ADIYAMAN’da güvenlik güçleriyle terör örgütü PKK üyeleri arasındaki çatışmada şehit olan Uzman Onbaşı Müsellim Ünal’ın, Kayseri’nin Develi ilçesindeki baba ocağına ateş düştü.

YAKTIN BENİ OĞLUM

Adıyaman merkeze bağlı Kömür beldesindeki Kurk ve Derinsu mevkilerinde arazi arama-tarama faaliyeti yapan güvenlik güçlerine terör örgütü PKK mensuplarınca ateş açılması sonucu çıkan çatışmada Uzman Onbaşı Müsellim Ünal şehit olurken, Uzman Onbaşı Tanju Gülen ve Başçavuş Yunus Vatandaş yaralandı. Çatışmada şehit olan Uzman Onbaşı Müsellim Ünal'ın Kayseri’nin Develi ilçesine bağlı Kulpak mahallesindeki babası Yusuf Ünal’ın evine acı haber, akşam saatlerinde ulaştı. 

BASIN MENSUPLARINA SALDIRDILAR

Acı haberle yıkılan acılı baba Yusuf Ünal, tek oğlunun ardından, "Yaktın beni oğlum. Ben bu acıya nasıl dayanacağım?’’ diye feryat etti. Bu arada, şehidin yakınları görüntü almaya çalışan basın mensuplarına tepki gösterdi. 

Mahalle sakinleri, haberi alır almaz, şehidin baba evine akın ettiler. Askeri yetkililer, şehidin ailesine haberi verirken, bir ambulans da hazır bekletildi. Şehit Müsellim Ünal’ın babasını ziyaret eden Develi Belediye Başkanı Mehmet Cabbar da baba Yusuf Ünal’ı teselli etmeye çalıştı. Şehidin evinin önünde Kur’an okundu. Şehidin cenazesinin yarın öğle namazının ardından kılanacak cenaze namazının ardından Kulpaük'ta toprağa verileceği öğrenildi.

ŞEHİT JANDARMA ONBAŞININ CENAZESİ ADIYAMAN'A GETİRİLDİ

GÜVENLİK güçleriyle terör örgütü PKK'lılar arasında dün çıkan çatışmada şehit olan uzman onbaşı 22 yaşındaki Müsellim Ünal'ın cenazesi, Malatya'da yapılan otopsinin ardından tören için Adıyaman'a getirildi. Adıyaman merkeze bağlı Kömür beldesindeki Kürk ve Derinsu mevkilerinde dün arazi arama tarama faaliyeti yapan güvenlik güçlerine terör örgütü PKK üyelerince açılan ateş sonucunda çıkan çatışmada şehit olan jandarma onbaşı Müsellim Ünal'ın, Adli Tıp Kurumu Malatya Grup Başkanlığı morgunda gece yapılan otopsisi tamamlandı. Askerler tarafından alınarak Malatya Hava Lojmanları Tulga 1 Kışlası'na getirilen şehidin cenazesi, helikopterle tören için Adıyaman'a getirildi. Adıyaman Polis Özel Harekat Şubesi pistine inen helikopterden ambulansa alınan şehidin Türk bayrağına sarılı cenazesi, daha sonra Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna konuldu. Şehidin cenazesi, öğle saatlerinde yapılacak törenin ardından toprağa verilmek üzere memleketi Kayseri’ye gönderilecek.

ŞEHİT UZMAN ONBAŞI SON YOLCULUĞUNA UĞURLANIYOR

Adıyaman'da teröristlerle girilen çatışmada şehit olan jandarma uzman onbaşı 22 yaşındaki Müsellim Ünal için İl Jandarma Komutanlığı'nda tören düzenlendi. Törende gözyaşlarını tutamayan Başbakan Davutoğlu; "Bu topraklarda, bu stratejik topraklarda yaşamanın bedelini bize bir kez daha gösterdi. Bedeli ne ise ödemeye hazırız. Ama bu bedelin karşılığı olarak herhangi birileri, bu semalardan al bayrağın ineceğini düşünüyorsa, bu ülkenin bölünebileceğini hayalinden geçiriyorsa, bu milletin fertlerinin birbirine düşman kılınacağını; kan, kardeş kavgaları düşünüyorsa onlar da bilsinlerki her bedeli öderiz ama onlara izin vermeyiz" dedi.

