Bu Bir Odtü Direniş Belgeselidir

Bu Bir Odtü Direniş Belgeselidir

ERDOĞAN KORUMA ORDUSUYLA ODTÜ'YE GELDİ ORTALIK KARIŞTI

ERDOĞAN KORUMA ORDUSUYLA ODTÜ'YE GELDİ ORTALIK KARIŞTI
Başbakan Erdoğan'ı protesto etmek isteyen öğrencilere polis müdahale etti.
 
ÜMİT KOZAN / ANKARA 
 
 
 
 
 Göktürk-2 uydusunun uzaya gönderilmesi nedeniyle ODTÜ yerleşkesindeki TÜBİTAK Uzay'da düzenlenecek programa katılacak olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı protesto etmek isteyen gruba polis müdahale etti. ODTÜ'de Fizik Bölümü önünde toplanan öğrenciler saat 15.30'da TÜBİTAK Uzay'a doğru yürüyüşe geçti. Ellerindeki 'Bilimi satan, emperyalist savaş çığırtkanı Tayyip ODTÜ'den defol' pankartıyla yürüyüş yapan öğrencilere polis müdahale etti. Polis ekiplerinin biber gazlı müdahalesinin ardından öğrenciler barikat kurdu. Polisin kullandığı biber gazı nedeniyle ODTÜ yerleşkesinde yoğun dumanların çıktığı görüldü.
 
Başbakan Erdoğan’ı protesto eden ODTÜ’lü öğrencilere polisin uyguladığı şiddet büyük tepki topladı. Twitter ve Facebook’ta olaya tepki gösterenler mesaj yağdırdı.
 
SOSYAL MEDYA DA ODTÜ İSYANINA DESTEK 
 
Ece Temelkuran @ETemelkuran 
Bu nasıl bir öğrenci nefretidir! Ekranlarıyla,bombalarıyla, vargüçleriyle saldırıyorlar. Ne istiyorlar? Ölsün mü bu çocuklar?! #ODTUayakta
 
RedHack ★ @TheRedHack 
Uzay'a mekik gonderirsin ama ODTU'ye giremezsin! Cunku #ODTUayakta ve uyumayada hiç niyeti yok! 
 
EBRUOGUZ @ebruuoguz 
“Biz, ODTÜ'de İngilizce üç kelime öğrendik: Yankee go home." S.Cemgil #ODTUayakta #OTDUdireniyor 
 
Ali Haydar Fırat
#ODTUayakta #arkanızdayızodtu #DayanODTU #dayanodtüyalnızdeğilsin bir devlet kendi çocuklarının üzerine saldırıyor.
 
Arif Tuna Eryılmaz
#ODTUayakta Kommer'i kovanların bayrağını onurla taşıyanlar hala var ve var olacak!
 
Müslim SARI CHP MV @muslimsarichp 
Kurumları ele geçirebilirsin ama insanlarımızı asla #ODTÜayakta #ODTÜdireniyor
 
Aykan Erdemir @aykanerdemir 
#CHP milletvekilleri @aykuterdogdu ve @orhanduzgun60 ile ODTÜ'deyiz. Bu ülkenin çocuklarına sahip çıkıyoruz. #ODTÜayakta 
 
ElfinTataroglu @ElfinTataroglu 
#ODTÜayakta Gençler AKP faşizmine boyun eğmiyor, eğmeyecek. ODTU'de geçit yok, isyan var. Kalbimiz ve desteğimiz ODTU'de
 
ateş ilyas başsoy @SONSAYI 
#ODTUayakta AKP, o patriotları ODTÜ kapısına diz istersen 
 
Selami İnce @selamiince 
Ben size uzaya uydu gönderemezsiniz demedim ki, siz binlerce polis zoru olmadan ODTÜ'ye giremezsiniz. #ODTUayakta 
 
sultan @sultanaksu 
onlar tırnaklarıyla DEVRİM yazanlardır kolay pes etmezler #ODTUayakta
 
Polis ODTÜ'den çıkış yapacağı esnada bir kez daha saldırdı. Ormanlık alana doğru kaçan öğrencilerden yaklaşık 30'unun gözaltına alındığı, polisin öğrencileri gözaltına alırken yoğun şiddet uyguladığı ifade edildi.
ODTÜ'de Erdoğan'a protesto
 
HACATTEPEYE KALDIRILAN ÖĞRENCİ YOĞUN BAKIMDA
 
Bugün yaşanan olaylar esnasında kafasına gaz bombası isabet eden Öğrenci kolektifleri üyesi bir öğrencinin ise durumunun kritik olduğu, hala yoğun bakımda tutulduğu öğrenildi.
 
