BÜLENT ARINÇ'TAN CEMAATE AÇIK DESTEK

BÜLENT ARINÇ'TAN CEMAATE AÇIK DESTEK

"Bu arkadaşlara yöneltilen suç isnatları nedir bunu bilmiyorum. Ama eminim ki kalbim ve vidanım diyor ki burada bir yanlışlık var, bunlar da tahliye edilecekler

ESKİ Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Manisa'da bir TV programında gündeme dair soruları yanıtladı.

DAVA BİLE AÇILMAYACAK

Kentte gerçekleştirilen ve 3 kişinin tutuklandığı 'Paralel Devlet Yapılanması' operasyonunu değerlendiren Arınç, "Bu arkadaşlara yöneltilen suç isnatları nedir bunu bilmiyorum. Ama eminim ki kalbim ve vidanım diyor ki burada bir yanlışlık var, bunlar da tahliye edilecekler. Bir dava bile açılmasına gerek duyulmadan bu soruşturma bitecektir" dedi.

VALİNİN ÖZRÜNE "ERDEM"

Arınç, kadınların kelepçelenmesi tartışması için de "Başlarının açık veya kapalı olması kendi tercihleridir. Bizim onlara saygı göstermemiz gerekir. Nitekim sayın Vali de özensiz kullandığı bu ifadeden dolayı özür diledi. Bence bu da bir erdemdir" ifadelerini kullandı.

Manisa'da yerel yayın yapan Medya TV'nin konuğu olan Başbakan eski yardımcılarından Bülent Arınç, gündeme dair soruları yanıtladı. Kentte gerçekleştirilen ve 3 kişinin tutuklandığı 'Paralel Devlet Yapılanması' operasyonuna değinen Arınç, şunları söyledi.

anigif2xx-002.gifBANA TUHAF GELDİ

"7 Haziran seçimlerinden önce paralel yapılanma ile ilgili olduğu söylenen Manisa'da bazı kişilerin ve kurumların işyerlerine güpegündüz onlarca polis ile baskınlar yapılıyor ve suç unsuru aranıyor. Bu bana çok tuhaf geldi. Ben yıllardır bu işlerin içindeyim, 25 yıllık avukatlık yapmışım. Hem kişiler açısından hem de aramanın yapılması benim çok dikkatimi çekti ve bunu yanlış buldum. Çünkü ismi geçen şahıslar Manisa'da maruf insanlardır. Bunları daha önce temsil ettikleri gruplar itibariyle tanıyorum. Bazıları ile siyasette de arkadaşlık yaptık. Dindar insanlar, hayırsever insanlar, inançlı insanlar. Bunların birer terör suçlusu gibi hiç haber vermeden onlarca polis ile herkesin gözü önünde işyerlerinin basılmasının hukuka aykırı olduğunu söyledim. Bu kişiler adeta hükümete düşman edilmek isteniyor. Çünkü bir insan vicdan taşıyorsa bu yapılan yanlışlığı her zaman reddedecektir, bunu eleştirecektir.

BU İNSANLAR KAÇACAK DEĞİLDİR

Eğer mutlaka bir arama yapılacaksa bu kişiler kaçacak insanlar değildir. Benim bildiğim kadarıyla davet edilir, emniyette ya da yargıda ifadeleri alınır. Veya haberli olarak gelinir oradaki işyerlerinde, bilgisayarlar üzerinde arama yapılır. Ama hiçbir delil ve iddia olmadan, hiçbir suç unsuru isnat edilmeden sadece bu insanları kamuoyunda kişilik haklarını zedelemek ve çok zor duruma düşürmek için yapılan bir eylem olduğunu düşündüm. Emniyet müdürünü eleştirdim bununla ilgili düşüncelerimi ifade ettim. Gerçekten o gün için hiçbir şey bulunamadı. Kollarını sallaya sallaya çıktılar. Ben de hayretle düşünüyorum bu insanlar ne suçu işlemiş olabilirler?"