Adıyaman merkeze bağlı Kömür Beldesi yakınlarındaki kırsalda dün teröristlerin açtığı ateş sonucu çıkan çatışmada şehit olan jandarma uzman onbaşı Müsellim Ünal'ın Türk bayrağına sarılı cenazesi, Adli Tıp Kurumu Malatya Grup Başkanlığı morgunda yapılan otopsinin ardından sabah saatlerinde son kez helikopterle görev yaptığı Adıyaman'a getirildi. Adıyaman İl Jandarma Komutanlığı'nda şehit Ünal için tören düzenlendi. Törene; Başbakan Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Abdullah Atay, Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük, Adıyaman Valisi Mahmut Demirtaş, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ile CHP milletvekilleri Şenal Sarıhan, Necati Yılmaz, Ali Şeker ve Nurettin Demir ile diğer ilgililer katıldı. Şehit Ünal'ın özgeçmişinin okunduğu törende saygı duruşunda bulunularak İl Müftüsü Ali Öztürkçü tarafından dua edildi. Törende konuşan Başbakan Davutoğlu, tüm şehitleri gönül borcuyla andığını belirterek, şöyle dedi: " Bugün burada bir kahramanın huzurunda konumlanmış durumdayız. Büyük milletler, tarihte büyük başarılarla birlikte yaptıkları büyük fedakarlıklarla var olmuşlardır. Milletimizin bu topraklardaki mevcudiyeti de, tek tek milletimizin fertlerinin gerektiğinde canını ve her şeyini feda etmesiyle mümkün olabilmiştir. Bu vesileyle kadim tarihimizden bu yana bu toprakları bize vatan olarak bırakmak için canlarını feda eden bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Allah mekanlarını cennet eylesin. Bugün huzurunda bulunduğumuz bu şehit kardeşimiz bize birçok şeyi hatırlatıyor. Her şeyden önce bu fedakarlıkların en yücesini, makamların en yücesi olan şehitliği hatırlatıyor. Yüz sene önce bu topraklarda Çanakkale Savaşı'nda yada Sarıkamış'ta kimileri soğuktan donarak, kimileri bir adım ötesindeki şehitliğe doğru kahramanca yürürken bugün huzurunda bulunduğumuz Müsellim kardeşimizle aynı makamdır. Yüceler yücesi bu makam, Çanakkale şehitleri için hani Bedir'in aslanlarıyla mukayese eder, Mehmet Akif Ersoy; aynen Müsellim kardeşimiz de Bedir'in aslanlarıyla birlikte haşır olacaktır. Bizim geleceğimizin ne olacağı, akıbeti hayrola diye hep dua ederiz ama şehitlerimizin rahmetle akıbetleri bellidir. Onların akıbeti cennettir, onların akıbeti Hz. Muhammed'ın yanı başıdır. Bizle vatan hizmetini yürütürken hep o makama ulaşmak için dua ederiz. Allah bizleri, şehitlerimizin yanında haşır olacak kadar bu makama layık olanlardan eylesin."

'BİZLER 78 MİLYONUN KARDEŞLİĞİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ'

Başbakan Davutoğlu, 78 milyonun kardeşliği içi çalıştıklarını ancak bunu bozmaya çalışanlara izin vermeyeceklerini ifade ederek şöyle devam etti; "Bir taraftan ailesinin acısını, hüznünü, yüreğini anlıyoruz ama diğer taraftan da diğer bütün şehitlerimiz gibi Müsellim kardeşimize de gıpta ediyoruz. Çünkü müftü efendimizin okuduğu ayeti kerimede de söylendiği, vurgulandığı gibi 'Rabbimizin buyurduğu gibi şehitler yaşarlar.' Bizler onları ölü zannederiz ama onlar hayattadırlar. Onlar görürler, bizlerin anlamadığı ama mutlaka bizim burada bizden de haberdarlardır. Rahmetli şehidimize hitaben diyorum ki; o bize hem şehitlik makamının önemini ve ruhiliğini hatırlatıyor, hem de üzerimize düşen vazifeleri. Kahraman şehidimizin ruhu şad olsun. Ama bilsin ki onun şahadeti üzerinde korumak için ahdettiği, milletimizin birliği ve beraberliği, ülkemizin bütünlüğü ebediyen korunacaktır. Hangi görevde olursak olalım, onları hiç bir zaman unutmayacağız. Çanakkale Savaşı'nda, Sarıkamış dağlarında şehit olanlar, dışarıdan gelen işgalcilere karşı, müstevlilere karşı vatan toprağını korudular. Bu şehit kardeşimiz ise, doğrudan gelmeyen yabancı müstevlilerin dolaylı maşalarına karşı bu toprağı korudu. Bu dolaylı maşalar da bilsinler ki, bölücü terör örgütü de, arkasındaki güçler de bilsinler ki, 78 milyonun son ferdine kadar bu şehidimizin üstüne örttüğü şu al bayrağı bu semalarda ebediyen dalgalandırmak için her türlü fedakarlığı yapmaya hazırdır. Bizler 78 milyonun kardeşliği için çalışıyoruz. Ama bir tarafta Suruç'taki terör saldırısı, diğer tarafta Adıyaman'dan gelen şehadet haberi, yüreğimizi dağladı."