 PADİŞAH KORUMA ORDUSUYLA ODTÜ'DE
 
 
Öğrenci Kolektifleri ODTÜ'de yaşananlara dair bir açıklama yayınladı:
 
 
İşte o açıklama 
 
 
"Siz de Taylan'ı, Sinan'ı Gördünüz mü?
"1968 sonbaharında Vietnam’da savaşın Vietnamlılaştırılması ile görevlendirilmiş olan CIA uzmanı Robert Commer’in Türkiye’ye büyükelçi olarak atanması büyük tepki topladı. Protestolar sürerken ABD Ankara büyükelçisi Robert Commer, rektör Kemal Kurdaş tarafından 6 Ocak 1969’da ODTÜ’ye çağrıldı. Elçinin makam arabasının forsunu açarak rektörlük önünde park ettiğini duyan binlerce ODTÜ öğrencisi rektörlüğe koştu. Büyükelçinin arabası ters çevrildi. Halil Çelimli, Sinan Cemgil, Taylan Özgür, Ulaş Bardakçı ve İbrahim Seven, deposundan aldıkları benzinle, arabayı ateşe verdiler. Bu olayın ardından Commer Türkiye’den ayrılırken ODTÜ anti-emperyalist ve demokratik mücadelenin merkezi haline geldi."
 
Tarihi anlamak için o zamanlarda yaşananları tam anlamıyla bilmek yetmez. Yaşanılan olayların bugüne çıkarımını kavramak ve öğrendiğin şeyi yaşadığın zamanın pratiği haline getirmek gerekir. Ve bugün ODTÜ öğrencisi kendi tarihini ne kadar iyi bildiğini bir kez daha cümle aleme haykırdı.
 
"Kuvvetler ayrılığı" prensibini önlerinde engel olarak gören ve aynı "ataları gibi" at sırında rahatça koşmak isteyen padişah bir ODTÜ çıkarması yapmak istedi. Ordusunda neler yoktu ki. 105 koruma aracı, 20 zırhlı araç, 3600 polis, toplumsal olayları bastırmada son teknolojinin kullanıldığı teçhizat. Bu görüntü aslında herkese caka satan, herkesle çatışan, kürdü, aleviyi, öğrenciyi, gazeteciyi hapishanelere tıkan, son derece sahte de olsa İsrail'e demediğini bırakmayan, zamanı geldiğinde Avrupa'yı fırçalayan padişahın üniversitelileri duyunca hele bu üniversite bir de ODTÜ olunca tir tir titrediğinin çok önemli bir resmidir. Bu korkunun temelde iki sebebi var. Birincisi bundan iki yıl önce ODTÜ'ye gittiğinde binlerce öğrencinin barikatları dinlemeden yaptığı mücadele, ikincisi ise ODTÜ'nün ideolojisinden korkmasıdır. Çünkü 68'den beri halktan, eşitlikten, paylaşmaktan, insandan, sosyalizmden yana olan ODTÜ, kendi basit fikirlerinden çok daha üstündür ve etkisi çok daha yıkıcı/yapıcıdır. İşte ODTÜ'ye giderken ordusunu bu denli kuvvetli hazırlamasının arkasında bu vardır.
 
Yaşadığımız dönem gerçek anlamıyla ülkemizin en karanlık, en otoriter dönemlerinden biridir. Yeni rejim inşa edilirken, egemen ideologlar bu rejimin ayakta kalabilmesi için sürekli çatışan ve giderek otoriterleşen bir iktidar istiyorlar. Öyle ki bu sadece bir döneme özgü bir strateji değil, neoliberal-islamcı iktidarın bugününden sonra izleyeceği yolun tamamını çevreleyen politik taktiktir. Sömürge tipi faşizmin bütün aygıtlarını ele geçiren ve yeni rejimin doğrultusunda revize eden, dönüştüren AKP şimdi çok önemli bir gücünü üniversitelerin dönüşümüne ayırmıştır.
 
