DİYANET TAKVİMİNDE BİR SKANDAL FETVA DAHA

DİYANET TAKVİMİNDE BİR SKANDAL FETVA DAHA

Diyanet'in bu fetvası, Tayyip Erdoğan'ın "Her kürtaj bir Uludere'dir" çıkışını hatırlattı.

AKP'nin antidemokratik politikalarını halka dayatmak için en çok kullandığı yöntemlerden biride Diyanetİşleri Başkanlığına açıklama yaptırtmak sonrada TBMM çoğunluğu ile yasaya uydurmak ola gelmiştir. Sol Haber'den Ahmet Çınar'ın bildirdiğine göre, Diyanet  İşleri Başkanlığı'nın 2016 takviminde üç günün kürtaja ayrıldığı gözlendi.

KADINLARIN GÜNAHI DENİLDİ

23 Ocak, 26 Aralık ve 30 Ocak tarihli takvim yapraklarında kürtaj olan kadınların "işledikleri günahın diyeti olarak" 5 deve ya da 212 buçuk gram altın ödemesi gerektiği savunuldu. Takvim yaprağında, uyuyan bir insanı öldürmek ile kürtaj yaptırmak aynı iki eylem olarak değerlendirildi. 

KÜRTAJ CİNAYETTİR DENİLDİ

Söz konusu takvim yapraklarında kürtaj "cinayet" olarak anıldı. 4 aylıkken cenine "ruh" üflendiği iddia edilen takvim yaprağında, "Bu süreden önce de kürtajın yapılmaması gerektiği" fetvası verildi. Gerekçe olarak da şöyle denildi: "Ruh taşımayan canlı bedeni imha etmek caiz olsa idi, uykudaki insanı öldürmek caiz olurdu."

Diyanet'in bu fetvası, Tayyip Erdoğan'ın "Her kürtaj bir Uludere'dir" çıkışını hatırlattı. 

İŞTE O TAKVİM YAPRAKLARI

Diyanet Takvimi'nin 23 Ocak tarihli yaprağında şöyle denildi: 

"Ana rahmindeki ceninin, annenin hayatını doğrudan etkileyecek bir tıbbî zaruret olmadan aldırılması veya kasıtlı olarak düşürülmesi ya da mü- essir bir fiil, tehdit veya korkutma ile düşmesi durumunda gurre adı verilen bir tazminat ödenir. Gurrenin 1/20 diyet, yani 5 deve veya 50 dînar (212,5 gr. altın) olduğu kabul edilmiştir."

"UYUYAN İNSANI ÖLDÜRMEK İLE KÜRTAJ AYNIDIR"

26 Aralık tarihli takvim yaprağında ise şu ifadelere yer verildi: 

"Cenine karşı bir cinayet işlenmesi hâlinde gurre denilen bir ceza-tazminat ödenir. Gurrenin miktarının, sünnetteki tatbikat örneğinden yola çıkarak beş deve veya 212 gram altın olduğu görülmektedir. Gurre, ceninin mirası kabul edilir ve düşmesine sebep olan kimse hariç, varisleri arasında paylaştırılır. Gurrenin ödenmesi için çocuk düşürmenin kasten veya hata ile olması, anne veya baba tarafından işlenmesi fark etmez. Ruhun cenine dört aylık iken üflendiğini bildiren hadisten hareketle bu süreden önce ceninin kürtaj edilebileceği yönünde bir görüş varsa da bu isabetli değildir. Bu yoruma göre, ruhun üflenmiş olması ceninin müstakil bir kişilik kazanması konusunda ölçü alınmakta, ruh üflenmeden önce cenin bir et parçası sayılmış olmaktadır. Oysa cenin döllenmenin gerçekleşmesi ile potansiyel bir insan hâline gelmekte olup dokunulmazdır. Ruh taşımayan canlı bedeni imha etmek caiz olsa idi, uykudaki insanı öldürmek caiz olurdu. Zira Allah Teâlâ uyku hâlinde insan ruhunun bedenden ayrıldığını haber vermektedir."

KÜRTAJA İZİN YOK!

Diyanet takviminin 30 Aralık tarihli yaprağında şu cümleler yer aldı:  

"Yaşama hakkı, erkek spermi ile kadın yumurtasının birleştiği ve döllenmenin başladığı andan itibaren Allah tarafından verilmiş temel bir hak olup artık bu safhadan itibaren anne baba da dâhil hiçbir kimsenin bu hakka müdahale etmesine izin verilmemiştir. Ayet ve hadislerde yer alan genel prensipler ve özel hükümler, anne karnındaki ceninin dinen meşru sayılan haklı bir gerekçe olmadan düşürülmesine, aldırılmasına ve gebeliğe son verilmesine müsaade etmez. 'Çocuklarınızı yoksulluk korkusuyla öldürmeyin' ayeti, Hz. Peygamber'in kasten çocuk düşürenin veya buna sebep olanın maddî tazminat ödemesine hükmetmesi, anne karnındaki çocuğun hayat hakkını da güvence altına almaktadır."

Kaynak:Haber Kaynağı