, "Sizleri bu tarihi günde demokrasinin ve milli iradenin bu zafer gecesinde en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum. Cumhuriyet tarihimizde ilk kez gerçekleşen halk oyuyla cumhurbaşkanlığı seçiminin ülkemize, milletimize, tüm dost ve kardeş ülkelere hayırlı olmasını rabbimden niyaz ediyorum. Şahsımı Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. Cumhurbaşkanı olarak tayin eden aziz milletime buradan şükranlarımı sunuyorum. Sandık başına giden her bir kardeşime teşekkür ediyorum. Bize oy versin ya da vermesin oyunu kullanan bu tarihi günde tarihin yapılmasına ve yazılmasına katkıda bulunan her bir vatandaşıma teşekkür ediyorum. Yurt dışında bütün zorluklara rağmen sandığa gidip bu tarihi seçimde ilk kez oy kullanan kardeşlerime, gümrük kapılarında oy kullanan kardeşlerime huzurlarınızda teşekkür ediyorum. 81 vilayetimizde bize hayır duaları eden kardeşlerime bugün buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Dost ve kardeş ülkelerden bize hayır dualarını gönderen özellikle de bugün Avustralya'dan Amerika'ya, Güney Amerika'dan Bosna Hersek'e, Japonya'dan Almanya'ya kadar Türkiye için milletin adayı için dua eden tüm gönül dostlarına teşekkür ediyorum. Kardeşlerim bugün bu seçimi kazanan sadece Recep Tayyip Erdoğan değildir. Bugün milli irade bir kez daha kazanmıştır. Bugün demokrasi bir kez daha kazanmıştır. Bugün şahsıma oy verenler kadar şahsıma oy vermeyenler de sevenlerimiz kadar sevmeyenlerimiz de kazanmıştır" dedi. 

"BUGÜN 77 MİLYON, 81 VİLAYET KAZANMIŞTIR"

Erdoğan, "Bugün 77 milyon, 81 vilayet kazanmıştır. Hiç kuşkusuz bugün yeni Türkiye, büyük Türkiye, öncü Türkiye kazanmıştır. Kardeşlerim sadece Türkiye değil, bugün Bağdat, Kabil, Beyrut, Saraybosna, Üsküp de kazanmıştır. Bugün Şam, Halep, Hama, Humus bugün Ramallah, Gazze, Kudüs de kazanmıştır. Bugün 77 milyon kadar yer yüzünde aziz milletimizin kardeşleri dostları kader arkadaşları gönüldaşları da kazanmıştır. Sevincimize ortak olan herkese bu büyük alandaki coşkuyu şehirlerinde, ülkelerinde gönüllerinde yaşayan herkese özellikle tek tek teşekkür ediyorum. Herkese buradan selamlarımı sevgilerimi yolluyorum. O meydanlardaki mitinglerimizde 'Ramazan' demediniz, 'Sıcak' demediniz, 'Oruç demediniz ve meydanlarda bizimle aynı coşkuyu paylaştınız. Kapı kapı dolaştınız. Milletin adamına oy istediniz. Size ne kadar teşekkür etsem azdır" diye konuştu. 

"ARTIK ÇANKAYA İLE MİLLET ARASINDAKİ TÜM ENGELLER ORTADAN KALKMIŞTIR"

Erdoğan, "Kardeşlerim, aziz milletim 1 Temmuz'da adaylığımız açıklandığında bunun bir Fatiha olduğunu söylemiştik. Evet bugün Türkiye ve milletimiz adına kutlu bir Fatiha’yı yani kutlu bir açılışı hep birlikte idrak ediyoruz. Bugün bir dönemin kapılarını kapatıyor artık yeni bir döneme doğru ilk adımı atıyoruz. 3 kasım 2002'de milletin partisinin iktidara gelmesiyle TBMM ile millet kucaklaşmıştı. Bugün milletin doğrudan seçtiği cumhurbaşkanı ile artık Çankaya ile millet arasındaki tüm engeller ortadan kalkmıştır. Çankaya halkıyla bütünleşmiştir. Şeyh Edebali’nin 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' öğüdü bugün tam manasıyla tecelli etmiştir. Uzun yıllar boyunca demokrasinin üzerinde bir vesayet aracı olarak muhafaza edilmeye çalışılan Çankaya bugün itibari ile milli iradenin tam egemenliği altına girmiştir. Sahibi millet olan devletin parlayan yıldızı bizzat millet tarafından artık ehline emanet edilmiştir. Bugün tarihi bir gün. Bugün devletin milletle muhabbetle kucaklaştığı gün bugün ceberrut zorba kibirli milletine tepeden bakan devlet anlayışının ortadan kalktığı şevkat ile kucaklayan milleti ile var olan güçlenen devlet anlayışının zafer kazandığı gün" dedi. 

