Bu yasa, vatanı 'arsaya' dönüştürecek!

Bu yasa, vatanı 'arsaya' dönüştürecek!

12 Kasım'da mecliste kabul edilerek Cumhurbaşkanı Gül'ün onayına sunulan Büyükşehir Belediyelerine ilişkin kanunun verimli tarım arazilerini arsaya dönüştüreceğini öne süren ZMO Genel Başkanı Dr. Turhan Tuncer, Gül'e çağrıda bulunarak yasayı onaylamamasın

Bu yasa, vatanı 'arsaya' dönüştürecek!
ZMO'dan Cumhurbaşkanı Gül'e "Büyükşehir Yasasını onaylamayın" çağrısı.
Yusuf Yavuz
12 Kasım'da mecliste kabul edilerek Cumhurbaşkanı Gül'ün onayına sunulan Büyükşehir Belediyelerine ilişkin kanunun verimli tarım arazilerini arsaya dönüştüreceğini öne süren ZMO Genel Başkanı Dr. Turhan Tuncer, Gül'e çağrıda bulunarak yasayı onaylamamasını ve yeniden görüşülmek üzere meclise iade etmesini istedi. 

YÖNETİM YAPISI KEYFİLİĞE MAHKUM EDİLİYOR
Kısaca 'Büyükşehir Yasası' olarak adlandırılan ve 12 Kasım'da mecliste kabul edilerek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onayına sunulan "Büyükşehir Belediyesi Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"a yönelik tepkiler sürüyor. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Dr. Turhan Tuncer,  tarımsal üretimin, doğal kaynakların ve kırsal alanların geleceği açısından "Büyükşehir Yasası"na "kaygı" ile yaklaştıklarını belirterek, söz konusu yasa ile öncelikle Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluş felsefesinde yer alan ve yerel yönetimleri içeren çok sayıda idari birimin kapatılarak ülkenin yönetim yapısının karmaşık, kaotik, yöneticilerin keyfi inisiyatifine ve ayrıcalıklarına mahkûm edilmekte olduğu görüşünü savundu. 
CUMHURBAŞKANI GÜL'E 'ONAYLAMAYIN' ÇAĞRISI
Yasanın kamuoyunda yeterinde tartışılmadığının altını çizen Tuncer, idari statüleri düşen ya da değişen yerel yönetimlerdeki yöneticilerin ve halkın görüş ve oylarına sunulmadan  "acele ve telaş" içinde çıkartıldığını ileri sürdüğü yasanın Cumhurbaşkanı Gül onaylanmamasını ve meclise iadesini talep ettiklerini açıkladı. 
YASA, TARIMLA GEÇİNENLERE CİDDİ TEHDİTLER YARATACAK
Ziraat Mühendisleri Odası`nın "Büyükşehir Yasası"na ilişkin kaygılarını da sıralayan Tuncer, yasanın, üretim için kullanılması gereken verimli tarım arazilerinin, kentsel alan kapsamına alınıp arsaya dönüştürülmesinin yolunu açtığını ileri sürdü. Düzenleme ile oluşacak arsa rantının, doğal varlıklar üzerinden haksız servet edinilmesine neden olacağı görüşünü dile getiren Tuncer, bu durumun, bundan sonra köy, kasaba ve küçük ilçelerde yaşayanlarla  tarım ile geçinenlerin mülkiyetleri üzerinde ciddi tehditler yaratacağını ileri sürdü. 
'KIYI ALANLARI VE MERALAR AMAÇ DIŞI KULLANIMA AÇILACAK'
Yasa ile Türkiye`deki 16 bin köyün tüzel kişiliğinin ortadan kaldırılacağını kaydeden Tuncer, tüzel kişiliğini yitiren bu köylerin, geleneksel yaşam biçimlerinden ve geçimlik de olsa üretim kaynaklarından uzaklaşarak kendi yaşam ve üretim biçimine yabancı uygulamalarla karşılaşacağını dile getirdi. Yasanın, seçim ile işbaşına gelen muhtarların ve köy halkının tercihlerini hiçe sayarak Cumhuriyet`in ilk yıllarından bu yana kazanılmış olan hakların, tek taraflı düzenlemelerle halkın  elinden alındığını öne süren Tuncer, "Yasa ile tüzel kişiliği sona eren köylerde rantçıların gözünü diktiği kıyı alanları ve meralar, tüzel kişilikler tarafından korunamayacağı için 'amaç dışı kullanıma' açılacak ve böylece doğal varlıklar ve kır yaşamı, ekosistem dengesi gözetilmeksizin tahribata uğrayacaktır" dedi. 
KIRSAL NÜFUS KENTLERDE ZOR KOŞULLARA MECBUR KALACAK
Yasa ile tarım ve kırsal alanlar ile ilgili faaliyetler, uygulamalar ve önceliklerin, bu alanın uzmanları tarafından değil, konu ile ilgili bilgi sahibi olmayan ve hassasiyet taşımayan yerel yöneticilerin inisiyatifi ve ayrıcalıkları doğrultusunda gerçekleştirileceğini dile getiren Tuncer, çekincelerini şöyle sıraladı: 
-Yasa ile Türkiye kırdan-kente yeni bir göç dalgası ile karşılaşacaktır. Üretim kaynakları sınırlanan, yaşam biçimine müdahale edilen kırsaldaki yurttaş kentlerde daha zor koşullarda yaşamaya, iş bulmaya ve barınmaya zorlanacaktır.
-Yasa ile söz konusu uygulamaya maruz kalacak kırsal yerleşimlerde yaşam ve tarımsal üretim maliyeti artacak ve kırsalda var olan yüksek yoksulluk oranı daha da tırmanacaktır.
-Yasa ile bir yandan Büyükşehir Belediyelerinin yetki alanı genişlemekte, diğer yandan Valiliklerin Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı ile insan kaynağı ve harcama yetkileri genişletilerek güçlendirilmekte imiş gibi bir izlenim yaratılmaktadır. Oysa bu durum, mülki idare ile yerel yönetimler arasında yeni çatışmalara yol açacak ve bundan da zaten temel hizmetlerden yoksun kır halkı daha fazla etkilenecektir.
HİZMET BÜTÜNLÜĞÜ KAOSA GİRECEK
-Köylere götürülen belediye hizmetleri büyükşehir belediyelerine ya da ilçe belediyesine devredilmektedir. Burada var olan "hizmette mesafe sorunu" daha da derinleşecektir. Kırsaldaki halk yerel yönetim hizmetlerinin bir bölümünü büyükşehir belediyesinden bir bölümünü de ilçe belediyesinden alacaktır. Bu durum, kırsal alanlara yönelik hizmetin bütünlüğü açısından kaotik bir ortam yaratacaktır.
-Kırsal alanın nüfus azlığı, oy kaygısı ile hareket eden yerel yöneticilerin, nüfus yoğunluğunun olduğu kentsel alanlara daha fazla ilgi göstermesine, kırsal alanın daha da fazla ihmal edilmesine yol açacaktır.
DÜNYA KRİZE GİDİYOR, TOPRAK VE SU TAHRİBİNE SON VERİLSİN
-Türkiye`nin, öncelikle toprak ve su başta olmak üzere doğal varlıklarını koruyacak ulusal politikalara ihtiyacı vardır. Dünyada yaşanan kriz, küresel ısınma ve kuraklık konusundaki uyarılar dikkate alınarak, ülkemizin geleceği için tarım arazileri ve su havzaları üzerindeki tahribata son verilmelidir.