DEMİRTAŞ DAVUTOĞLU'NU FENA YANITLADI

DEMİRTAŞ DAVUTOĞLU'NU FENA YANITLADI

13 yıldır hiç bir şey yapmadığınızın itiraf beyannamesidir. Yeni olan şey başkanlık, o da ne? Onun anlamı şu, yani sayın Ahmet Davutoğlu diyor ki, 'bana oy verin ülkeyi başkası yönetecek'

"BANA OY VERİN ÜLKEYİ BAŞKASI YÖNETECEK BEYANNAMESİDİR"

HDP Eş Genel Başkanı Selehattin Demirtaş, dün Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan Ak Parti'nin seçim beyannamesini değerlendirirken, "İki cümle ile değerlendireyim Ahmet Hoca'nın hatırı kalmasın. Bir defa seçim beyannameniz 13 yıldır hiç bir şey yapmadığınızın itiraf beyannamesidir. Yeni olan şey başkanlık, o da ne? Onun anlamı şu, yani sayın Ahmet Davutoğlu diyor ki, 'bana oy verin ülkeyi başkası yönetecek' diyor" dedi.

PROVOKATİF EYLEMLERE İZİN VERMEYELİM

Diyarbakır'da bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Demokratik Toplum Kongresi'ne (DTK) yaptığı ziyaretin ardından gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulunup, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Demirtaş, temel hedeflerinin huzur içerisinde bir seçim kampanyası ve faaliyet yürütmek olduğunu ifade ederek, "Hiç bir yerde provokatif eylem ve girişimlere prim vermeyelim. Herkesin kendi özgür iradesiyle sandığa gidebileceği bir seçim çalışması yürütmek istiyoruz. Bu konuda DTK destek verecek bir çalışmayı yürütüyor"dedi.

"BAŞBAKANSIN AMA ÜLKEDE OLUP BİTENDEN HABERİN YOK"

Ağrı'da yaşanan çatışma üzerinde Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın kendisine ve partisine yönelik sert eleştirilerini değerlendiren Demirtaş, şöyle konuştu: "Tabi ki onların seviyesine inecek halimiz yok. Ülkede Başbakan olmuşlar, Cumhurbaşkanlığı yapıyorlar, fakat ahlaktan eser yok, kullandıkları dil, üslup, çok seviyesizce, hitap tarzları çok ucuz, Pespaye bir dil kullanıyorlar. 13 yıldır bunlar ülkeye yönetiyorlar maalesef. İnşallah ülkeyi bunlardan kurtarırız diyeyim dil ve üslupları ile ilgili. Öte taraftan sayın Başbakana hatırlatmak istiyorum. Bingöl'de Emniyet Müdürü'ne saldırı olduğu saatlerde 4 kişiyi orada infaz ettiniz ve sen Başbakan olarak çıkıp dedin ki, 'alçaklar iki saat içinde hak ettikleri cezayı buldular'. Sonra ortaya çıktı ki o 4 kişinin saldırı ile hiç alakası yok. Bunu balistik raporları da diğer kayıtlarda ispatladı. Yine aynı Başbakana sormak istiyorum Nihat Kazanhan 13-14 yaşında Cizre'de polis kurşunu ile öldürüldü ve sen çıkıp dedin ki, 'asla orada bir polis müdahalesi yoktur, asla polis arada bulunmamıştır' dedin ama olay ile ilgili şu anda bir polis tutuklu. Nihat Kazanhan'ı öldürmekten dolayı. Şimdi Ağrı olayı ile ilgili de bizi suçluyorsun. Senin yalancılığın ispatlanmış bir Başbakansın. O yüzden konuşmadan önce dur bir düşün. Bin defa düşün bir defa söyle. Başbakansın ama ülkede olup bitenden haberin yok. Belki seninde olup bitenden haberin olmaması normaldir. Çünkü gerçek bBşbakan değilsin. Üzülüyorum kendisine de üzülüyorum. Kendini Başbakan sanıyor. Hakkikaten Ağrı'da olup bitinden haberin yok. Orada çatışmanın yaşandığı yerin en yakın yerleşim birimi olan köy AKP'li. Köyün muhtarı diyorki, 'bize baskı yok, biz rahatlıkla AKP'ye oy veriyoruz, kimse bize baskı yapmıyor' diyor. Köy muhtarı seni yalanlıyor, Genelkurmay Başkanı seni yalanlıyor, senin AKP il başkanın seni yalanlıyor. 'Asker gelmese çatışma olmazdı' diyor. 'Burası çatışma yeri değil' diyor çatışmanın olduğu yer, dağın başı. Dolayısıyla PKK'lıları silahlı ile yerleşim birimine inmiş o yüzden çatışma çıkmış yalanına sığınmasınlar. Bu bir AKP provokasyonu idi ve boşa çıkmıştır. Halk şu anda kimin provokasyon peşinde olduğunu iyi anlıyorlar. AKP kendi yaptığı provokasyonun tuzağına düşmüştür. Kendi kazdıkları kuyuya düşmüştür. Ağrı meselesi bundan ibarettir, bunun iyi bilinmesi lazımdır."