"TSK'NIN GÜCÜ MİLLETİMİZİN TEMİNATI, GÜCÜ VE GÜVENCESİDİR"

Başbakan Davutoğlu, teröre izin vermeyeceklerini de vurgularken al bayrağın semadan inmesine ve ülkenin bölünmesine izin vermeyeceklerinin altını çizdi. Davutoğlu, şöyle konuştu; "Bu topraklarda, bu stratejik topraklarda yaşamanın bedelini bize bir kez daha gösterdi. Bedeli ne ise ödemeye hazırız. Ama bu bedelin karşılığı olarak her hangi birileri, bu semalardan al bayrağın ineceğini düşünüyorsa, bu ülkenin bölünebileceğini hayalinden geçiriyorsa, bu milletin fertlerinin birbirine düşman kılınacağını; kan, kardeş kavgaları düşünüyorsa onlar da bilsinler ki her bedeli öderiz ama onlara izin vermeyiz. Aziz şehidimizin değerli ailesine hitaben diyorum; sizler büyük emeklerle, helal süt ile büyüttüğünüz bu şehidimizi cennete uğurlarken, rahmanın huzuruna uğurlarken bilin ki sizlerin evladı bizim evladımızdır. Sizlerin acınız, acımızdır. Kendi evladımızı uğurluyoruz. Her bir aile, baba bunu bugün Türkiye'de yürekten hissediyor ve acınızı paylaşıyor. Aileniz ailemizdir, acınız acımızdır. Bundan sonra da şimdiye kadar olduğu gibi şehitlerimizin emanetini bundan sonra da koruma konusunda da kararlıyız. Allah şehitlerimizin bizlere bıraktığı bu emaneti koruyanlardan eylesin. Şehitlerimizin makamını cennet eylesin, bizleri de o makama yürüyenlerden eylesin. Şehidimizin ruhu şad olsun. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ve ailemizin başı sağ olsun. Silah arkadaşları Müsellim kardeşimizin emanetine sahip çıkmak en ulvi görevinizdir. TSK'nın gücü milletimizin teminatıdır, gücü ve güvencesidir."

DAVUTOĞLU DA GÖZYAŞI DÖKTÜ

Şehit Ünal'ın Türk bayrağına sarılı tabutu, törenin ardından gözyaşları arasında askerlerin omzunda taşındı. Askerler şehit tabutunu taşıdıkları sırada Başbakan Davutoğlu da gözyaşı döktü. Ailesinin tek çocuğu olan şehit Ünal'ın cenazesi, toprağa verilmek üzere gözyaşları arasında memleketi Kayseri'ye gönderildi.

BAŞBAKAN'IN KONVOYUNDA KAZA

Başbakan Ahmet Davutoğlu ise, uzman jandarma onbaşı Müsellim Ünal'ın şehit olduğu çatışmada yaralanan ve tedavileri Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde süren jandarma başçavuş Yunus Vatandaş ve jandarma uzman onbaşı Tanju Gülen'i ziyaret etmek için İl Jandarma Komutanlığı'ndan ayrıldı. Atatürk Bulvarı'nda ilerleyen Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun konvoyunda 1'i ambulans, 4 aracın karıştığı zincirleme trafik kazası meydana geldi. Kazada şans eseri yaralanan olmazken, araçlarda hasar oluştu. Başbakan Davutoğlu da beraberinde eşi Sare Davutoğlu ve bakanlarla hastanelerde yaralı askerleri ziyaret etti.