Leyla Mine Tandağ

Leyla Mine Tandağ

Devlet Değil Seni Doktor ve Eczacı Tedavi Ediyor.

Ne Demiş Kanuni Sultan Süleyman; Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi…

Malum 2013 Türkiye’sin de Popüler politika esaretinde bir “Sağlık” uygulamaları sürdürülüyor. Halk “Bedava teşhis, tedavi, tahlil, röntgen, MR, tahlil, ilaç” sloganları altında Hastane ve Eczanelere koşuyor. İnsana bir ferahlık geliyor, vatandaş “İyi ki Türk Vatandaşıyım, iyi ki Türkiye’de yaşıyorum, iyi ki sosyal güvenlik var.” diye şükrediyor her gün. Buraya kadar her şey ne kadar da güzel değil mi? 
Maşallah, Maşallah.
***
Ülkeme yabancı yatırımcılar geliyor, özel hastaneler açılıyor…
Ülkeme yabancı yatırımcılar geliyor, dev eczaneler açacak…
Ülkeme yabancı doktorlar geliyor, on numara beş yıldız bize bakıyor, bakacak…
Ülkeme yabancı sermaye baskı uyguluyor, “ver artık şu Eczane’nin anahtarını bize, yoksa tepem atacak”.
Ülkeme yabancı yatırımcı dev Eczaneler açacak, halka ilaç danışmanlığında en büyük adım olacak…
Hamdolsun. Hamdolsun.
***
Yoksa işin aslı başka mı? Birisi de yazar mı?
Bak canım vatandaşım;
Yatırımcı nedir? Parası ile para kazanmak isteyen kişi veya kurumdur. Derdi senin sağlığın olsa neden gözlerinde TL işaretleri ile ülkene girmeye, vergi ödemeye çalışsınlar?!
Bir gün bu ülkede dev eczaneler açıldığında; şu an Amerika Birleşik Devletlerinde düşülen duruma düşecek ve ilaç danışmanlığı alamayacaksın.
Bir gün; sosyal güvenlik kurumu özelleştirilecek sigorta şirketlerine prim ödeyeceksin ki zaten ödediğin veya işverenin ödediğin prim ortada…
Bir gün marketin Eczane rafının önünde sana ilaç için yardım edecek eğitimli kimseyi bulamayacaksın. Bir pencerenin arkasından sıran gelirse, o da belki, soruna zar zor cevap verecek bir Eczacı bulacaksın. Hiçbir zaman o semt esnafının sıcaklığı, dostluğu sana veresiye veren kişiyi bulamayacaksın. Neden? Çünkü Eczacılar mesleki gururunun pompalama haberler ile itibarsızlaştırılma, göz göre yok olmasına ve en önemlisi yabancı yatırımcının maddi gücüne dayanamayacak yok olacak…
Yalnızlaşacaksın…
Bir gün gelecek hamileliğinden doğumuna ve çocuğunun gün ve gün büyümesine şahitlik eden Aile Hekimini çok arayacaksın… Gün gelecek seni evinde ziyaret eden, bir telefon uzağında ki Aile Hekimine ulaşamayacaksın. Gün gelecek yabancı yatırımcı ve sigorta şirketleri ve hatta primini ödediğin sosyal güvenlik gözünde bir müşteri olacaksın sana hizmet değil aklını bulandırıp hizmet adı altında mal satılmaya çalışan bir müşteri… 
Daha da yalnızlaşacaksın.
***

Seçimlerden evvel, Aile Hekimliğinde muayene ücreti yok denmişti. Nasıl da sevinmiş, şükretmiştik değil mi? 
Lakin devletin;  Muayene ücreti adının reçete bedeli olarak değiştirebileceği ve hatta her reçetemizden 3 TL’yi güzelce almaya başlayabileceğini, bununla da kalmayıp, Doktor tedavine göre 3’den fazla ilaç yazdı ise “seni gidi seni niye hasta oldun bakim bana dertsin mantığı ile“ 1 TL ekstra da kutu başına ödemeye mecbur edebileceğini düşünmemiştik değil mi? Evet itiraf edelim, düşünmedik. "Hamdolsun" dedik geçtik.  