"PKK DAHA NE KADAR GERİ ÇEKİLECEK BİLMİYORUM"

HDP lideri Demirtaş, Ağrı gibi bir çatışmanın yaşanmaması için bazı kesimler tarafından gündeme getirilen PKK'nın geri çekilmesi ile ilgili bir soru üzerine şunları söyledi: "İnşallah hiç bir şekilde en küçük bir provokasyon yaşanmaz. Bizim temennimiz bu. Fakat, provokasyon önleme konusundaki sadece bize ait değil. Asıl birinci sorumluluk hükümetindir, tedbir alması gereken hükümettir. Şehirlerde de, kırsalda da.

MADEM SİLAH ZORUYLA OY KULLANIYORLAR ORADA OY ORANIMIZ NEDEN DÜŞÜK

Fakat, şu manipülasyona kimse düşmesin, bakın deniyor ya, 'silah zoruyla HDP'ye oy topluyor' külliyen yalan. Bizim kırsaldaki oy oranımız şehirdekinden çok daha düşük. PKK kırsalda bir silahlı güçtür, dağda bir silahlı güçtür. Eğer PKK zoruyla HDP'ye oy veriyor olsaydı, oradaki oy oranımızın çok yüksek olması lazımdı. Yani bu yalana kimse inanmasın, böyle bir şey yok, böyle bir gerçeklik yok. Zaten Ağrı'daki muhtar AKP'yi yalanladı. Ama, Cumhurbaşkanı ve Başbakan ısrarla, 'Bunlar silahla oy alıyor' diyorlar. Valla silah sizin elinizde, ordu sizin emrinizde. Sizden daha çok silahı olan yok bu dünyada. Ve silah zoruyla baskıyla para gücüyle oy almaya çalışan sizsiniz. Bu dönemde ben herkesin dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum.

DAĞIN BAŞINDA BEKLİYORLAR DAHA NEREYE ÇEKİLSİNLER

PKK daha ne kadar geri çekilecek bilmiyorum. Dağın başında bekliyorlar, ateşkes konumundalar. Nereye çekilsinler? Onu da bir söylesinler. Tam olarak nereye çekilmesini istiyorlar PKK'nın. Bunu söyleyenlerin bir yol da göstermesi lazım. Eğer sınır dışı diyorlarsa, hangi yoldan, nereden, hangi yasaya mukabil gidecekler? Bunu da söylesinler. Çekilebilecekleri kadar zaten yüksekte duruyorlar. Dağın başındalar. Sen illaki, 'gidip onlarla çatışacağım' demezsen, ilan edilen ateşkese devlet uyarsa hiç bir çatışma olmaz. İnşallah hiç kimsenin de burnu kanamaz. Biz dedik, asker de PKK'lı de bu halkın evlatlarıdır. Tek bir insanın burnu kanamasın. Ağrı halkı orada insanlık görevini yapmıştır. Diyadinliler, askerleri omuzlarında taşıyarak ölümden kurtardılar. Bunu inkar etmenin ne anlamı var?

TSK BAŞKANI TEŞEKKÜR EDİYOR CUMHURBAŞKANI BAŞBAKAN ELEŞTİRİYOR

Bak Genelkurmay Başkanı teşekkür ediyor halka. Cumhurbaşkanı ve Başbakan, o provokasyondan istediklerini elde edemeyince şimdi HDP'yi suçlamaya çalışıyorlar. Sanki HDP oraya ordu göndermiş de çatışma yaratmış gibi. Kusuru bakmasınlar, halk AKP'nin yalanlarını yemiyor. Millet bunların ne mal olduğunu iyice anladı. Her gün daha fazla teşhir olacaklar, panikleyecekler, panikledikçe de hata yapmaya devam edecekler. Allah hiç kimseyi onların durumuna düşürmesin. Gittikçe rezil olacaklar, görünen odur."

