DARBE


Yorumcular kıvranıyor:
 

“Hâlâ darbenin başı, sonu belli değil…”

Tamam da, ne yapacaksınız darbenin başını?

Ben size söyleyeyim:

Büyük patron Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmeyi planlarken benim ülkemde de Cumhuriyetle hesaplaşmaya girişenler siperlerini tahkim ediyorlardı.

Gerçi büyük patronun Ortadoğu’da ayağını basacağı sağlam bir zemin (İsrail) vardı ama pis işler için bir başka ortak daha gerekiyordu.

Benim ülkemde ise halkın desteğiyle iktidar olmasına olanak bulunmayan Cumhuriyet düşmanlarının dış desteğe ihtiyacı vardı.

Çıkarları örtüştüğü için yolları kesişti.

AKP, ABD, AB, FETÖ, Liboş taifesi bağlaşıklığı, dayanışma içinde engelleri birer birer aştı. Medya teslim alındı, üniversiteler çökertildi, TSK güçten düşürüldü, bütün güçler tek elde toplandı...

Demokrasi güçlerini alt ettiklerini düşünmüş olmalılar ki, takıyyeyi kaldırıp gerçek niyetlerini yavaş yavaş açığa vurdular.

Bu gelişmelerin doğal sonucu olarak da kaynakların bölüşümü konusunda ortaklar arasında anlaşmazlık başgösterdi.

Cemaatler koalisyonunun erkteki ortağı, ötekini tasfiyeye yönelmişti ki; çıngar çıktı.

Olup biten bu.

Şimdi iki önemli sorunumuz var:

1-Büyük patron “demokrasi aşkına” Ortadoğu’daki çıkarlarının (bir bölümünden) vaz geçer mi?

2-Cemaatler koalisyonu Cumhuriyetle barışır mı?

Birinci sorunun yanıtı belli. Büyük patronun ‘B’ planı, ‘C’ planı hep vardır, BOP şekilden şekile girerek devam eder, sırtımızı dönmeye gelmez.

İkinci konuda ise umutlarımızı beslemek, barış içinde bir arada yaşamanın koşullarını hazırlamak için 79 milyon, elbirliği ile çalışmak zorundayız.

Karşıdevrim sürecinde görece kimi başarılar elde etmiş olsalar da; Cumhuriyet düşmanlarının, Atatürk’ün izlerini yok etme çabaları sonuçsuz kalacak; 15 Temmuzu fırsata çevirme düşleri uzun sürmeyecektir.

Düş kurmaya devam ederlerse, sonuçlarına da katlanırlar. 

Önceki ve Sonraki Yazılar