Demokrasi Kahramanı mı, Terörist Öcalan'ın Postacısı mı?

Gezi protestoları sırasında eylemcilere destek veren ve büyük sempati toplayan Sırrı Süreyya Önder İstanbul'da CHP adayı Mustafa Sarıgül' ün oylarının peşinde. Bazı kesimler tarafından gezi eylemleri sonrası "Demokrasi Kahramanı" ilan edilen Önder, eski mesleği yönetmenlik, senaristliğin ardından iyi bir oyuncu olduğunu da kanıtlıyor.

BDP saflarında Milletvekili olarak İstanbul'dan oy çıkaramayacağını anlayan Önder, istifa ederek, vatandaşın ne amaçla kurulduğunu bilmediği HDP adlı partiden İstanbul Adayı oldu. Önder İstanbul'dan seçilemeyeceğini tabii ki bilmekte. Ancak son seçimlerden beri aldatmaca barış süreci gösterisi ortakları AKP' nin İstanbul'da kaybetmemesini şehvetle istemekte. Bu nedenle tüm anketlerde ön sırada görünen CHP adayı Sarıgül' ün seçilmesini engellemek için CHP dışı sol kesimlere "Adayınız Benim" demekte.

Aslında hayali, CHP' den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterilmek olan Sırrı Süreyya Önder, CHP adaylığı kendisine sorulduğunda "henüz kesin olmamakla birlikte böyle düşünce ve öneriler olduğunu" söylemişti. Ardından da, CHP'nin parti içi aday yoklamaları sırasında  Mustafa Sarıgül kadar adının öne çıktığını bile iddia etmişti. 

Sırrı Süreyya Önder' in iddiaları CHP tarafından defalarca yalanlanmış olduğu hâlde Sırrı Süreyya iddialarını sürdürmüştü. 

Mustafa Sarıgül' ün adaylığı açıklandığında bu hayalleri suya düşen Sırrı Süreyya Önder, başta AKP ve PKK olmak üzere bir kısım CHP karşıtı liberallerin de Gezi Parkı performansına bakılarak kendisini öne çıkarmasının verdiği özgüven sayesinde yeni kurulan Halkların Demokrasi Partisi' nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını açıkladı. 

Öncelikle şunu iyi anlatmak istiyorum, Halkların Demokrasi Partisi, Türk Halkı tarafından terör örgütü PKK ile organik bağları bulunan hattâ Türk Halkının büyük bir kısmı tarafından terör örgütü PKK' nın Türkiye Büyük Millet Meclisi içerisindeki temsilcisi olarak da görülen Barış ve Demokrasi Partisi' nin estetik ameliyat sonrasındaki yeni halinden başka bir şey değildir. 

Sırrı Süreyya ve ardındaki başta Abdullah Öcalan ve  PKK olmak üzere diğer güçler bu olumsuzlukları düşünerek  Halkların Demokrasi Partisi' nin kurulmasına karar vermiş, Sırrı Süreyya da daha önce bahsettiğim Gezi performansı sayesinde CHP' den oy alabileceği hesaplanarak İstanbul' dan aday olması sağlanmıştır. 

Sırrı Süreyya bugünlerde CHP' ye karşı iddialı söylemlerde  bulunmakta hatta biraz daha ileri giderek CHP' yi parçalayarak İstanbul yarışını kazanacağını ileri sürmekte. 

Sırrı Süreyya ve arkasındaki güçler her ne kadar estetik operasyon geçirmiş yeni bir parti kurmuş olsalar bile, İmralı cezaevinden  teröristbaşı Abdullah Öcalan' ın mektuplarını taşıyıp, Teröristbaşı Abdullah Öcalan ile birlikte samimi pozlar vererek bırakın Türk Halkı' nın oyunu almayı ümit etmeyi, kendi şahsi politik hayatını bitirip birilerinin kullanıp bir kenara atacağı bir piyon olmaktan ileri gidemez. 

Sırrı Süreyya Önder içinde bulunduğu bu şartlarda kazanma şansı imkansız olan   İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı hayali yerine, belki de öncelikle Gezi günlerini ve halktan aldığı desteği düşünerek, Türk Halkının tümünü temsil eden bir "demokrat mı", yoksa Terorist Öcalan'ın mektuplarını  taşıyan terör örgütü "PKK'nın Postacısı olarak mı" anılmak istediği konusunda karar vermelidir? 



Önceki ve Sonraki Yazılar