"İKİCÜMLE İLE DEĞERLENDİREYİM AHMET HOCANIN HATIRI KALMASIN"

Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından dün açıklanan Ak Parti seçim beyannamesini değerlendiren n Demirtaş, "AKP dün kendi seçim bildirgesini açıkladı. Üstünde uzun uzun tartışmaya gerek yok. Bize çağrıda yapıyor 'değerlendirin' diye. İki cümle ile değerlendireyim Ahmet Hoca'nın hatırı kalmasın" dedi. Demirtaş, açıklanan seçim beyannamesinin ile 13 yıldır hiç bir şey yapmadığının itiraf beyannamesi olduğunu ileri sürerek, şöyle konuştu: "Eğer siz 13 yıldır bir şey yapmış olsaydınız niye bunları şu anda vaad olarak halka sunuyorsunuz ki.

12 YILDIR SÖYLEDİKLERİNİN AYNISINI

Zannederseniz ki ilk defa seçime giriyorlar. 13 yıldır onlar iktidar değilmiş gibi efendim anayasayı değiştireceğiz, özgürlük getireceğiz, şunu yapacağız, bunu yapacağız. Yeni olan tek şey var, başkanlık. Gerisinin tamamını 12 yıldır söylüyorlar, ne zaman yapacaksınız 2023'de yapacağız diyorlar. Bu halk 2013'e kadar sizi sırtında taşımak zorunda mıdır? 13 yıldır aynı nakaratı tekrarlaya tekrarlaya temcit pilavı gibi ısıtıp, ısıtıp halkın önüne getiriyorlar. Yeni olan şey başkanlık, o da ne? Onun anlamı şu, yani sayın Ahmet Davutoğlu diyor ki, 'bana oy verin ülkeyi başkası yönetecek.' Kendi kendini inkar eden ve seçim bildirgesini inkar eden bir husustur başkanlık. Eğer başkanlık sistemine geçilecekse Türkiye'de AKP bunu vaad ediyorsa, geri kalan vaatler, 'hükümetimiz şunu şunu yapacak' demesinin hiç bir anlamı yok. Çünkü hükümet ortada kalmayacak, başkanlık sistemine geçince. O vaatlerin tamamı boşa çıkmış oluyor. Bunları yapacak hükümet ortada kalmayacak. Yani sayın Ahmet Davutoğlu, kendini inkar edecek bir seçim beyannamesi ve bir seçim çalışması yapacak, farkında değil. Başkan seçeceğiz, başkan seçeceğiz diye o bildirgeyi niye üstleniyorsunuz? Çıksın Recep Tayyip Erdoğan üstlensin o bildirgeyi o zaman. Hükümet bir taraftan bu bildirgenin sahibi olacak, öbür taraftan başkanlık sistemine geçeceğiz. Bu beyannamede yazılanların hepsi de fasa fisodur demek istiyorlar. Ne yaptıklarının farkında değiller. Hakkatten yazık bu ülkeye. Böyle bir hükümeti, böyle bir iktidarı, böyle bir Başbakanı bu ülke hak etmiyor. 7 Haziran'da halkımızın hak ettiği, halkımızın layık olduğu bir sonucu HDP olarak biz ortaya çıkaracağız, şimdiden hayırlı olsun diyoruz."

"ERMENİ MESELESİNİ ELLERİNİN TERSİ İLE İTEMEZLER"

Papa'nın konuşmasının ardından Avrupa Parlamentosu'nun Ermeni tasarısını kabul etmesi kararını değerlindiren Demirtaş, "Hükümetin tarihte, geçmişte yaşanan bütün olaylar ile ilgili bir defa Hakikatleri Araştırma ve Geçmişle Yüzleşme meselesi olarak konuları ele alması lazım. Şimdi Papa bir şey söylüyor, buradan çocukça tepki veriyorlar. Avrupa Parlamentosu bir karar veriyor çocukça bir tepki gösteriyorlar. Zannedersiniz ki kreştir, devlet yönetmiyolar da kreşte okuyan çocuklar gibi refleksler gösteriyorlar. İnsan, anlamakta zorlanıyor bunları. Yani cidi bir şekilde bu meseleyi nasıl ele aldığınızı, Ermeni gerçeği ile nasıl yüzleşilmesi gerektiğini topluma bir anlatın. Çünkü, bu Türkiye'de tartışılmamış bir meseledir, henüz resmi olarak açıklığa kavuşmamış bir meseledir. Bu tepkileri vermek yerine akılcı bir yol haritası ile Türkiye'de Ermeni meselesine nasıl yaklaşılacağı, nasıl yüzleşileceği tartışılsa hükümet bunları anlatsa çok daha iyi olur. Sorumluluk mevkiinde olanlar onlardır, bu konuyu elinin tersi ile itemezler. Efendim Papa'yı tanımayız, AP'yi tanımayız, dünyada hiç bir gücü tanımayız diyerek bu sorun ile yüzleşme gerçekleşmez. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişlerinin tavrı bence çocukça tavırlardır."

Kaynak:Haber Kaynağı