DAVUTOĞLU ERDOĞAN'IN DİLİYLE KONUŞTU

DAVUTOĞLU ERDOĞAN'IN DİLİYLE KONUŞTU

İlk grup toplantısında öyle sözler söyledi ki…

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Grup Toplantısı'nda ilk kez konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Partili vekillere seslenerek; "Ben sadece kollektif aklın, vicdanın temsilcisi ve sözcüsü olacağım. Eğer burada ola ki sizce bir sapma, herhangi bir yanlış gördüğünüz unsur olursa gelip konuşmanız gereken bendenizim" dedi.

Davutoğlu, 1 Eylül'ün Uşak'ın kurtuluşunun yıldönümü ve Dünya Barış Günü olduğunu anımsatarak; "Uşak'ın kurtuluşunu sağlayan o milli iradenin arkasında Ankara'da TBMM ve milletvekilleri vardı. Allah bize o Birinci Meclis’in çalıma azmini nasip etsin ve bir daha milletimize esaret tattırmasın. Bugün itibariyle AK Parti istiklalimizin teminatıdır. AK Parti aynı zamanda iç barış, bölgesel barış ve uluslararası barışın teminatıdır. İç barışın teminatıdır, çünkü 30 yıldır süren bir kardeş kavgasına son verme iradesini, mührünü AK Parti vurmuştur. Hiç bir kudret, bu milleti etnik ve mezhepsel temelli bölge gücüne ulaşamayacaktır. Sadece iç barışı değil, bölgesel barış içinde adım atan bir ülke varsa o da Türkiye’dir. Ateş çemberinin ortasında bir barış adası var. İnşallah bir gün nasıl Türkiye’de barış sağlanmışsa çevre ülkelerde de etnik, mezhebi, dini ayrım gözetmeden yaşayacakları bir barış ortamının sağlanması için ne gerekiyorsa yapacağız" diye konuştu.

"İLK DEFA AYNI KADRODAN 2 CUMHURBAŞKANI"

AK Parti grubunun dimdik durması gerektiğini dile getiren Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti; "Son 10 gün içinde yaşadıklarımız, AK Parti hareketinin ne kadar sağlam temellere dayandığını gösterdi. İleride siyaset bilimciler şu son 10-12 günde yaşananları incelediklerinde, AK Parti kadrolarının sergilemiş olduğu tutumu bir örnek tutum olarak tarihe geçireceklerdir. 2 büyük değişim yaşandı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti devir teslimi yaşandı, en ufak sarsıntı, gönül kırıklığı olmadı. İlk defa aynı kadro içinden iki cumhurbaşkanı birbirlerine bu yüce makamı, çok büyük bir katılımla büyük bir onurla bu devir teslimi gerçekleştirdiler. Biz 11. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’e demokrasi mücadelesinde gösterdiği çabalar için teşekkür ediyoruz. 12. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a da tüm desteğimizi vereceğimizi tekrarlıyoruz. Başbakanlık devri de ilk defa hiçbir tartışma yaşanmadan gerçekleşti. Kongremizin adı olağanüstüydü, pek çok konuda da olağanüstüydü. Atmosferi katılımı ve sıcağıyla bile olağanüstüydü. Ama sürecin işleyişi içinde hiçbir olağanüstülük yaşanmadı. Ve sürecin sonunda bendenizi bu makama layık gördüler. Teşekkürlerimi minnetlerimi ifade etmek istiyorum."

"HEPİNİZİN YANIMDA DURMANIZI İSTİYORUM"

Davutoğlu, milletvekillerine seslenerek, AK Parti kadroları için fitne sokmayacaklarını belirtti. 'Sizce sapma olursa gelip konuşmanız gereken benim' diyen Davutoğlu, şunları kaydetti; "Duyulan güven sadece bir makamda güç sahibi olmak için ikram edilmiş bir makam değildir. Aynı zamanda büyük bir sorumluluktur. Sizden tek bir talebim var, bu sorumluluğu birlikte, omuz omuza taşıyalım. Hiçbir fani, tek başına bu sorumluluğun yükünü omuzlarında hissedemez. Ancak ve ancak kollektif bir akıl, vicdan, ortak irade bu sorumluluğu taşır. Ben sadece kollektif aklın, vicdanın temsilcisi ve sözcüsü olacağım. Bunu yaptığım ölçüde de hepinizin yanımda durmanızı istiyorum. Eğer burada ola ki sizce bir sapma, herhangi bir yanlış gördüğünüz unsur olursa, gelip konuşmanız gereken bendenizim. Bu topluluk içine hiçbir şekilde kulis, lobi, fitne, fraksiyon sokmayacağız. Başka partilerde görüldüğü şekilde şucular, bucular gibi bir anlayışı sirayet ettirmeyeceğiz. Öyle ki CHP'de birlik ve kardeşlik kurultayı demiş. Bizim milli birlik ve kardeşlik projemizden etkilenmişler galiba. Ama o çatı altında o yaklaşımlarla bunu sağlamaları zor görünüyor. Biz iktidar partisiyiz, her dakikamız önemli. Bizim iç tartışmalarla enerji tüketmeye vaktimiz olmadı, olmayacak. Bu anlamda hükümetimizde yapılan değişiklikler esnasında, hep çok duygulandırıcı, ahlak timsali tablolar yaşandı."

DAVUTOĞLU'NDAN KILIÇDAROĞLU'NA: KONUŞSA NE YAZAR KONUŞMASA NE YAZAR?