"BUGÜNDEN İTİBAREN DEVLET VE MİLLET AYNI İSTİKAMETE BAKIYOR"

Erdoğan, "Artık devletin ve milletin iki ayrı istikameti bulunmuyor. Bugünden itibaren devlet ve millet aynı istikamete bakıyor. 12 Eylül 2010 tarihinde yüzde 58 oy oranı ile kabul edilen Anayasa değişikliği, 12 Eylül darbesinin izlerini hatırlayın, silmişti. Bugün ise 27 Mayıs 1960 parantezi artık kapanmıştır. 27 Mayıs'’n bir vesayet aracı olarak Türkiye'ye dayattığı cumhurbaşkanlığı anlayışı artık tedavülden kalkmıştır. Biz 13 yıl önce 14 ağustos 2001'de Ak Parti'yi kurarken ne demiştik. Menderes gibi 'Yeter' demiştik. 'Yeter söz milletindir' demiştik. Ama bir şey daha ilave etmiştik. 'Yeter söz de milletin karar da milletin' demiştik. İşte şimdi sözde karar da milletin uhdesine geçti. Aracılar vasıtası ile cumhurbaşkanı seçmediniz. Bizzat kendiniz seçtiniz" diye konuştu. 

"12 YIL BOYUNCA HEP SÖYLEDİĞİMİN ARKASINDA DURDUM" 

Erdoğan, "Millet sadece TBMM'yi sadece hükümeti tayin eden değil Cumhurbaşkanı'nı da tayin eden bir gücü eline geçirmiş, Türkiye'nin istikametini artık kendisi bizzat belirlemeye başlamıştır. Biliniz ki bugün dünden çok daha iyidir. Emin olunuz yarınlar bugünden çok daha iyi olacaktır. Zira bugün Türkiye'nin gücüne güç katılmıştır. Bugün 2023 hedefleri 2053 ve 2071 hedefleri artık çok daha yakınımıza gelmiştir. 9 seçime girdik. 9 seçimin her birinden zaferle çıktık ve dikkat ediyor musunuz? Oylarımız hep yükselerek sandıktan çıktık. Hemen hemen her seçimde bir balkon konuşması yaptım. Aziz milletime seslendim. Aziz milletimiz her bir seslenişimde akıldan ziyade kalbin ve vicdanın kelimeleri ile seslendim. Meydanlarda mikrofonların önünde balkonda ne söylediysem 12 yıl boyunca hep söylediğimin arkasında durdum" dedi. 

'Gönül diliyle konuşalım. Farklı bir Türkiye’yi gelin hep birlikte kuralım. Ortaya çıkan sonuçlar da çok net gösteriyor ki, uzlaşma çatıda değil, uzlaşma parti üst yönetimlerinde değil tabanda olmuştur.'

