Dini özgürlük konusunda ABD bu yıl ne demiş

Dini özgürlük konusunda ABD bu yıl ne demiş

Raporun Türkiye ile ilgili bölümünden: "Devlet kurumlarında ve ilköğretim okullarında başörtüsü yasağı yürürlükte kalmaya devam ediyor ama hükümet, üniversitelerde ve bazı çalışma mekanlarında bu yasağı dayatmıyor."

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın her yıl yayınladığı bir yıl öncesine ait "Dini Özgürlükler Raporu" Özbekistan, Rusya gibi ülkeleri de içine alan bir çalışmaya dönüştü. Raporda daha önce yer alan Türkiye, bu yıl da ciddiyetini korudu.

Raporun Özbekistan'a ilişkin bölümünde Nur tarikatına bağlı öğrencilerin şiddeti sürekli kınamalarına karşın takipte oldukları kaydedildi.

Raporla ilgili açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanlığı’nda Uluslararası Dini Özgürlükler’den Sorumlu Özel Elçi Suzan Johnson Cook, Müslüman karşıtı duygular ve ayrımcılığın Avrupa ve Asya gibi çeşitli yerlerde belirgin olduğunu bildirdi. Cook toplum ve yönetimleri hoşgörüye ve şiddet olayı faillerinin hesap vermelerini sağlamaya çağırdıklarını belirtti.

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın hazırladığı raporda, Rusya'da  dini özgürlüklerin ihlal edildiğine yer verildi. Ruya'da dinine bağlı kimi insanların gözaltı, para cezası gibi cezalara çarptırıldıkları, dini azınlık grupları üzerinde ağır baskılar olduğu kaydedildi.

Özbekistan bölümünde hükümetin, “şiddet içeren aşırılığı sürekli olarak kınamalarına karşın” Said Nursi tarafından kurulan ve Türk bilgini Fethullah Gülen’in dini öğretim faaliyetiyle ilgili Nur’u da yasakladığı belirtildi.

Her yıl dünyada dini özgürlükler konusunda ayrıntılı araştırmalar yapıp ABD Kongresi’ne sunmak üzere bir rapor hazırlayan United States Commission on International Religious Freedom da Mayıs ayı başlarında yayınladığı raporunda Rusya’nın Gülen'in metinlerinin aşırı olmadığı yönünde karar vermesinden sonra Adalet Bakanlığı’nın artık Hizmet Hareketi çalışmaları hakkında Adalet Bakanlığı Danışma Kurulu'na başvurmaktan vazgeçtiği belirtilmişti.

Raporun Türkiye'ye ilişkin bölümünün özetinde, Türk Anayasası ve kanunların dini özgürlükleri koruduğu ancak bazı yasa, politikalar ile anayasal hükümlerin bu hakları kısıtladığı ileri sürüldü.

Devletin, dini grupların üyelerini etkileyen birçok kısıtlamaları uyguladığı iddia edilen raporda, "Dini inançları nedeniyle askerlik yapmayı reddeden en azından bir kişinin tutuklanması dahil dini özgürlüklerin suistimal edildiğine dair bazı raporlar var" ifadesi kullanıldı. 

Raporda şunlara yer verildi: "Genellikle Rum, Ermeni ve Süryani Ortodokslar ile Ermeni Protestan ve Yahudi toplumu dahil Osmanlı döneminde resmi olarak tanınan dini grupların üyeleri, kendi ibadetlerini uygulama özgürlükleri bulunduğunu bildirdi. Hükümet, önceki yıllarda el konulan azınlıklara ait dini vakıfların mülklerinin iadesine veya tazminine devam ediyor. Hükümet, 40 yıldır kapalı durumda olan Heybeliada Ruhban Okulu'nun hangi yasal merci altında tekrar açılabileceğine açıklık getirmedi.

Devlet kurumlarında ve ilköğretim okullarında başörtüsü yasağı yürürlükte kalmaya devam ediyor ama hükümet, üniversitelerde ve bazı çalışma mekanlarında bu yasağı dayatmıyor. Bazı dini gruplar, üyelerini ve din adamlarını eğitmede, mülk satın almada, devlete kaydolmakta kısıtlamalarla yüz yüze kalmakta. Dini konuşmalar ve din değiştirme yasal olsa da bazı Müslüman, Hristiyan ve Bahailerin devlet kısıtlamaları, gözetleme ve çocuklara dini bilgiler sağlama veya din propagandası yapma suçlamasıyla ara ara tacizlerle karşı karşıya bulunmakta".