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'nun 'Savaş dışında Cumhurbaşkanıyla görüşmeyeceğim' açıklamasını eleştirerek; "Halk seçimini yapmış, bütün dünya Cumhurbaşkanımızı onore etmiş, önünde saygıyla eğilmiş. Kılıçdaroğlu bu tablo içinde ne yazar? Konuşsa ne yazar konuşmasa ne yazar?"

Başbakan Davutoğlu, bazı odakların AK Parti'nin türbülansa girmesini beklediğin iddia ederek; "Son 5 gün içinde yaptıklarımız onlara gösterdi ki, biz yaptığımız her çalışmayı planlı yaparız ve planımız da 8 aylık değildir, 2023'e kadar nakış nakış işlenmiş bir plan üzerinde yürüyoruz. Bunu da kimse geçici bir hesabın içine koymasın. Hiç heves etmesinler. Bu AK Parti kadroları öyle bir kadro ki kendi içinde nefs hesabı yapmazlar.

AK Parti kadroları erdemli, kapsayıcı ve sürekli olduğu için bu süreçte sapasağlam kalmayı başardı. AK Parti geçmişten aldığı derinlikli misyonla ve çizdiği vizyonla geleceğe kadar gider. Ne zaman aramıza nefs ve ego girerse işte o zaman konjonktürel bir parti haline dönüşürüz. Bendenizin en önemli sorumluluğu ve görevi, bu ortak akıl, vicdan atmosferini korumaktır. Bu konuda da dışarıda aç kurtlar gibi bekleyenlerde çok beklerler diyorum" diye kaydetti.

"GÖRDÜĞÜM AN 'VAY NASİPSİZ' DEDİM"

Cumhurbaşkanlığı yemin törenin yaşanan iç tüzük kitabı fırlatma olayını eleştirerek; "Eğer bir insanın derununda böyle bir tavır göstermek meyili yoksa o anda ortaya çıkmaz. 2 ihtimal var; ya Kılıçdaroğlu talimat verdi, bu çok vahim bir şeydir. Ya da kendi başına yaptı, bu da içselleştirilmemiş ahlak konusunu açık bir şekilde gündeme çıkarıyor. Ben onu gördüğüm anda, bir kitap aşığı olarak 'Vay nasipsiz' dedim. Kitap sevgisinden nasipsiz adam dedim. Bizde kitap ve kalem kutsaldır. Biz kitaba saygı gösterirken, Rabbimize de saygı gösteririz. Binlerce kitabım var benim. Odaya her girdiğimde onları okşarım. Kitap bir nimettir, onu okuyabilene, kitapların kitabına iman edene. Bu arkadaşınız, ister talimatla ister fevri olarak yapmış olsun, onu fırlatırken aslında bizim mayamızı da fırlattı. Buradan bütün yazarlara, kitapseverlere çağrıda bulunuyorum. Bu olaya tepki göstersinler. CHP içinde ikna odaları kurmuş arkadaşlar var. İkna odaları yerine okuma odaları kurmuş olsalardı, bu arkadaşlar nasibini alırdı. Eğer bu arkadaşa bir disiplin cezası verirlerse, benim tavsiyem 24 saat bir sahafta kalma mecburiyeti getirsinler. Çünkü o sahaftaki kitap kokusu, şifadır. Bu psikiyatrik vakayı ancak o şifa iyileştirir. Ben hayatım boyunca içinde kitap olmayan hiçbir odada uyumadım. Kitabın fırlatıldığı makam neresi; TBMM Başkanlığı. Bu makama kitap fırlatmak, aynı zamanda siyasi bilinç eksikliğidir" ifadelerini kullandı.

"ANAMUHALEFET PARTİSİNE, EDEBİ, AHLAKI, HAYAYI, KİTAP SEVGİSİNİ, DEVLET AHLAKINI ÖĞRETECEĞİZ"

Başbakan Davutoğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a yemin törenine katıldıkları için teşekkür etti. Davutoğlu, CHP'yi eleştirerek şunları söyledi; "Devlet terbiyesi budur. Orada gösterilen saygı aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı makamınadır. Önümüzde çok ciddi bir anamuhalefet sorunu var. Sabırla bu anamuhalefet partisine, edebi, ahlakı, hayayı, kitap sevgisini, devlet ahlakını öğreteceğiz. Sehven dahi olsa, TBMM'de bizden böyle şeyler çıkmamalı. Ama şunu bilsinler ki eğer Meclis'i bu yolla tıkayıp bloke etme niyetleri varsa, ona da hiçbir zaman izin vermeyiz. "

"ÖYLE YA DA BÖYLE KONUŞACAK"

Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirilerini yönelten Davutoğlu; "Dün bir açıklaması oldu, savaş hariç Cumhurbaşkanımızla görüşmeyeceğini söyledi. Bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır, siyasi ahlaktır? Halk seçimini yapmış, bütün dünya Cumhurbaşkanımızı onore etmiş, önünde saygıyla eğilmiş. Kılıçdaroğlu bu tablo içinde ne yazar? Konuşsa ne yazar konuşmasa ne yazar? Ama göreceksiniz, tıpış tıpış demek istemiyorum, öyle ya da böyle konuşacak. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’yla kimse küs olma hakkında ve haddine sahip olamaz. Saygısızlık eğer Cumhurbaşkanlığı makamına olmamış olsaydı, saygısızlık TBMM makamına, kitaba olmasaydı bugün sadece AK Parti grubuna hitap edecektim. Ama saygısızlık o kadar yüce makamlara ki, bunun karşısında susmak, adaletsizlik, acizliktir" diye konuştu.

Kaynak:Haber Kaynağı