"MİLLETİMİZ İÇİNDE BU SEÇİMİN KAYBEDENİ YOKTUR"

Erdoğan, "Bu 9. seçim konuşmamda da gönlümün ruhumun vicdanımın hissiyatını sizlere aktarıyorum. İşte onun için bütün kalbimde, bütün samimiyetimle söylüyorum ki milletimizin içinde 77 milyonun her bir ferdi içinde bu seçimin mağlubu yoktur. Milletimiz içinde bu seçimin kaybedeni yoktur. Kaybeden vardır. Statüko kaybetmiştir. Elbette vesayet bugün en büyük mağlubiyetini yaşamıştır. Elbette kirli siyaset dışı güç odakları bugün ibretlik bir ders almıştır. İnanıyorum ki muhalefet bugünden itibaren politikalarını gözden geçirecek ve yeni Türkiye ile örtüşen bir muhalefet ve siyaset tarzı bugünden itibaren inşa edilecektir. Ancak bize oy vermeyenler bizi onaylamayanlar bizi sevemeyenler bu seçimin mağlubu değildir. Bugün onlar da kazanmıştır. Gönülden ifade ediyorum. Bugün yeni bir toplumsal uzlaşma sürecini hep birlikte başlatalım diyorum. Eski tartışmaları eski Türkiye'de bırakalım istiyorum. Gerilimleri, çatışma kültürünü sanal sorunları eski Türkiye'de bırakalım istiyorum. Biz her adımda kendi iç muhasebemizi yaptık. 'Yeni Anayasa' dedik değil mi? 326 milletvekili ile Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda 3 kişiyle temsil edilmeyi kabul ettik. 3 diğer partinin toplamı 250 milletvekiliydi. onlar ise 9 kişiyle temsil edildi. Biz neden bunu yaptık? İstedik ki derdimiz bağcıyı dövmek değil üzümü yemektir. Ne yazık ki başarılı olamadık. Neden? Çünkü uzlaşma olmuyordu ve en sonunda Meclis Başkanı açıklamasını yaptı. Burada bir şey vardı. Uzlaşma kendi inandıklarını karşıya dayatma değildir. 47 madde uzlaşıldı altında imzalar var. Daha sonra 60 madde odlu. Uzlaşıldı. Altında 4 siyasi partinin imzaları var. Hadi gelin bunu çıkaralım dedik yanaşamadılar. Üzüntüm var. Böyle olmaz. Türkiye'de muhalefet siyaha beyaz deme sanatı değildir. Beyaza siyah deme sanatı değildir. Onun için inanıyorum ki muhalefete de kendisini check edecektir" dedi.

"BAŞARILI OLDUĞUMUZDA ASLA VE ASLA KİBRİN TUZAĞINA DÜŞMEDİK"

Erdoğan, "Bu kardeşiniz Beyoğlu Gençlik Kolları Başkanı olduğu günden bugüne kadar her başarının ve her başarısızlığın ardından kendi kendini hesaba çeken bir kardeşinizdir. Başarısız olduğumuz alanlarda kendimizi sorguya çektik. Başarılı olduğumuzda da asla ve asla kibrin tuzağına düşmedik. 40 yıla yaklaşan siyasi mücadelemiz bizim bu anlayışımızın şahididir. Yanlış yaptığımızda hiç gocunmadan yanlışımızı ifade ettik ev üzerine gittik. Değişimden tekamülden hiçbir zaman çekinmedik. Türkiye'nin gerçekleriyle milletimizin gerçekleriyle ortak akıl ve ortak değerlerle örtüşmeyen her meselede kendimizi sorguladık ve değişim mücadelesi verdik. Bize yaşatılanların, bize dayatılanların, bize kısıtlanan, bize yasaklananların başkalarına yapılmaması için azami dikkat azami hassasiyet gösterdik. Hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale etmedik. Hiç kimsenin değerlerini tahkir etmedik. Kimliklere kültürlere inançlara hor gözle bakamadık. Bize oy verenleri yücelten bize oy verenlere hizmet götüren oy vermeyenleri tereden tahkir eden bir siyasi anlayışımız hiçbir zaman olmadı. Bunu sadece sözle değil eylemlerimizle de ortaya koyduk. İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum dönemde bunu eylemlerimizle icraatlarımızla ortaya koyduk. 12 yıllık iktidarımız süresince bunu sözümüzle samimiyetimizle ortaya koyduk. 81 vilayetin tüm belediyelerine istisnasız adil bir şekilde hazine payı verdik. Maliye'den aynı şekilde. Ama muhalefette olduğumuz zaman bizim neler çektiğimizi biz biliriz" diye konuştu.