Uzunca bir süredir kurguladıkları ancak hem oligarşi içerisindeki çatışma hem de öğrenci muhalefetinin etkisiyle geciken dönüşüm operasyonu yazın başlatıldı. Bu doğrultuda yazın yapılan disiplin yönetmeliği değişimi, birinci öğretim harçlarının kaldırılması bu sürecin zeminin hazırlamak için devreye sokuldu. Hemen ardından üniversitelerin topyekün değişimini hedefleyen Yüksek Öğretim Yasa'sı tartışılmaya başlandı. Ancak burada belirtmekte fayda var ki bu tartışma AKP istediği için olmadı. 9 Kasım'da Ankara'da son yılların en kitlesel öğrenci mitingi ve YÖK başkanı da dahil bir çok AKP'linin yediği yumurta sayesinde kamuoyunda tartışılır bir hal aldı. Bütün bu yaşananlar sırasında ise iktidarın şiddet aygıtları bütün gücüyle öğrencilere her yerde saldırmaya devam etti.
 
Yüzlerce öğrenci, afiş asmak, eylem yapmak, stant açmak, savaş istememek, parasız eğitim istemek gerekçeleriyle gözaltına alındı, yüzlerce öğrenci yine aynı gerekçelerle soruşturmalara maruz kaldı, bir çoğu mahkemelerde yargılandı. Öğrenci tutuklamaları bu süreç içerisinde hız kesmeden devam etti. Ancak sadece devlet şiddeti yetmedi. AKP daha ince taktiklere de başvurarak sivil faşistleri üniversitelere saldı. Ardı ardına Ankara, Kocaeli, Erzurum gibi üniversitelere faşist saldırılar yaşandı. Gericileri özel olarak konumlandırdı ve hareketlenmelerini sağladı. Dönem açıldığından beri muazzam bir baskı ve şiddet üniversitelilere uygulanmaya başlandı.
 
Muhteşem Padişah ODTÜ'de
Bu baskının ve kurulmak istenen hegemonyanın en güçlü parçalarından biri ise Tayyip Erdoğan'ın ODTÜ'ye gidişiyle tasarlandı. Oluşturulan dev ordu daha padişah gelmeden üniversiteyi işgal etti. Aslında ilk kez denemedikleri bu yöntemle sanıldı ki bu işgal üniversiteye diz çöktürecek! Elbette bu olmadı. ODTÜ, sermayenin, gericiliğin, faşizmin iktidarına karşı AYAĞA KALKTI. Kampüsün her yanını direnerek doldurdu. Sakın ODTÜ bugün sadece Tayyip'e üniversiteyi dar etti sanmayın! ODTÜ bugün; en baskıcı, en karanlık en ağır günlerini geçiren Türkiye'de milyonlarca insana onuru, direnmeyi ve güçler arasındaki uçuruma bakmadan mücadele etmeyi hatırlattı. O anlarda, tam da bugün Tayyip Erdoğan'ın üniversite işgali sırasında Sinan Cemgil öne çıktı. Binlerce polise onlarca zırhlı araca aldırış etmeden başı dimdik yürüdü, Taylan Özgür savunmak için üniversitesini asla yıkılmayacak barikatı ördü. Ulaş Bardakçı bütün üniversitelerden duyulacak kadar gür sloganı patlattı polisin suratına ve hemen ardından Ertuğrul Karakaya öfkeyi, devrimi içerisinde saklayan taşları fırlattı zulmün en çirkin haline doğru. Hepsi aynı anda yumruklarını kaldırdılar en yükseğe ve iktidarın tir tir titrediği ve ne yaptıysa asla alt edemediği ideolojinin en simgesel sloganları hep birlikte atıldı:
 
Faşizme ölüm tek yol devrim!
AKP'nin sürekliliğini sağlayacak işgal politikasının ODTÜ ayağını kim kazandı? Binlerce polisiyle, zırhlı araçlarıyla üniversiteye gelen, korkusu yüzünden okunan padişah mı? Yoksa bugün bütün Türkiye'ye kendi tarihini çok iyi kavradığını gösteren ve direnişi bütün hayatın merkezine taşıyan ve önümüzdeki dönemlerde AKP'nin üniversite politikalarına, geleceği değiştirecek olan YÖK yasasına karşı nasıl mücadele edileceğini öğreten ODTÜ'lüler mi?"