Madem teşhis, tedavi, o, şu bunlar onlar BEDAVA, özel hastaneler bir harika ve buna rağmen bedava, neden Eczacınla her gün tartışıyor (ki kendisinin bu konu ile ilgisi hiç yok iken), “Muayene ücretini ben ödemiştim. Aldatıyorsunuz bizi, Eczacılar soyguncu olmuş.” diye anlamlı(!) cümleler sarf edip Eczacına sözlü saldırı ve suçlama da bulunuyorsun.  
Madem ilaç bedava; maaşından kesilen ilaç farkları, yüzde 10 katkı payları,  çalışansan her gün katlanarak artan ilaç farkları ve yüzde 20 katkı payları nedir? Tamam, bu kadar da olsun diyebilirsin. Haklısın da… 
Peki, neden Eczacı arkadaşları birbirine düşürme gayretinde “Öteki Eczacı almıyor, sende alma“ diye söylenip Eczacıları zor durumda bırakıyor, kanun dışı eyleme zorluyor ve en acısı o dükkâna girme sebebinin “sadece ilacın verildiği yer olmadığını” hatırlamıyorsun? Sorsana hangi ilaçlar hangi teşhiş için yazılmış, ilaçların birbiri ile etkisini, hangi gıdalarla alınması gerektiğini, iyileşmek için başka ne tür aksiyonlar almak gerektiğini… 
Bir danış belki Eczacının “İlacı veren bir kasiyer, satış görevlisi “ olmadığını hatırlar; onların eğitiminden, etinden, sütünden yararlanırsın. Elinde ki nimeti kullanırsın.
***
Sana da hak vermiyor değilim “Popüler politik sloganlar” üreteceğim derdi olduğu için, sana da eksik bilgiler veriliyor.
Yöneticilerinin düşüncesizce ettiği sözlerden sende ki genel kanaat şu yönde gelişiyor;  
Doktorlar; reçete yazan, senin sözlü, fiziksel her türlü hakaretini çekmeye mecbur meslek topluluğu, (nasılsa devletin sana baksın diye maaşını ödediği yer ve aslında vergilerinle maaşını da sen ödüyorsun(!) ), 
Eczacılar da paragöz, kötü insan; sadece ilaç satan, seni kazıklamaya çalışan bir semt esnafı.  
Tüm suçlu Sağlık Hizmeti aldığın meslek grupları, değil mi?  

Seni tedavi eden devlet, Doktor ve Eczacı önemsiz, değil mi? 
Devletine bin kere maşallah ve hamdolsun. Peki.
***
Sana son 3 sene de kaç Doktorun itibarsızlaştırılan meslekleri yüzünden şiddete maruz kaldığını, stresten sağlığından olduğunu, canına kıydığını ve hatta hayatını kaybettiğini anlatsam,
Sana son 3 sene de kaç Eczacının sırf bu sebepten ailesini, sinir stresten, gelecek kaygısından sağlığından olduğunu ve hatta buna dayanamayıp canına kıydığını, hayatını kaybettiğini anlatsam,
Bana İnanır mısın?
Bence inanmalısın. Neden mi? 
Çünkü ben de İnsanım, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşıyım, ben de bu çarkın içindeyim, ben de bu ülkenin topraklarında okumuş, yetişmiş bir sağlık hizmetlisiyim.  Senin kadar ben de ülkeme, beni yönetenlere “Maşallah, Hamdolsun” diyebileceği günü bekleyen bir vatan evladıyım da ondan! 
Lakin ben şu an sadece “İnşallah” diyebiliyorum.
Ey Milletim gel sen Sahip çık Sağlık Hizmeti Veren Evlatlarına.  Medyada ki haberleri, sana dayatılmaya çalışan sistemi sorgula. Hemen koş ve gerçek mi diye seninle yüz yüze gelen, kanatlarını sorgusuzca sana açan sağlık meleğine sor…
Eczacıları 13.12.2013 de mesleklerine sahip çıktıkları için tebrik ediyor sizleri de desteğe davet ediyor ve  #kanaldeczacılardanözürdile  diyorum.

@lmtyazar
leylaminetandag.com 

Önceki ve Sonraki Yazılar