"77 MİLYON AYNI BAYRAĞIN GÖLGESİ ALTINDA GELECEĞE YÜRÜYORUZ"

Erdoğan, "Bugün şunu bütün samimiyetimle söylüyorum. Milletimin bunu takdirine bırakıyorum. Bize diktatör diyenler lütfen kendi muhasebelerini yapsınlar. Bize otoriter diyenler lütfen kendi muhasebelerini yapsınlar. Bizi tek adam olmakla, baskıcı olmakla, mahalle baskısı yapmakla itham edenler lütfen kendilerini samimiyetle sorgulasınlar. Kendilerini seçkin kendileri dışındakileri sıradan görenler, kendilerini eğitimli başkalarını cahil görenler, kendilerini bilinçli başkalarını cahil görenler, lütfen vicdan muhasebesini yapsınlar. Siyasi tarihimiz boyunca söylediklerimize baksınlar. Özellikle de yetki aldığımı dönemlerde yaptıklarımızı baksınlar. 12 yılda Türkiye'ye kazandırdıklarımıza baksınlar. Lütfen ellerini vicdanlarına koysunlar ve kararlarını öyle versinler. Biz hepimiz aynı vatan toprakları üzerinde yaşıyoruz. Hepimiz 77 milyon aynı bayrağın gölgesi altında geleceğe yürüyoruz. Milletimiz bir, bayrağımız bir, vatanımız bir devletimiz bir... Hepimiz aynı ecdadın aynı kültürün aynı medeniyetin ve aynı tarihin evlatlarıyız. Siyasi görüşlerimiz farklı olarak yaşam tarzlarımız farklı olabilir, inançlarımız, mezheplerimiz, değerlerimiz, etnik köken ve dinlerimiz farklı olabilir ama biz, hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Hepimiz bu ay yıldızlı bayrağın gölgesi altındayız. Her birimiz bu devletin sahipleriyiz. Müslüman, Hristiyan, Musevi, Süryani, Ezidi'den önce Türkiyeli vardır. Alevi'den Sünni'den önce Türkiyeli vardır. Türk, Kürt, Arap, Laz, Gürcü , Boşnak, Çerkez Roman'dan önce Rum Ermeni'den önce Türkiyeli vardır. Bugünden itibaren yeni bir toplumsal uzlaşı anlayışı ile farklılıklarımızı zenginlik olarak görerek ama farklılıkları değil ortak değerlerimizi öne çıkararak yeni bir istikbali inşa etmek istiyorum. Bugün her birimiz kendimizi vicdan muhasebesini tabi tutalım" dedi.

"MUHALEFETİN GERİLİM SİYASETİNİ BİR KEZ DAHA SORGULUYALIM"

Erdoğan, "Bugün muhalefetin korkutma, kutuplaştırma ve gerilim siyasetini bir kez daha sorgulayalım. Bugün bir kısım medyanın pompaladığı korku ve kutuplaştırma siyasetini bir kez daha samimiyetle sorgulayalım diyorum . İnanın bu sorgulamayı samimiyetle yaparsak Alevi'nin de Sünni'nin de, Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü vs. hepsinin başörtülü başı açığının da ne kadar ortak yanı olduğunu daha iyi göreceğiz. Şu anda ben karşımda başörtülüyü de görüyorum, başı açık kardeşlerimi de görüyorum. İşte bunun adı vahdette kesrettir. Yani çoklukta birlik... Bunu başarmaya mecburuz. Bunu halletmeye mecburuz. Bayrağımız bir, istiklal marşımız bir. Dağlarımız nehirlerimiz bir. Türkülerimiz, şarkılarımız, acılarımız, sevinçlerimiz bir. Bizim sadece tarihimiz değil, bugünümüz, yarınımız, kaderimiz bir. Bırakalım aracıları, bırakalım tercümanları, bırakalım fitne ve nifak odaklarını. Birbirimizin gözüne bakalım gözüne" diye konuştu. 

Kaynak:Haber Kaynağı