"BU İNSANLAR SUÇ İŞLEYEMEZ "

Tutuklanmaları talebiyle adliyeye sevk edilen şüphelilerin suç işlemediğine inandığını söyleyen Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eğer bugün Paralel Devlet Yapılanması diye veya paralelci olmakla suçlanan bir eylemin içindelerse peki ne yapmışlar? Yani bağış toplamışlar veya aidat toplamışlar da çünkü iddia öyle. Sadece burs vermişlerse veya sadece yurt içinde ya da yurt dışında bir takım kuruluşlara bu bağışlardan göndermişlerse bu dünyanın hiçbir yerinde suç olarak kabul edilemez. Önemli olan bugün Türk Ceza Kanunu açısından veya özel kanunlarda suç kabul edilen eylemleri fikir ve eylem işbirliği içerisinde işlemiş olup olmadıklarıdır. Tabi ben kanaatimi ifade ediyorum. Bu insanlar suç işleyemez. Bu iddialar ve istinatlar boşunadır. Zannediyorum ki bu soruşturma artık akamete uğrayacaktır."

BEN TUTUKLAMAMANIN OLMAMASI GÖRÜŞÜNDEYDİM

Kelepçe olayına da değinen Bülent Arınç, "Sayın Başbakan hemen soruşturma açma talimatı verdi ve emniyet müdürü bu soruşturma sonuçlanıncaya kadar işten el çektirildi. Çok doğru ve yerinde bir karardır. Ama emniyetin sadece birkaç bayan arkadaşın ellerine kelepçeleyerek toplum içinde teşhir etmesine üzülmüş olmakla kalmadık aynı zamanda bu soruşturmaların bitmiş olması lazım. Oysa öğreniyorum ki gözaltındaki kişiler tutuklama talebi ile mahkemeye gönderilmiş sadece 3 kişi hakkında tutuklama kararı verilmiş. Ben tutuklamanın olmaması görüşündeydim. Bu arkadaşlara yöneltilen suç isnatlar nedir bunu bilmiyorum. Ama eminim ki kalbim ve vidanım diyor ki burada bir yanlışlık var bunlar da tahliye edilecekler. Bir dava bile açılmasına gerek duyulmadan bu soruşturma bitecektir" dedi.

VALİNİN ÖZRÜNÜ DEĞERLENDİRDİ

Arınç, gözaltına alınan ve tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen kişilerin hepsini tanıdığını, bazılarıyla eğitim hizmetleri konusunda çalıştığını dile getirdi. Bülent Arınç, Valiliğin baş örtülü kadınlara yönelik kelepçe açıklaması sonrası gelen eleştirilen üzerine Manisa Valisi Erdoğan Bektaş'ın özür dilemesinin erdem olduğunu da söyledi. Arınç, "Çünkü bizler kadınların başlarının açık olması ya da kapalı olması ile ilgili değiliz. Bir kadın haksız yere ellerinde kelepçe ile teşhir edilmemeli. Bir DHKP-C'li gibi, PYD'li gibi, bir PKK'lı gibi veya suç işlemek için oluşturulmuş bir suç ortaklığının faili gibi hiçbir kadın teşhir edilmemeli. Bunu ortada elleri kelepçelenmiş 2 kadın olduğu için söylüyorum. Başlarının açık veya kapalı olması kendi tercihleridir. Bizim onlara saygı göstermemiz gerekir. Nitekim sayın Vali de özensiz kullandığı bu ifadeden dolayı özür diledi. Bence bu da bir erdemdir" ifadelerini kullandı.

SORUŞTURMAYI YÜRÜTEN SAVCILARA SESLENDİ

Soruşturmayı yürüten savcılara Ergenekon, Balyoz gibi soruşturmaları yürüten savcılardan örnekler vererek seslenen Arınç, "Lütfen ciddi deliller olmadıkça belli bir varsayımla yola çıkarak hiçbir zaman suç ihdas edemezsiniz. Bütün bunları onlar benden daha iyi bilir. 'Bunlar olsa olsa FETÖ'nün destekçileridir' diyerek hiç kimse yorum yapıp bir suç unsuru ortaya koyamaz. Herkes aklını başına alsın. Buradan giden başka bir yerden döner. Bağdat'a gitmeye bile hacet kalmaz. Buradan alınan yanlış bir karar emin olun Turgutlu'dan döner. Bir taraftan böyle bir suç unsurunu ortaya koymaya çalışanlar unutmayın ki şimdi kumpaslarla, balyozlar da bilmem ne davaları da kumpas iddialarıyla geri döndü. Müebbet hapis cezası alanlar bugün hepsi beraat etti. O kararları veren hakim ve savcılar ise şuanda cezaevinde. Burada da bir yanlış yapılırsa unutmayın bugün yarın veya bir başka gün bu yanlışlıklar ortaya çıkar. Gerçek gizlenemez" dedi.

FRANSA'DKİ SALDIRI İÇİN "BUNLAR İNSAN BİLE DEĞİLDİR"

Fransa'deki terör olaylarını değerlendiren Arınç, yaşananların çok üzücü olduğunu söyledi. Terörü hiçbir sebebin meşru gösteremeyeceğini vurgulayan Arınç şöyle devam etti: "Kim yaparsa, kime karşı yaparsa yapsın Allah'ın belası lanetlik bir iştir. Terörle de teröristle de mücadele etmek insanlık vazifesidir. Türkiye bundan çok daha acı duyan bir ülkedir. Hem kendi içinde hem de çevresinde yaşanan olaylardan doğrudan etkileniyor. Dolaysıyla Fransa'da yaşananları en çok biz anlayabiliriz. Cumhurbaşkanımız da başbakanımız da terörle mücadele konusunda Fransa'nın yanında olduklarını, olaydan büyük üzüntü duyduklarını ifade etti. DAEŞ terör örgütü olayı üstlendi. Bunlar insan bile değildir. Kaldı ki Müslüman olsun. Böyle bir Müslümanlık anlayışı yoktur. Böyle bir insan katilliği yani Türkiye'nin, dünyanın her yerinde vahşihane cinayet işleyen bir örgütü lanetli bir örgüt olarak görüyoruz. Ve bununla mücadele ediyoruz."

Türkiye'nin bugün terör ile mücadele ettiğini ifade eden Arınç, "Terör örgütleri o kadar çok sayıda ve farklı isimlerde bulunuyor ki. Asıl yapılacak iş bataklığı kurutmaktır. Sadece sinekle mücadele kafi gelmiyor. Fransa'daki olay çok acı bir olay. Bizim Suruç'ta yaşadığımız, Ankara'da yaşadığımız kadar acı bir olaydır. Fransız halkıyla dayanışma içerisindeyiz. Dünyanın neresinde olursa olsun terörle mücadele içinde olacağız. Bizim başımıza gelen başkalarının da başına geliyor" dedi.

IŞİD'İ ESAD'A BAĞLADI

Suriye'ye gelen terör örgütlerin tek amacının Esad olduğunu belirten Bülent Arınç, "Çünkü Esad kendi halkına topunu, silahını yönelttiği zaman muhalifler çok başarısız kaldı. Muhalifler başarısız kalınca Esad ile mücadele etmek için bu tür radikal unsurlar Suriye'ye girdi. Eğer Esad demokratik bir yöntemle görevden ayrılsa ve halkına silah doğrultmasaydı 2 sene öncesine kadar duymadığımız IŞİD'i bugün de duymamış olacaktık. Biz bu örgütün adını artık DAEŞ olarak kullanıyoruz. Aynı manaya geliyor ama içinde İslam kelimesi olmasın diye özen gösteriyoruz. Terörün dini olmaz, milliyeti olmaz. Teröristler her milletten olur. Ama hiçbir din haksız yere insan öldürmeye cevaz 

Kaynak:Haber Kaynağı